17 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

17 Şubat 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Norveç İşte, asalet! Ankaradakı Norveç — Büyükelçiliği- nin genç ve kıymetli Maslahatgü- zarıMr. Midttun 21 Ocak 1960 günü İsveç Büyükelçisi Malmaeus ve Da- nimarka Büyükelçiliği — Maslahatgü- zarı Mr. Mellbin'le birlikte Dışişleri Enformasyon Dairesi U- na girerken başına geleceklerden ha- bersizdi. SAS şirketinin Caravelle'i Esenboğa civarına düşmüştü. SAS, kaza kurbanlarının ailelerini Anka- raya nakletmek için bedava bir uçak da tahsis etmişti. Kurbanların ailele- ri Ankaraya gelmek üzereydiler. Fa- kat, Türk gazeteleri -içlerinde Ulus da, Zafer de vardı- kazaya dair kor- kunç resimler neşrediyorlardı. Pek medeni İskandinavyalılar bundan zi- yadesiyle müteessir olacaklardı. SAS da ticari menfaatleri dolayısiyle re- simlerin neşredilmemesi için elçilik- diplomatı Dışişleri Ba- kanlığı Enformasyon Dairesi Umum Müdürlüğünden, Türk gazetelerinden kasaya ait bu tarz fotoğraflar neşret- memelerini rica etmesini isteyecek- lerdi. İskandinav diplomatlarının ak- lından gazeteler aleyhinde herhangi bir adli takibat yapılmasını istemek geçmiyordu bile. Nitekim, bu husu- su bütün açıklığıyla Soysala bildirdi- ler. Gazetelere karşı adli takibat ya- pılması şöyle dursun, bu hususta Ba- kanlıkça — direktif verilmesini — dahi talep etmiyorlardı. Sadece bir rica- da, nazik bir tavsiyede bulunulma- sı münasip olacaktı 1sten1rse üç İskandinav ebbüsü tama- miyle yerindeydi. Resımler hakika- ten iç bulandırıcıydı. Norveç dahil, birçok demokratik memleketler, in- sani hisleri rencide eden bu tarz re- simlerin neşrini — kanunlarla yasak da etmişler ve buna karşı hafif mü- eyyideler derpiş etmişlerdi. Fakat, İskandinav diplomatları —Fransada ve İngilterede olduğu gibi- Türkiye- de de bu tarz resimlerin yayınlanma- Doğrusu diplomatının sını yasak eden mevzuatın mevcut olmadığını biliyorlardı. Kaldı ki bu tarz resimleri yayınlamakla — şöhret bulmuş France-Soir ve Daily Eks- press gibi dünya çapında şöhret yap- mış gazeteler de bunu yapsalar, İs- kandinav Elçilikleri, bu gazetelerden bu gibi resimleri basmamalarını rica ederlerdi. Ama, sadece rica ederler, en ufak bir baskıyı veya adli takiba- 26 Norveçli Lange İdealist bakan tı akıllarından — bile — geçirmezlerdi. Bunlar, İran elçilikleri değildi ki... Fakat, -basının her yerde kulağı olduğu için olacak- ilk önce İsveç gazeteleri bu teşebbüsün yapıldığını haber aldılar. "Dagens Nyheter" ad- l1 büyük bir Stockholm gazetesi, An- karadaki İsveç Büyükelçiliğiyle vâki temasları sayesinde, üstelik yanlış bir haber yayınladı: Güya Ankarada- ki İskandinav diplomatları, bu facia resimlerini neşreden Türk gazeteleri hakkında takibat yapılmasını iste- mişlerdi! Norveç basını, hadiseye bu suretle muttali oldu. İlk önce, bir hü- kümet gazetesi — -sosyalist- — "Arbei- der Bladet" 26 Ocak günkü sayısın- daki başmakalelerinden birinde şun- ları yazıyordu: "Türkiyede basın, hürriyeti için güç bir mücadelenin içindedir. Hükü- met yerinde olmayan basın kanunları geçirmiş ve bu kanunlar resmi ma- kamların herhangi bir şekilde tenkit edilmesini önleyecek sert cezalar ge- tirmiştir. Bir kısım tanınmış gazete- ciler halen hapishanededirler. Bir Hükümet nezdinde, basın hürriyeti- nin kötü kullanıldığına dair şikâyet- te bulunmak ne zamandan beri bir Norveç Adeti olmuştur?" İş bununla da bitmedi. Norveç'in en büyük müstakil gazetesi olan ve daha — çok muhafazakar muhalefeti "Aftenposten" 28 Ocak bir başmakalede destekleyen günkü sayısındaki şöyle diyordu: "Ankaradakı bir Norveç Hariciye temsilcisini animarka ve İsveç Buyukelçılıklerıyle birlikte Caravelle kazasına ait resmilerin Türk gazete- lerinde yayınlanmasiyle ilgili olarak bu gazeteler aleyhinde tedbir alın- masını talep etmek için Türk Dışiş- leri Bakanlığına nasıl olup da müra- caat ettiğini izah eder bir resmi açık- lamanın yapılmasını beklemekteyiz. Bu talep hakkındaki ilk teşebbüsün Oslodan geldiğine inanmıyoruz ve ümit ediyoruz ki Dışişleri Bakanlığı bu hususu izah edecektir. Neşredilen resimlerin hakikaten feci olduğundan ve bunları yayınlayan — gazetelerin kâfi derecede itidal — göstermeyerek kazanın göz alıcı tarafıyla uğraştık- larından şüphemiz yoktur. Fakat bu, hiçbir suretle, demokratik memle- temsilcilerinin bu tarz te- şebbüslerde bulunmalarını haklı gös- teremez." "Aftenposten" şöyle de- "Bu son yıllar zarfın- gazetecılerının dük. Bu tevkifler ve mahkümiyetler, memleketin ve siyasi liderlerin pres- tijini kırdığı iddia edilen hususların neşri dolayısiyle ve sert bir basın ka- nununa dayanılarak gerçekleştiril- miştir." "Aftenposten" Türk basını- nın durumunu teferruatlı olarak tas- vir ettikten sonra, Milletlerarası Ba- sın Enstitüsünün bu hususları ele al- dığını belirtmekte ve bu durumda Norveç Hariciyesinin bu tarz hatalı hareketlerde bulunmaktan kaçınaca- ğı ümidini izhar etmektedir İş bununla da kapanmadı. Norveç Dışişleri Bakanı Halvard Lange, mu- halefetteki Hristiyan Halk Partisi milletvekillerinden Karl J. Bromme- land'ın bir sözlü sorusuna Mecliste cevap vermek zorunda kaldı. Brom- meland, Bakandan şöyle bir soru sor- muştu: "SAS faciasıyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığının bir temsilcisi, nasıl olup da, bazı Tresimlerin neşri dolayısıyla Türk Daışişleri Bakanlığı ile temas edebilmiştir?" Bakan, ce- vabında, Norveç maslahatgüzarının Türk Dışişleri Bakanlığı nezdindeki teşebbüsün asla gazeteciler aleyhinde cezai takibat istemek veya onlara di- rektif vermek için — yapılmadığını, maksadın sadece bir ricada bulun- mak olduğunu belirtiyordu. Mr. Lan- ge, ayrıca Norveç basınında bu vesi- leyle teyit olunan resmi makamların basına en ufak bir mudahelede dahı bulunmamaları cak, teşebbüsün bu prensibe aykırı AKİS, 17 ŞUBAT 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: