erdiği anlaşılıyordu Bunda, şüphesiz, Kasım Gülek ayrıldığından beri me- selelerin üzerine cesaretle giden a- zimli, kararlı, disiplinli, herkese ma- vi boncuk dağıtmayı Partinin men- faatleriyle kabili telif görmeyen Ge- nel Merkezin tutumunun rolü büyük- tü. Ama, Oğuz Oran ile Yaşar Keçe- linin, Haysiyet Divanına verilmele- rine rağmen Partiyi Zzarara uğrata- cak her hareketten kaçınmalarının, kuvvetli oldukları bilinen taraftarla- rını teskin etmelerinin, partiye bağ- lılıklarını fiilen ispat etmelerinin de Şişlinin Çağlayan ocağında pazar gü- nü yükselen alkışlarda payı bulun- duğunu kabul etmemek imkansızdı. Beşiktaş ilçesinde, bir tertip neti- cesi yuhalanan -C.H.P. kongrelerine bu asla tasvip edilmeyecek usulleri sokanlar Partiden ihraç olunmuşlar- dır- Şemseddin Günaltay Şişliden du: Seçime hazırlanmak! Nitekim yeni İlİdare Kurulu bir tebliğ yayın- layarak müşterek hedefin Kravatlı- lar veya Kravatsızlar değil, — doğru- dan doğruya D.P. olduğunu ilan et- ti. Seçimlerin bu yıl yapılacağından zerrece şüphe caiz değildi. Her anlaş- mazlığı bir tarafa bırakıp, milletin arzuladığı C.H.P. olma yoluna sap- mak lâzımdı. Heyetin ilk çalışmaları, Kravatsız- lar dahil, herkes tarafından beğenil- di. Ancak bu, İstanbulun bütün me- selelerinin halli manasına gelmiş sa- yılmadı. Suyun altı Zra, suyun sathında bilhassa Oğuz Oran - Yaşar Keçeli ikilisinin -iki- si de yanlış ata oynadıklarını anla- mışlar ve ayılmışlardır- D.P.den ge- len teşviklere uymayarak itidalle ha- YURTTA OLUP BİTENLER Merkezin prensiplerini ve Partinin umdelerini savunmuşlardı. Kravat- lılar ve Kravatsızlar tâbirleri Kra- vatsızlar tarafından icat olunmuştu. Bunlar böyle ve Şapkalılar, Şapka- sızlar gibi tâbirlerle Parti içinde, bir sınıf tefriki yoluna sapmışlardı. Bu, her şeyden evvel Partinin Halkçılık umdesiyle uyuşmayan bir tefrikti. Münevver, yarı münevver, baka diye — sınıflar mevcut Halkçılar vardı. i yüzden, Kravatsızlara karşı alanları idare eden Ekrem Özdenin Müteşebbis Heyete alınmasında bir mahzur görülmemişti! Bunu böyle bilmek lâzımdı. Fakat Turgut Göle, hizipci say- madığı Ekrem Özdenin bundan bir istediğini bildirdiğini, — Kravatlılar- İstanbul C.H.P. Müteşebbis İl İdare Kurulu Üyeleri er teşebbüs canlı başlar! memnun ve mesut ayrıldı, tezahürat- la uğurlandı. Çalışkan bir heyet #stanbulda geçen haftanın başında kurulan müteşebbis heyet, bu bir hafta içinde "Çalışkan bir heyet" manzarası gösterdi., Derhal işlere el koydu ve teşkilâta bir canlılık ver- mesini bildi. Kendi arasında vazife taksimi yaptı, bir takım meselelerin halli yoluna gitti. Gençlik kollarını Orhan Köprülü üzerine aldı. İl Genç- lik kolu, bir bakıma infisah etmişti. Köprülü, yeni bir idare kurulunu teş- kil etmek üzere kollarını sıvadı. Ali Sohtorik, Abdurrahman Konuk ve Ekrem Özden bir çalışma programı hazırlamak üzere komisyon kurdu- lar. Ali İhsan Göğüş, Basınla irtibat tesisiyle vazifelendirildi. Bu faaliyet, sathi de olsa, İstanbuldaki C.H.P.ye derhal bir canlılık verdi. Parola şuy- AKİS, 17 ŞUBAT 1960 reket etmelerinin neticesi sükünet hüküm sürerken suyun altı tamamiy- le durulmuş değildir. Nitekim, Anka- radan gönderilen Tahkik Heyetinin tecrübeli üyesi Turgut Göle geçen haftanın ortasında bu vaziyeti gör- İstanbul gazetelerinin Parti muhabirlerini İl merkezinin sekre- terlik odasında toplayarak kendileri- ne arzuladıkları bilgiyi verdi. Yeni heyete karşı itirazlar, Ekrem Özde- nin şahsında düğümleniyordu. İs- tanbulda iki hizip vardı. Bu iki hizip- ten birinin başları Oğuz Oran ve Ya- şar Keçeli Haysiyet Divanına sevke- dilirken öteki hizbin temsilcisi Ekrem Özdenin Müteşebbis Heyete alınma- sındaki manayı hiç kimse anlayama- mıştı. O gün Turgut Göle, sekreterlik odasında bu muammayı izah etti. E- fendim, Genel Merkez Kravatlılar diye bir hizip tanımıyordu. Hizip, Kravatsızlardı. Kravatlılar, Genel la Kravatsızların kuvvetlerini birleş- tirerek neden Şemseddin Günaltayı devirme teşebbüsünde bulunduğunu, hareketin Oğuz Oranın reddi ve ha- diseyi Günaltaya şahit huzurunda nakletmesi neticesi akamete uğradı- ğını anlatmadı. Buna rağmen Genel Merkezin taraf tutmakta olduğu ka- naatinin yayılması üzüntü yarattı ve Ekrem Özdenin Müteşebbis Heyette- ki yerini muhafazada ısrar — etmesi çalışkan heyetin itibarını inanılma- yacak derecede azalttı. Bunun yanında, Müteşebbis Heye- tin teşekkül tarzı başka bir bakım- dan daha tenkitlere uğradı. Heyette, kaderlerini başka illere bağlamış kimseler vardı. Meselâ Şemseddin Günaltayın Erzincan veya Sivas için İstanbulu terketmesinden korkulu- yordu. Gerçi İl Başkanı geçen seçim- lerde Erzincana da, Sivasa da iltifat etmemiş, İstanbulla birlikte sadece l1