Yabancı Gözüyle Dünya Basını (gen haftanın sonunda dünyanın hemen hemen her tarafında,New York' tan Hong - Kong'a ve Nairo- bi'den Parise radyolarını açanlar, gazetelerini ellerine alanlar Yassıada duruşmalarıyla alâkalı haberler bul- dular. Hele cuma ve cumartesi geceleri bir çok radyo istasyonu, bizim düştükleri haber bültenlerinin başına aldılar. Bu arada kırk kadar yabancı gazeteci İstanbu- la gelmiş bulunuyordu. Onların yanında bir başka kırk, dış basın adına duruşmaları takip ediyordu. Bu haftanın başında bir AKİS muhabiri İstanbuldaki ya- bancı gazetelerin intibalarıni (öğrenmiştir. Ankarada Dış Haberler Servisimiz ise yerüzunun şöhretli gazete ye radyolarının yayınlarını tesbit etmiştir. Evvelâ bir nokta: Dış basının Yassıada duruşma- larıyla ilgili haberleri ve tefsirleri çok zaman vahim hatalar, ekseriya hakikate hiç. uymayan tafsilât ihtiva etmektedir. Sansasyonel olma merakı hâdiseyi olduğu gibi nakletme endişesini sık sık bastırmaktadır. Mese- lâ İngilterenin tirajı dört milyon barajını aşıp beş mil- yona Pek yaklaşan meşhur gazetesi Daily Express'in, ikinci sayfasındaki altı sütunluk haberinin manşeti "Menderesin korkunç yalnızlığı", ikinci başlığı ise "De- mir adamın hayaleti ithamcılarıyla karşılaşıyor" dur. Yazının üç yüz kelimelik metninde sâdece üç isim geç- mektedir: “61 yaşındaki Menderes", ” 77 yaşındaki Ba- yar" ve "Zsa Zsa Gabor'un ilk kocası Burhan Belge”. Bütün dillerden yayın yaparak dünyamız üzerindeki bütün insanlar» bitap eden dev haber merkezi BBC ise meselenin ruhunu ve mânasını izahtan âciz kalmış, du- ruşmaların başladığından beş altı kelimeyle dem vur- duktan sonra suçlarının ne olduğunu dahi belirtmeden teknik bakımdan emsalsiz spikerlerinin ağzından "Sav- cının talebi varit görülürse 38 kişi idam edilecektir" demiştir. Arkadan, sâdece Menderesten bahsederek düşük Başbakanın beş aydan beri tek başına ve her saat başı değişen nöbetçiyle bir odada yaşadığı, tek ke- lime konuşamadığı, melekâtı akliyesini kaybettiğinden hâdiseleri muhakeme ve ihata kudretinden mahrum bulunduğa, moralinin bozuk olduğu yolundaki beyana- tnı nakletmekle yetinmiştir. £ Nereden galattır bilin- mez, başta meşhur Amerikanın Sesi olmak üzere bir çok yabancı radyo ve gazete duruşmaların ikinci günü Bayatın ağladığı haberini yayınlamıştır. Muhabirlerin tutumu yabancı radyo ve gazetelerin Türkiyeye gönderdikleri muhabirler, dâvayı sathi ölçülerle ve dış görünü şüyle tahlile çalışmaktadırlar. Belki de buna mecbur kalmaktadırlar. Bâzısı peşin ve ezberden hükümleri yapışmış gibidirler. Türkiyedeki durumu, meselâ yeşil gerilla elbiseli ve berbere tövbeli kaba sakal Castro Kübası, şovenist Kasım Irakı ile mukayese etmeğe hazırlanmış bir halleri vardır. Kendilerine merkez yaptıkları Park Otelin barın d çoğu, 27 Mayıs harekâtımı maksat ve hedeflerin idrak edemediklerini itiraftan çekinmemektedirler. A ralarında, 27 Mayıs harekâtını bir ihtilâl telâkki etmi yenler de vardır. Son görüşü savunanlara göre, 27 Ma yıs bir "hesap sorma" hadisesidir, zita klâsik ihtilâl lerden sonra vukua mutad köklü bir sosyal değişikliğe Türkiyede rastlanmamıştır! . Park Otel barının sakinleri, bir başka hususu da—- ha anlamakta müşkilât çekmektedirler. Bir grup, dört beş saatte tepetaklak edilen sabık iktidarın tası tara- ğı toplayarak temelli çekilip gittiğine inanmağa bir türlü yanaşmamaktadır. Fransanın pak önemli olma- makla beraber adı bilmen gazetelerinden L'Aurore'da jJunta, Yassıada etrafında ne kadar sıkı emniyet tedbi- ri alırsa alsın, rakiplerini yok etmeğe vakit bulama- dan memlekette yeni karışıklıklar çıkacaktır!" ingilte- renin hatırı sayılır gazetelerinden 1,5 milyon tirajlı mu- hafazakâr Daily Telegraph'ın Anthony Mann'ı ise de- mektedir ki: "Birçok Türkün tepkisi: Başkalarına çek- tirdikleri ıstırabın bir kısmını şimdi kendileri tadıyor- lar! Fakat Bay Menderes ve Demokrat Partinin hâlâ birçok sebatkâr ve sessiz taraftarı vardır.*' Zaten ya- bancı muhabirlerin en fazla merak ettikleri ?e her pun- dunu yakaladıklarında öğrenmeğe çabaladıkları husus Türkiyede Milli İnkılâbı desteklemiyenlerin yüzdesinin ne olduğudur. Bunun hemen hiçten ibaret bulunduğu- nu gözleriyle görmek kendilerini pek şaşırtmış, peşin hükümlerini sarsmıştır. Ciddi tefsirlerdeki müşterek noktalar B* fanteziye kaçan müşahedelerin dışında yabancı asının Yassıada duruşmalarıyla ilgil, yayınında beliren üç müşterek nokta vardır: I — Yassıadadaki gibisinden özel normal mahkemelerin kullandıkları ölçülerin dışında ölçüler kullanılır ve bunlar bilinen hukukun tecellisi için kurulmazlar. Böyle muhakemelerin adalet ve hak anlayışı başkadır. 2 — Ancak, Ceza Kanununun 65 yaşını geçmiş kimseler için tanıdığı ölüm cezasından muafiyet hak- kının ihtilâlden sonra kaldırılması ve bunun makable şamil tutulması hukuk prensiplerine aykırıdır. — Tahkikat esnasında gerek avukatlar, gerekse sanıklar dosyaları tetkik imkânından mahrum bırakıl- mışlardır. Avukatlar müvekkilleriyle ogörüşememişler ve kararnameleri başbaşa serbestçe müzakere fırsatını bulamamışlardır. Dolayısıyla, tabii ve mukaddes sa- vunma hakkı zedelenmiştir. Bu üç nokta, meşrep ve milliyeti bahis konusu olmak- sızn hemen hemen bütün yabancı gazetelerin ve rad- yoların Fransanın ve hattâ Avrupanın en ciddi, nüfuz- lu gazetesi Le Monde'dan İngilterenin sansasyon gaze- tesi Daily Express'e, Prens Rainier'nin neşeli Monte- carlo radyosundan Washington'un resmi Amerikanın Sesi radyosuna kadar bütün haber müesseselerinin üze- ninde ehemmiyet | ve titizlikle durdukları noktalardır "Sağır duymaz, uydurur!" yassıada duruşmalarının yabancı basındaki akisleri- nin hatalı olması, en siyada muhabirlerin iyi aydın- latılamamasından ileri gelmektedir. Bunlann bir ikisi hariç, hiçbiri türkçe bilmemektedir. Dolayısıyla haber- lerini işitme organlarını pek seferber edemeden gözle- riyle almak sorundadırlar. Bütün dikkatlerini düşükle- rin, hâkimlerin ve savcıların hareketlerine, mimikleri- ne, ses tonları ile muhtemelen yirminci asrın en kala- balık sanık topluluğunu kapsıyan mahkeme salonunun mahkemelerde AKİS , 21 EKİM 1960