BASIN 1950 ve 1954 genel seçimlerinde ar- kası arkasına İstanbul — milletvekili seçildi. Fakat 1957 de gözden düştü- ğü için İstanbuldan, Edirne D.P. teş- kilatının itirazlarına rağmen bu ta- rihi serhad şehrinin listesine aktarıl- dı. Böylece, 1954 genel seçimlerinde Yamanın başına ördüğü çoraba, ka- derin bir cilvesiyle üç sene sonra ken- di katlanıyordu. Fare dağ doğurdu . Sarol, 1952 de pek gazetecilik denemesi gazete, bir çok derdinin teşkil etti. Anlattıklarına bakılırsa, D.P. kendisine "Zaferin amcasının oğlunun yeğenini İstanbulda diye emir vermişti. O da Cemal Ku- tayla şöhretli Türk Sesini çıkarmağa başlamıştı. — Gazeteciliğe — başlamak için gerekli krediyi, dostu Tütüncü İhsan sağlamıştı. Bir bodrum katın- da başlayan gazeteciliğinin meyvası- nı, şimdi Nuruosmaniyedeki Gediz Matbaacılık İşletmesine aid muazzam bina teşkil etmektedir. Fare dağ do- ğurmuştur! Dr. Sarol, Gediz Matba- acılık İşletmesinin tasarruf selâhiyet- lerini Hukuk Fakültesinde tahsiline devam eden 25 yaşındaki oğlu Baran TÜfE Sarola bırakmıştır. Sarol, ken- disine gazeteciliği yakıştırmıyanlara fevkalade — sinirlenmektedir. Efendim neden "bir garson veya bir armatör yapsın da", bir nisaiye mütehassısı gazete patronu olamasın? talihsiz bir yaptı. Bu kaynağını Dr. Sarol "Başbakanın mutemed adamı" sıfatıyla malik olduğu büyük kudreti 1954 seçimlerinden itibaren kafi görmedi. O seçimleri takiben ku- rulan kabineye Devlet Bakanı olarak girdi ve Basın işlerinin tedviri vazi- fesini üzerine aldı. Bu, bir anda hem bütün dikkati, hem de bütün şimşek- leri gittikçe zenginleşen "Doktor"un üzerine çekti. Bir yandan Devlet Ba- irelerini fütursuzca abone kaydettir- mesi, adının bir takım demir işlerine karışması, — matbaasına kaçak kat yaptırmaktan kaçınmaması herkese "Ne oluyoruz?" dedirtti. Talihsiz bir davanın çeşitli safhaları Dr. Sarol adını umumi efkâra parlak olmayan bir şekilde tanıttı. Bu, partisi içinde dahi cereyanlara yol açtı. O kadar ki meşhur İspat Hakkının ilk onbir tek- lifçişi, bu mevzuda Başbakan tara- fından kabul edildiklerinde İspat Hakkını "Dr. Sarolun marifetlerinin doğru olup olmadığının anlaşılması" için istediklerini açıkca bildirdiler. Menderes, bir takım "parti- temaslar"da kullandığı be- cerekli Doktoru tutmakta devam et- ti. Dr. Sarol bu temaslar neticesinde 22 Safa Kılıçlıoğlu, Nihat Erim gibi bü- yük kıymetleri D.P. İktidarına daha sıkı bağladı, fakat Bölükbaşı üzerin- deki denemeleri bir netice vermedi. Fakat bizzat Köprülü aleyhte vazi- yet alınca 1955 ve 1956 yılları, Dr. Sarolun hayatının en karanlık ve bedbaht devri oldu. Tesanüdü bozucu hareketlerde bulunmak mülahazasıy- la Yüksek Haysiyet Divanınca D.P. den muvakkat tardı, ortaklığını giz- lediği Türk Sesi gazetesine başında bulunduğu Devlet Bakanlığı adına menfaat sağlamak, Gediz Matbaacı- lık İşletmesi binasına kaçak kat inşa ettirmek ve Etiler Kooperatifi suiis- timali dolayısıyla aleyhine B.M.M Fuat Köprülü Yumuşak atın çiftesi tahkikatı açılması hep 1955-56 yıl- larına tesadü ; Fakat becerikli doktor bütün bu badirelerden kurtulmayı bildi. Bir çok Demokrat Tahkikat Heyeti aza- sının dahi Yüce Divana verilmesine lüzum gösterdiği halde, Muhalefetin bugüne kadar kabul etmediği bir oy- lama neticesinde Meclisten buna lü- sayıldı. Haysiyet tekrar Partiye almakta gecikmedi. Konjonktür milyoneri . Sarol, optimist yaradılışlı bir adam olduğunu söyler. Ne gövde, ne de ruh örgüsünde pesimizmin izine rastlamak imkansızdır. İddiasına gö- re dünyalık babında, gözünde hiçbir şey yoktur. Para kazanma bahsinde olmasa bile para sarfetme bahsinde bu doğrudur. Dr. Sarol tam bir ho- vardadır. Fakat kendisi hakkında ne- ler yazılmış, neler — çizilmiştir! Hal- buki Gediz Matbaacılık İşletmesi ile İsrael Mahallesindeki evinden başka ne emlaki, ne parası, ne de pulu var- dır! İstanbulda da "mütevazi bir yu- va"ya sahip olmak için, İBA diye ta- nınan özel bir yapı kooperatifine or- tak olmuştur. Hatta fazla masraf ol- masın diye İsrael Mahallesindeki evi- ni kiraya vermiş, annesi ve kız kar- deşi ile birlikte sahibi bulunduğu ta- belâsı sökük, sarı renkli apartmana yerleşmiştir. İkinci kattaki 4 numa- ralı dairede, kız kardeşiyle birlikte oturmaktadır. Sarol, iki defa evlen- miş, iki defa boşanmıştır. Birinci iz- divacından bir oğlu ve bir kızı, ikin- cisinden sadece bir oğlu dünyaya gel- miştir. Halihazırdaki sarışın güzeli, genç ve ince uzun lman sevgilisi bahis mevzuu edilince "İnşallah ev- leneceğim" demektedir. Eğer milyo- nerse, sebep "yükselen konjonktür" den başka bir şey — değildir, Yarım milyon lira borcu vardır. O da, başın- da D.P. lilerin bulunmadığı bankala- ra! Hakkında ne iftiralar, ne dediko- dular uydurulmuş ve anlatılmıştır! Bunları anlatırken Sarol göz yaşları- nı zaptedememekte ve sesi titriyerek "Zaman geldi çocuklarımın bana olan itimadları gölgelendi; annem hırsız- lığıma inanmağa başladı" demekte- dir. Arkasından da, iyice içlenerek, İstanbulda ikamet ettiği apartmanın ileri sürüldüğü gibi kendisine değil, Burhan Feleke aid olduğunu ispat için yaşlı annesi Zehra hanımı elin- den tutup nasıl kapıcıya götürdüğü- nü anlatmaktadır. Sanayi Kalkın- ma Bankası İdare Meclisi azalığın- rine kabullenmek — mecburiyetinde kalmıştır. Dr. Sarola, "Sen olmazsan batacağız" şeklinde feryat edilmiş- tir. Ama Dr. Sarol, "mahir bir pati- najcı" gibi insafsız ve maksatlı te- cavüzlerden kendini — kurtarmasını bilmiştir. Basın olsun, muhalifi ve muvafıkı ile politikacılar olsun, ken- disini hırpalamağa ye saf dışı kıl- mağa gayret —ederlerken, tek gaye gütmüşlerdir: "Adnan Beyi benim desteğimden ve akıl hocalığımdan mahrum etmekl!" Geçen hafta içinde Türk Basınına karşı yeniden girişilen hareket. "Ad- nan beyin bu destekten ve bu akıl hocalığından mahrum edilemediği- nin delilidir. AKİS, 17 ŞUBAT 1960