kânı hazırlamaktı. Ama dost devlet- ler bunu nasıl karşılarlardı? Bunun reaksiyonu ne olacaktı? Genç Kur- maylar, doğrusu istenirse bu mesele üzerinde fazla kafa yormamışlardı. Dışarıdaki Türk azınlığına karşılık, yurt içindeki azınlık ta düşünülmüştü. Bunlara da bir masa ayrılmış ve azın- lıkların memleket için faydalı o hale getirilmesi, esas tutulmuştu. nasıl yapılacağı da kararlaştırılmıştı. Ancak, yoğurdun mayasının tutup tutmayacağı pek belli değildi. Bunu ilerideki tecrübeler gösterecekti. Bütün bunların üzerinde bir mü- fettişlikler grubu ihdas edilmişti. Türkiye 12 bölgeye ayrılıyor ve Ülkü ve Kültür Birliği çalışmaları bu böl- gelere gönderilecek baş müfettişlerle kontrol ettiriliyordu. o Müfettişlikler vilâyetlerde çoğaltılmış ve omahalli teftiş heyetleri durumu incelemek ü- zere vazifeli kılınmıştı. Gerekçe.. Tedifin gerekçesi, değişik çevreler- de değişik tepkiler yarattı. Eğitim- ciler ve politikacılar gerekçeyi ince- lediklerinde ayrı ayrı yönlerden yo- rumladılar. Eğitimciler işin ütopya olduğunu kabili tatbik tarafı buluş- madığım söylediler. Bu, şüphesiz iyi niyetle, fakat çocuğumsu bir bevesle kâğıt üzerine kurulmuş bir sistemdi. Politik, bakımdan yorumlıyanlar ise fikrin faydalı olabileceğini, ancak teş- kilâtın güç kurulacağını ifade ediyor- lardı. Bu politik bir tutumdu. Teklifin gerekçesi şöyle bir oku- nursa, ana fikirlere iştirak etmemek imkânsızlaşıyordu. Söylenenlerin he- men hepsi, istenilen, yürekten arzu €- dilen hususlardı. Gelgelelim tatbikat, lâflar kadar kolay yuvarlanmıyor, bir yere gelince acı gerçek tatbikatçıla- rın önüne çıkıyordu. İşte bundan ötü- rüdür ki iş daha ziyade hayâl âlemine YURTTA OLUP BİTENLER giriyor ve tecrübesizlikle iyi niyet kâ- Ğıt üzerinde kulağa hoş geliyordu. rafından tâyin edileceği maddesi oldu. Kanun teklifine konulan bu geçici madde ilerde belki çok daha fazla de- dikodulara yol açacak ve üzerinde türlü yorumların yapılmasına sebep olacaktı. Zira bu, kâğıt üstündeki prensiple dahi taban tabana zıt bir tutumdu ve M.B.K. ni ilmin de şahi- kası sayma Bana kai neticesiydi. Rafa atılan şte bu son derece kritik ve üzerinde önemle durulması lâzım gelen Ka- nun te ki Milli Birlik Komitesi üyelerinin dertlerini hayli arttırdı. Bu anın ortalarında müzakeresine başlanacak olan teklifle bütün Komi- te üyeleri tamamı tamamına mutabık değillerdi. Öyle maddeler vardı ki Ülkü ve Kültür Birliği teşkilâtını gösterir şema AKİS, 11 KASIM 1960