YURTTA OLUP BİTENLER basit, fakat çok manalıydı. Salonu ve balkonları dolduran gençler "Ya ya ya. şa şa şa, İsmet Paşa çok yaşa!" diye bağırıyorlardı. Koltuğunda geriye doğru yasla- nan ve hançerelerini yırtarcasına ba- ğıran, sevgi tezahüratı yapan genç- lere sevgiyle bakan pamuk saçlı a- dam, İsmet İnönüydü ve Ankara Ü- niversitesinin açılış töreninde bulu- nuyordu. İnönü uzun yıllardan sonra bir Üniversite törenine ilk defa olarak gelmişti. D,P. devrinde her gelişi dü- şük D.P. başlarından defalarla fazla tezahürata yol açtığından ve gençler ötekilere inatmış gibi kendisine sev- gilerini misli görülmemiş şekilde ifa- de ettiklerinden Üniversiteyi Mende- resin ve hele Bayarın hışmına mâruz bırakmamak için son senelerde tören- lere katılmaz olmuştu. Gençliğin sevgi gösterisi elbette sebepsiz değildi. itekim bir Milli Birlik Komitesi üyesi haftanın başın- daki törende bu sebebi bulmakta ge- cikmedi ve yakınındaki gazetecinin kulağına eğilerek heyecandan kısıl- mış bir sesle, "Bak" dedi, "işte iyi in- san olmanın, milletin kalbine yerleş- menin, siyasi hayatta her adımı dik- katle atmanın mükâfatı !". Hâdise hakikaten göz yaşartacak bir ihtişam içinde cereyan ediyordu, inönü, 77 yaşındaki bu dinç adam, ni- hayet yerinden hafifçe doğruldu, mü- tebessim bir çehre ile genç üniversite- lilerin sevgi gösterisine mukabelede bulundu. Sonra kalktı ve hitabet kür- süsünün bulunduğu yere doğru ağır adımlarla yürüdü. Alkış tufanı devam ediyordu. İnönü aynı çevik adımlarla kürsünün bulunduğu sete yaklaştı ve mikrofonun önüne geldi. Kendine has tarzıyla konuşmağa başladığında sa- atler 11.33'ü göstermekteydi. C.H.P. Genel Başkanı İnönü gençliğin sevgi tezahüratına teşekkür etti ve "Bura- da, huzurunuzda konuşmak için hiç bir hazırlığım yoktu. Sizin sıcak ve idealist muhitinizde bulunmaktan ve bana konuşma fırsatı verdiğinizden dolayı çok memnunum" dedi. Sonra, üniversitelilere başarı dilekleriyle ko- nuşmasına son verdi. Genel Başkanın Üniversiteli genç- lerin arzularını kıramayarak söyledi- ği sön derece samimi bir kaç söz sa- londaki gençlerin daha da coşmaları- na sebep oldu. Gençlik, bu 77 yaşın- daki delikanlı lideri alkışlıyor, alkış- lıyordu. Paşa rahat ve huzur içinde yerine oturduğunda alkış hâlâ devam etmekteydi. Gençliğin İnönüye sevgi tezahüra- tında bulunmasına sebep olan toplan- tı, Ankara Üniversitesinin açılış töre- ni toplantısıydı.lören saat tam 10.30 6 İsmet İnönü Gençlerin sevgilisi da başladı. 10.35 de konferans salonu- nun kapısında İnönü göründü. Yanın- da Genel Sekreter Aksal ve Kemal Satır vardı. Hep birlikte, salonu dol- duran Üniversitelilerin arasından yü- rüdüler ve kendilerine ayrılan yerlere oturdular. C.H.P. Genel Başkanının solunda Aksal, sağında Milli Birlik Komitesi üyesi Karavelloğlu bulun- maktaydı. Sol taraftaki sıralar Hü- kümet üyelerine ayrılmıştı. İçişleri Bakanı Kızıloğlu, Tarım Bakanı To- sun, Başbakan yardımcısı Özdilek. A- dalet Bakanı Artüs, Milli Eğitim Ba- kam Bedrettin Tuncel, Ankara valisi ve beyaz cüpbesi ile Ankara Üniver- sitesi Rektörü Suut Kemal Yetkin bir sırayı doldurmuşlardı. Onların hemen arkalarında Milli Birlik Komitesi ü- yeleri dağınık bir şekilde oturuyorlar- dı. Törene program mucibince istiklâl Marşı ile başlandı. Daha sonra Rektör Suut Kemal Yetkin kürsüye gelerek açış konuşmasını yaptı. Yetkinin he- yecanlı olduğu her halinden belli olu- yordu. Ece, ne de olsa bir mücadele- den galip çıkmanın heyecanı içindey- di. İnönü Rektörü oturduğu yerden hafifçe öne eğilerek dikkatle dinledi. Yetkin önce Üniversitenin 1960 -1961 yılı çalışmalarına başladığını ifade etti ve sonra bu yılın diğer yıllardan olan farkını üniversite yönünden izah etti. Yetkini bir başka Üniversite men- subu, Tahsin Bekir Balta takip etti. Balta kürsüden yılın ilk dersini veri- yordu. Mevzu nâzikti. Profesör Balta- nın dersinin mevzuu Anayasa idi. Bü- tün dikkatlerin üzerine çevrildiği bir sırada Balta, heyecanlanıyor ve arada sırada alnında biriken terleri siliyor- du. Baltanın salondakileri memnun e- den en güzel esprisi konuşmanın so- nuna doğru duyuldu. Balta kanunla- , kanunu koyanlardan daha akıllı olduklarını ifade ediyordu. Bu sözler, salonda tebessümlere yol açtı. Zira bu sözler bazı politikacılara bir nevi ikaz oluyordu. Profesör Balta son günlerin mühim meselesi Kurucu Meclis hakkında da fikirlerini serde- derek konuşmasına son verdi. Bun- dan sonra işin müzik faslı başladı. Adnan Saygun idaresindeki orkestra koro refakatinde "Karanlıktan Ay- dınlığa" isimli bir kantatı icraa baş- lamıştı. Müzik ziyafeti sona erdiğin- de törene katılanlar yavaş yavaş Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin kon- ferans salonunu terke hazırlanıyor- lardı. Bu arada gene bir alkış koptu. Gençler, yerinden kalkan İnönüyü al- kışlıyorlardı, İnönü gençlerin ortasın- an yürüdü ve dışarı çıktı. Dışarısı bir ana baba günüydü. Üniversiteli lerin sevgi hâlesi burada da Paşayı karşıladı. Paşa güçlükle otomobiline binebildi. Ne var ki otomobil bir tür- lü hareket edemedi, zira gençler eski bir alışkanlıkla Paşanın otomobilini havaya kaldırmışlardı. "Ya, ya, ya, şa, şa, şa, İsmet Paşa çok yaşa" ses- leri bütün Ankaradan duyuluyordu. İstanbuldaki müstesna heyecan ey ders yılındanberi karanlık ve meşakkatli günlerin içinden sıyrı- lıp çıkan, fakat halâ çilesini doldura- mıyan İstanbuldaki iki Üniversite- nin açılış törenleri de aynı heyecanlı hava içinde yapıldı. Pazartesi günü sabahın erken sa- atlerinden itibaren, İstanbul Üniver- sitesi Fen Fakültesinin dekânı Kon- ferans Salonunda ve civarında görül- memiş bir heyecan, bir kaynaşma gö- ze çarpıyordu. Organizasyonu felce uğratmış dehşetli bir izdiham hüküm sürüyordu. 10 bine yakın kızlı erkek- li genci kadim İstanbul Üniversitesi- nin açılış töreninde hazır bulunmak maksadıyla toplanmıştı. Türkiyenin en büyük Konferans Salonuna girmek imkânsız bir hâl almış, davetlilerin ekseriyeti dışarda kalmıştı. İstan- bul Üniversitesi idarecileri acz i- çinde, elleri kolları bağlı bir haldey- diler. Yaz tatilinden sonra döndükleri ilim yuvalarında tekrar karşılaşan- lar, sarmaş - dolaş hasretlerini gider- meğe çalışıyorlardı. Davetlilerden o başlarını sokmağa muvaffak olabilenler, gençliğin kal- binde işgal ettikleri yerin cesameti- ne göre tezahüratla karşılanıyorlar- dı. Vali ve Belediye Başkanı Tümge- neral Refik Tulga, en fazla alkış top- layanların başında geldi Türkeş, AKİS , 11 KASIM 1960