YASSTADA DURUŞMALARI Koraltanın B.M.M. deki masası Barbaraya feda olsun Bakanına -her ne hikmetse- doğru- dan doğruya açamamış ve karısının hastalığını bahane ederek, ilâç getirt- mek zorunda olduğu mucip sebebiyle 500 dolarlık, döviz talep etmişti. Dö- viz talepnamesine malzeme-i sıhhiye olarak geçen bu 500 dolar, esasında, Almanyaya sipariş edilen güzel mü- rebbiyenin yol masrafını karşılamak için isteniyordu. Mürebbiyenin sipa- riş edilmesi de bir hayli eğlenceli ol- muştu. Koraltan, "Hasta eşine mal- zeme-i sıhhiye" masrafı olarak 500 dolarlık dövizi koparınca, hemen B. M.M. ndeki masasının başına geçmiş, ayaklarını nadide Acem halısına uza- tarak eline kalemi almış ve önündeki kâğıt kutusundan, başlığında "T.B. M.M. Başkanlığı" ibaresi bulunan bir kâğıt çekerek Bonn Büyük Elçisine bir mektup yazmıştı. Koca Başkan bu mektubunda, kendisine tez elden eli yüzü" düzgün, cinsi câzibesi kuv- vetli bir mürebbiyenin gönderilmesi- ni talep ediyordu. Elçilik sabık ve sa- kıt Meclis Başkanının arzularının derhal isafı cihetine gitmişti. Mek- tubun, Bonn'daki muhatabının eline geçmesinden birkaç gün sonra gaze- telerde bir iş ilânı intişar ediyordu. ilânın meali şuydu: "Genç, sarışın bir Alman kızı, yabancı bir memle- kette sekreterlik yapmak üzere işe alınacaktır..." İlânın hemen altında da T.C. Bonn Büyük Elçiliğinin adre- si bulunuyordu!.. Talip çok... jinın gazetelerde intişarından he- men sonra Elçiliğin memurları bu mühim ve mesuliyetli işin üstesinden gelmek için geceli gündüzlü bir faa- liyete geçmişlerdi. Tabii bu arada, 18 zevk-i selim sahibi memurların fikir- lerinden faydalanmak ta ihmal edil- miyordu. Nihayet koca Başkanın hoşuna gidebilecek bir sekreter bul- mak mümkün olmuştu. Ne var ki Başkanın bu dilberi beğenmemesi gene de mümkün olabilirdi. o Bunun için ihtiyatlı hariciye memurları, ta- liplerin resimlerini süratle koca Baş- kana göndermeyi uygun görmüşler- di. Resimleri hâvi zarf, tabii gene sa- kıt ve sabık Başkanın iş adresine postalanıyordu. Zarfın üzerinde "Bü- yük Millet Meclisi Baykar Sayın Re- fik Koraltan — kara - Turkei" yazmaktaydı. Koraltanın dilber seçimi bir haf taya yakın sürmüştü. Nihayet ve hafta sonra Bonn Büyük Elçiliği, ne T.B.M.M. antetli bir zarf elm Zarfın içinde, arkası kırmızı kalem- le işaretlenmiş bir kız resmi bulun- maktaydı. Resme de, seçimi kazanan Barbara Kuts'un yolluğu olarak 500 dolârın çıkarıldığını ifade eden bir tez kere iliştirilmişti. Tabii, tezkerenin, altındaki imza Koraltana aitti. Formalite tarafı süratle İkmal e dilmiş ve sarışın dilber Barbara Kuts, Koraltanın Atatürk Bulvarı üzerin deki köşküne o yerleştirilmişti. . İşte Koraltan için, işin asıl zevkli faslı bundan sonra başlamıştı. Zira koca Başkan bütün itiyatlarını terk ede- rek, bir vapur kamarasını andıran banyosuna yerleşmiş ve B.M.M. ile alâkalı meseleleri bile buradan halle der olmuştu. Fakat saltanat kısa sürdü. Gün na, oradan da Yaasıadaya gönderildi. Koraltanın macerası bununla bit- . Bu haftanın başındaki bir gün, Yüksek Soruşturma Kurulu meseleyi bir kere daha ele almak lü- zumunu hissetti. Haftanın başında Kurul, tâli okomisyon ve kurulların tetkikinden geçen, o fakat nihai bir karara bağlanmayan bu tip meseleler üzerinde (o fazlasıyla durdu. Karara bağlanan dosyaların başında, tabii, koca Başkanla ilgili (odosya bulunu- yordu. Koraltan, karısına malzeme-i sıhhiye getirtmek mucip sebebiyle talep ettiği 500 doların hesabını ver- mek üzere Yüksek Adalet Divanına sevkedildi. . Koraltana isnat edilen suç, Türk parasının değerini koru- mak mevzuu ile alâkalıydı. Karar zabıtlarla tespit edildi. Böylece Yas- sıadada, bir köpek ve bir bebek dâ- vasından sonra, bir de mürebbiye dâ- vası görülecekti. Yolsuzluklar zinciri Yakar, Yüksek Soruşturma Kurulu enel Kurul toplantısında konu- şulan tek mesele (omürebbiye dâvası olmadı. Düşük iktidarın her mensu- bunun lev-i müesseseye (o münhasır bir ehliyetle icra ettiği yolsuzlukla- rın incelenmesine devam edildi. Ku- rulun mesaisi hakikaten büyük bir süratle ilerliyor ve Oo Yassıadaya bol miktarda malzeme yetiştiriliyordu. O kadar-ki, Yeni Meclis binasının D blo- ku kapısı önüne yanaşan ve çuvallar dolusu dosya nakleden kamyonlar, Refik Koraltan Azgın bir adam AKİS, 21 EKİM 1960