S P OR Klüpler F. B. de V. C. fiyaskosu şman ve yüzünde bir yara izi bu- Şlunan adam oturduğu koltuktan hiddetle fırladı. Hırstan kıpkırmızı bir halde "Yok, yok! Yapamazlar bu- nu! Hakları yok.." dedi. Yan tara- fında döner bir koltukta oturan ve iki dirseğini madeni masaya daya- mış bulunan muhatabı gayet sakin cevap verdi: "Vallahi bilmem, ben kulaklarımla duydum. Adamlar ka- rarlı. Eğer Erdal ve Kızıltopraklı ar- kadaşları bu tempoda giderlerse, biz de kararımızı değiştirir, şimdiki ida- re heyetini toptan destekleriz diyor- lar..." Hâdise geçen haftanın ortasında bir gün İstanbul Sanayi Odasında cereyan ediyordu. Politikanın şöhret- li siması taransfer kıymet Atıf To- paloğlunun kayınbiraderi Erdal Ko- caçimeni bu beklenmedik haber ziya- desiyle sarsmıştı. İstanbul Sanayi Odasındaki döner koltuğuna beyni- ne bir kurşun yemişcesine bitkin ve yıkılmış çöktü. Duyduklarına inana- mıyordu. Her şeyi hesaplamıştı ama 'bu" aklının köşesinden dahi geçme- Fenerbahçede kader birliği ettiği arkadaşları fikir değiş- tirir de, fevkalade kongrede Başba- kan yardımcısı Medeni Berki Başkan seçmekten vazgeçip gene eski Baş- kan Agah Erozanı desteklerlerse, Er- dal eniştesi Topaloğluna ne cevap ve- rebilirdi? Hem Topaloğlu da Erdala güvenerek iktidarın büyüklerine "U- mumi seçimlerden evvel Ordu vilâ- yeti gibi Fenerbahçeyi de size geti- receğim" dememiş miydi? Erdal hem kendi, hem de eniştesi hesabına üzü- lüyordu. Fakat son bir defa "belki" diye düşünerek karşısında oturan şimdiki iş ve eski takım arkadaşı Müjdat Yetkinere şaka yapıp yapma- dığını sordu. Yetkinerden aldığı ce- vap eskisinin aynıydı. Erdal "Bunun hesabını sırası gelince hepsine sora- m bitirmeğe kâfi gelmişti. 1957 seçimlerinden iki gün evvel gündelik gazeteler Fenerbahçelile- rin topyekün C. H. P. ne geçtiğini büyük başlıklarla ilan ettiklerinde Kocaçimen o zaman da ortaya çık- mış ve "Hepsini C.H.P. ne ben yazdır- dım" diye günlerce kendi kendine öğün müştü. Amma bu sefer işleri ters gi- diyordu. Zira bazı genç Fenerbahçe- liler klübe particiliği sokmayı çok 34 Agah Erozan Lodos var! Sallanıyor.. tehlikeli buluyorlar ve Erdal ile bi- linen bazı arkadaşlarının Fenerbah- çe muhalefetini 1957 dekinin aksine bu sefer de D. P. ye maletme gayret- lerine set çekerek "yeter" diyorlardı. İşte "Agâh Erozanı destekliyeceğiz" tehdidi de bundan ibaretti. Kocaçimenin "hesap soracağım" dediği kimseler ise bilhassa, Fener bahçe kongresinde mevcut birleşmiş grupların öncüleri olan Dr. Semih Bayülken ile Muhittin Bulgurlu idi. Klübe particilik girmesi mevzu- undaki ilk tehlike muhaliflerin Ma- no Palasta yaptığı kendini açıkça belli etmişti. Erdal Kocaçimen olmak üzere o ge- ce bir grup, Başbakana çekilecek teşekkür telgrafı mevzuunda D. P. olan bağlılıklarının üstünde tutmuş- lar ve aleyhte konuşan hatip Avu- kat Orhan Ergüderi yuhalıyarak sus- turmaya çalışmışlardı. "Kızıltoprak- lılar" namıyla maruf ve en fazla on beş yirmi kişi olan bu grubun istek- leri sadece Başbakana çekilecek te- şekkür telgrafı da değildi. Zira onla- ra göre namzet idare heyeti listesi ta- mamiyle D. P. liler tarafından tespit edilmeli ve Atıf Topaloğlu ile Erdal Kocaçimenin arzulamadığı kimseler listeye girmemeliydi. Yine kendi ifa- delerine göre bunun aksi olursa Al- lah göstermesin Medeni Bey, tam randımanla çalışamaz ve Fenerbah- çenin yüksek menfaatleri haleldar olurdu. İdare heyetine beş arkadaşı ile birlikte girmek gibi tatbiki imkân- sız bir şartı olan Fikret Kırcan ta- rafından da desteklenen bu fikir kısa zamanda Fenerbahçeli kongre üyeleri arasında duyuldu ve soğuk duş tesi- ri yaptı. 1957 deki hadiseler bir de fa daha tekerrür ediyordu. Aktörler aynı idi. Ne var ki bu kere roller de- ğişmişti. Bereket aklıselim imdada yetişti ve Kocaçimen ile Topaloğlu- nun pek çok üzülmeleri bahasına bu gidişe bir son verildi. Zira Müjdat Yetkinerden icap eden haberi almış olan Kocaçimen bir gün sonra ofla ya puflaya Dr. Semih Bayülkenin Kadıköydeki muayenehanesine gele- cek ve açıkça "pes" diyecekti. Koca- çimene göre zararın neresinden dö- nülse kârdı ve doğrusu bu ya, evdeki bulgurdan olmaktansa Dimyata pi- rince gitmekten vazgeçilmeliydi. Bu kadarı yeterdi. Hele bir Medeni Bey reisliğe gelsin, ondan sonrası kolay- dı. Neticede, Kızıltopraklı Fenerbah- çelilerin arzusuna veyahut D. P. yük- sek kademelerine mükerrer teşekkür telgrafları çekilmediği gibi Topaloğ- lunun kayınbiraderi de idare heyeti listesine istediği isimleri sokmaktan vazgeçti. Bu suretle 6 Marttaki fevkalâde Fenerbahçe kongresinde Agâh Erozan seçilme şansını bir ke- re daha kaybetmiş ve kendi tâbiri ile "nöbet"i bu defa da Beyfendinin ye olan bağlılıklarını Fenerbahçeye — Başkan adayına terketmiş oluyordu. a dergisi yayınları ŞİİRİSTAN. (Kısa, mizahi çeviri şiirler antolojisi) 100 krış. SONU. (Samuel Beckett'nin iki piyesi) 500 krş. SOĞUK OTLARIN ALTINDA (Ülkü Tamer'in şiirleri) 250 krş. İSHAK. Do N- (Onat Kutlar'ın hikâyeleri) 250 DEVİNEK (Teo'nun şiirleriyle çevirileri) YORGUNLAR (Erdal Öz'ün hikâyeleri) krş. krş. krş. 200 250 İsteme adresi: "a dergisi yayınları" - Özer Özler - P.K.: 3 Aksaray — İSTANBUL AKİS, 17 ŞUBAT 1960