iddianamesiyle düşük Hasan Polat- kanın iki ayrı .suçtan T.C.K. nun 213/2, 80, 225, 227/2 ve 218. madde- leri delaletiyle 248 ve 80. maddelerine göre cezalandırılmasını talep ediyor- du Polatkanın şürekâsı için istenen cezalar da heybetliydi. Sanık Ragıp Sipahinin 228 ve 80. maddelere göre, ayrıca, Vinileks için 226. madde dela- letiyle 220, 80, 252/2. maddeleriyle cezalandırılması isteniyordu. Necati Hüseyin Altan riyle cezalandırılacaklardı. Millet malı deniz! İrtikap, daha doğrusu inanılmaz fü- tursuzluk ve pervasızlık odâvası, Görülmemiş Kepazelikten de az alâ- ka çekti. Fenerbahçe, bir gün önceye nazaran dahi tenhaydı. Gözler,ilk du- şük Erkmenin eşi dinleyiciler arasın- da değildi. Buna mukabil köylü kıya- fetiyle Anadoludan kalkmış gelen bir kadın, başta fotoğrafçılar, (herkesin büyük alâkasını çekti. (o Bildirdiğine göre kocası kendisine vasiyet etmiş, bunların bir gün fena düşeceğini söy- lemiş,, gidip hakim önünde hesap ve- rirlerken görmesini istemişti. İşte, beklenen gün gelmişti. Gazeteciler ka- dına "Milli İrade" adını taktılar. Bir gün evvel tanık sıfatıyla gir- diği salona Hayreddin Erkmen biri denizci, biri karacı iki subayın ara- sında sanık sıfatıyla girdi. Üzerinde, vücuduna gene bol ve uzun gelen gri renkte, kruvaze bir elbise vardı. Elin- de, yeşil bir defter tutuyordu, defte- rin üstünde "Lise Defteri" yazılıydı. İpek gömleği iyi ütülenmişti. Kendi- sini, selefi. Zeyyat Mandalinci takip ediyordu. Mandalincinin üzerinde kah- verengi bir elbise vardı ve Erkmen kadar bakımlı görünmüyordu. Sanık mahalline girdiklerinde iki Bakan es- kisi: bir tereddüt anı geçirdiler. İti- barlı sandalyaya -dinleyicilere en ya- kın olan sandalya- evvelâ Mandalin- ci oturacak oldu, sonra Erkmen ora- ya oturtuldu. Mandalinci, deniz ke- narına düşen iskemleye çöktü. Fakat bir vazifeli subay geldi ve yerleri de- giştirdi. Zeyyat oMandalinci oturup ta etraf ma bakındığında acı acı ba- şım salladı. Ne günler görüyordu.. Bu sırada Adanın otoriter komutam Ta- rık Güryay gelip yerini almıştı. Avu- katlara gelince, onlar biraz garip şe- kilde oyayılmışlardı. e Dinleyicilerden yana olan sırada bir, karşı tarafta- kinde üç avukat oturuyordu. Sonra- dan anlaşıldı ki Mandalinci kendisini bir, Erkmen üç avukatla temsil et- tirmektedir. Erkmenin avukatların- AKİS, 11 KASIM 1960 YASSIADA DURUŞMALARI Düşük Erkmen Yüksek Adalet Divanı huzurunda Kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor dan biri meşhur Babaoğlulara men- suptu ve adı Orhandı. Duruşmaya, mutad veçhile, kararnamenin okun- masıyla başlandı. Kararname şimdiye kadar dinle- nilen kararnamelerin en kısasıydı ve okunması tam yedi dakika sürdü. Ha- dise son derece basitti. 1956 yılında, Ticaret Bakam olan Zeyyat Manda- linci Amerikadaki Para Fonu ve Dün- ya Bankası toplantısına Türk guver- nör olarak katılmıştı. Seyahate çıkar- ken kendisine 19 bin 50 lira Merkez Bankasınca avans olarak verilmişti. Üstad dönüşte bunun 6 bin 947 lira 74 kuruşunun mahsubunu yaptırmıştı. Ama geri kalan 12 bin 102 lira 26 ku- ruşu bir türlü ödememişti. Hattâ, müracaatlara cevap dahi vermemiş- ti. İddiasına göre hesap yanlış yapıl- mıştı, düzeltilmeden metelik vermek niyetinde değildi. Mandalinciden üç sene boyunca parayı alamayan Mer- kez Bankasının o tarihteki Umum Müdürü Nail Gidel devrin Ticaret Be - kanı Hayreddin Erkmene başvurmuş, bu paranın bir şekilde ödenmesini is- temişti. Bunun üzerine Bakan müste- şarına emir vermiş, Mandalincinin borcu Toprak Mahsulleri Ofisine o ve Petrol Ofise omütesaviyen, "masraf- lara iştirak" adı altında ödettirilmiş- ti. Sonra da bu parayı Mandalinciden arayıp soran olmamıştı. Hâdise bun- dan ibaretti. Eh, milletin malı deniz- di. Yenmeyip te ne yapılacaktı? Garip savunmalar ararname bittiğinde, Başkan sor- başladı. Sanık mikrofonuna ilk gelen Zeyyat Mandalinci oldu ve ifadesiyle ne tip bir insan olduğunu mükemmelen gösterdi. Amerikaya giderken 19 bin lirayı, tamamen dö- viz olarak cebine indirmişti. Dışarda, bu paranın tamamını sarf da etmişti. Memlekete döndüğünde kendisinden avansı kapaması ve aldığı parayı ia- desi istenilmişti. Merkez Bankasın- dan bir memur kalkıp kendisine ka- dar gelmişti. Beraberce hesap yap- 21