YURTTA OLUP BİTENLER ediyordu. Seyahat gene İstanbuldan ve İstanbulda Dolmabahçeden başla- mıştı. Geçen haftanın sonunda Türk Hava Kuwvetlerinin yeni C-54 dört motorlu nakliye uçaklarından biri Ankaradan saat 9.10'da havalanmış ve Cemal Gürseli 10.15'te Yeşilköye getirmişti. Babacan Orgeneral, Yeşilköy Ha- va Alanından doğruca Floryaya gitti ve pazar günü öğleden sonraya ka- dar şehre inmedi. Bol bol uyudu, iki defa demiryolu köprüsünün altından deniz tarafına geçerek sahilden Kü- çükçekmece doğrultusuna yürüdü, ge- zinti yaptı ve iyice istirahat etti. Bü- tün bu son seyahati boyunca kendisi- ne çok daha fazla yakışan askeri üni- formasını üzerinden çıkarmıyan Gür- sel, cumartesi günü saat 17 de baş- lıyan birinci gezintisinde ilk defa ola- rak sırtına kaputunu da aldı. Cemal Paşa Floryada, Kemal Ay- gün için İstanbul Belediyesinin delik cebinden yaptırttığı muhteşem yaz- lık köşkte yatıp kalkıyordu. Dar kad- rolu maiyeti erkanı da köşkün geri- sindeki ve Belediye Reis Muavinleri- ne tahsis edilen villalara yerleşmişti. Yemekler, Floryadaki Yahya Efendi Lokantasından veya 'Küçükçekmece- deki Kebapçı Beytiden temin ediliyor- du, özel ahçılar, tümen tümen hiz- metkârlar ve polislere ihtiyaç görül- müyordu. Pazar günkü öğle yemeğin- de Beyti Gülerin bizzat getirdiği ko- yun, kuzu ve dana etlerinden hazır- lanmış biftek kokteylini ve döner ke- babı Gürsel çok beğendi, şöhretli us- tayı takdir etti. Güler para almak is- temedi, fakat Gürsel kendine has şe- kilde kaşlarını çatarak ısrarda bulun- du. Neticede Güler parayı aldı, har- camayıp çerçeve içine koyacağını ve değerli bir hatıra olarak saklıyaca- ğını söyledi. Gürselin yemeklerini, yanından eksik etmediği özel askeri doktoru Albay Mustafa Bilhan bizzat kontrol etmekte ve seçmektedir. Ziyafetlerde Devlet Başkanının neleri yemesi, ne- leri yememesi gerektiğini de o söyler ve Gürsel buna tevekkülle itaat eder. Bilhana göre devamlı ve sıkı bir müşahade altında tuttuğu Gürselin sıhhati sapasağlamdır. Tatlı sert Or- general sigarayı azaltmıştır. Günde ortalama 15 filtreli Samsun sigarası içmektedir. Aksamları da bir duble- den fazla rakı, o da "Yeni" nevinden olmak üzere almamaktadır. Aslında Generalin tütün ve alkollü içki kul- lanmasına müsaade etmemek lazım dır ama, Bilhan konu etrafında uzun boylu düşünmüş ve şöyle bir muhake- me yürütmüştür: Tütün ve alkollü iç- ki kullanmasa, Cemal Paşa birtakım 18 sıkıntılara mâruz kalacaktır. Bu sı- kıntıların tevlid edeceği zarar, bir duble rakı ve 15 adet sigarama vere- ceği sarardan çok daha fazla olacak- tır. Dolayısıyla ehveni ser deyip bo- yun eğmek, bir duble rakı ve 15 adet sigaraya rıza göstermek gerekmekte- dir. "Hatırla Menderes..." pi” günü öğleden sonra Gürsel, İstanbula indi. Nefis bir sonbahar gününde, otomobille sahil yolundan Sirkeciye geldi ve oradan gene sahil yoluyla Sarıyerdeki askeri gazinoya gitti. Orgeneralin Sarıyer askeri ga- zinosunu Ziyareti ani olduğundan, bir fevkaladelik göze çarpmadı. Tesadü- fen orada bulunan subaylarla hasbı- hal edip bir acı kahvelerini içtikten sonra gene otomobille, Tarabyadan bu sefer yukarı yola saparak Parko- tele geldi. Parkoteli ziyaret te ani idi. Senelerce düşük Başbakanın ev sa- hipliğini yapan Parkotel idarecileri, 27 Mayıstan sonra Gürselin yaptığı İlk ve ani ziyaret karşısında hayli te- laşlandılar. Gürsel geldiği zaman Parkotelin kabul salonunda ofislerin bulunduğu bölümün duvarındaki sa- atte akrep ile yelkovan 6'nın civarın- da hemen hemen üstüsteydiler. Park- otel mesulleri, eski itiyadın nüksetme- sinden olacak, Gürselin orada olup ol- madığını dışarıdan telefonla soran gazetecilere ademi malümat beyan eyliyorlardı. Babialide akşam vakti Orgeneralin Parkotelde iki Rektör O- nar ve Narterle yemek yediği haberi- nin şimşek süratiyle heyecan yaratmıştı. Parkotelde alan muhabirler Gürseli yemek salonunda buldular ama, ya- Gürsel konuşuyor İhtilâlin sesi nındakiler Onar ve Narter değildi. Başkan, düşük Menderesin ikbal günlerinin sonlarına doğru yemekle- rini genişletilmiş özel dairesinde ye- meğe başlamasından önce her sefer oturduğu yerin bir masa ötesindeydi. Yemek salonunun bir kenarını boydan boya kaplıyan ve İstanbul Boğazının mansabına nazır camların dibindeydi. Karşısında sivil kıyafetiyle Vali ve Belediye Başkanı Tümgeneral Refik Tulga, sağında ve solunda da resmi üniformalarıyla Genel Kurmay Baş- kanı Cevdet Sunay ile Birinci Ordu Kumandam Korgeneral Cemal Tural vardı. Gürsel gayet ciddi ve kendisini hayranlıkla seyreden kalabalık müş- terilerin onazarlarını umursamadan mesai arkadaşları ile tevazu içinde oturuyor, konuşuyor, Yeni rakısını gayet ağır bir tempoyla adeta tadına bakar gibi içiyor ve yemek yiyordu. Bilhanın tavsiyesi üzerine oordövrle yetindi ve başka birşeyler yemedi. Smokinli metrdotel Misel, Gürsele da- ha fazla hizmet edemediğinden belir- li şekilde üzülmüştü. Mütevazi bir seyahat elin refakatindeki (Başyaveri havacı Yarbay, yaverleri karacı Yüzbaşı ve denizci Üsteğmen, şahsi muhafızı sivil kıyafetli Yüzbaşı İbra- him Orhon, sivil Emniyet Amiri ve Dr. Bilhan Gürselin bulunduğu masa- lar sırasında, düşük Menderesin ye- rindeydiler. Saltanat ve debdebeden nefret e- den Gürsel, saat 21.30 da sessiz seda- sız Parkotelden ayrılarak otomobille Dolmabahçeye indi ve muhribine geminin kendi motörü ile giderek bindi. Piyale Paşaya İngilte- reden satın alınan Paşa tipi muhrip- lerden bir diğeri, Mareşal Fevzi Çak- mak refakat ediyordu. Vakit gece ol- duğundan, bir Devlet Başkanı gemiye bindiğinde 21 pare top atımı şeklinde yerine getirilen an'anevi bahri mera- simden bile sarfınazar edildi. Muh- riplere ne özel ahçı, ne tümen tümen hizmetkâr ve polis, ne de sandıklarla yiyecek, içecek alınmıştı. Gürsel ya- nma Başyaveri, iki Yaveri, sivil Em- niyet Âmiri ve özel askeri doktorun- dan başka kimsecikleri almamıştı. Pi- yale Paşa ve Mareşal Fevzi Çakmakın pervaneleri çalışmağa başladığında saat 22 idi. Heybetli Orgeneralin 34.5 sileyle yerinde tetkik etmiş oldu. AKİS, 11 KASIM 1960