Selim Sarper Tehlikeli adam caya kadar az mı çekmişti? Onu ta- kiben Melih Esenbel de aynı rolü oy- namaya kalkışmamış mıydı? Halbu- ki bu, Esenbelden hiç beklenilir şey değildi. Esenbeli, Washington Müste- şarlığından yıllar önce o getirmiş ve Milletlerarası Ekonomik İşler Dai- resine Umum Müdür yapmıştı. Ba- kanlıktaki en emin adamı oydu. Hak- kında Meclis Tahkikatı açıldığı o karanlık günlerde, Bakanlığının ku- lislerinden tamamen habersiz Köp- rülünün en fazla şiddet göstermeğe çalıştığı devirlerde bile, pek yüksek makamların da bilgisi altında onun Kızılırmaktaki evine kadar gelip iş- ler hakkında ondan talimat alan, olup bitenden onu haberdar eden o Esen- bel değil miydi? Fakat, işte o Esen- bel, Başbakan tarafından bir az faz- la sevilmek gibi büyük bir günah iş- lemişti. Bu günah işleneli beri Dış- işleri Bakanlığı memurları, Umumi Katibin Bakan nezdindeki itibarının günden güne azaldığını gördüler. He- le iktisadi dairelerin pek açıkgöz re- isleri -Semih Günver ile Oğuz Gök- men- ve İktisadi İşler Umumi Katip Muavini Hasan Işık, vaktiyle aynı unvanı taşımış olan Umumi Kâtibin bu sahalardaki -pek de olağanüstü sayılamayacak olan- bilgisinden isti- fade etmeğe hiç yanaşmıyorlar, bü- tün işlerini Bakanla doğrudan doğru- ya hallediyorlardı. Nihayet, Esenbel Washington Büyükelçiliğine gidiyor- du. Şimdi Bakan, eski tatsız hâdise- lerin tekerrürüne meydan vermeye- AKİS, 17 ŞUBAT 1960 cekti. Başbakan Umumi Kiâtipliğe meşhur — Büyükelçilerden -Birleşmiş Milletler mütehassısı- Selim Sarperin getirilmesini istiyordu. Bakan, faz- lasiyle şahsiyet sahibi bir eski kıyım Büyükelçinin Umumi Katiplik ma- kamına bütün prestijiyle kurulmasın- dan pek memnun olamazdı. İşte, çare bulunmuştu: Sarper iktisadi işlerden ne anlardı ki? Ortada, Hasan Işık gibi büyük bir iktisatçı varken -bü- yük bir çalışkan olduğu doğrudur- Sarperin bu işlere karışması doğru olmazdı. Sarper Siyasi Işler Umumi Katibi, Işık da İktisadi İşler Umumi Katibi olurdu. Bu suretle, Bakanlık- taki Daire Reisi ve Umumi Kâtip Muavini enflâsyonundan sonra, bir de Umumi Kâtiplik enflâsyonu baş- layacaktı. Zaten, Bakan dünyaca ta- nınmış bir enflâsyon eksperiydi ya! Fakat Bakanın plânları, Sarperin bu kombinezonu haysiyetine aykırı bu- lup — reddetmesiyle suya Sarper ayak diriyordu. "Ya ben de herkes gibi tam Kâtibi Umumi olu- rum veya hiç olmam!" diyordu. Ger- çi, Bakanın Sarperin reddi karşısın- da adayı hazırdı: Büyükelçi Adnan Kural bu işi belki Sarperden de iyi başarır, üstelik Bakanın canını da sıkmazdı. Fakat, Başbakan illâ Sar- peri istiyordu. Nitekim Sarper "tam" Kâtibi Umumi olarak tayin edildi. Şimdi, Sarperi yakından tanıyanla- rın birbirlerine sordukları sual, ünlü Büyükelçinin Türkiyedeki seçim ha- vasını yoklamak için gelip gelmediği ve eğer C.H.P. nin kazanacağından emin olursa, Türk Devlet adamları içinde en çok hürmet beslediği İnönü- nün partisinin İistesinde yer alıp al- mayacağıdır. düşüverdi. Kıbrıs Çuval! eçen hafta Çarşamba günü Lef- koşe gazetelerinin — idarehanele- rinde telefonların zili telâşlı telâşlı çalıyordu: Pek zarif Majestelerinin Sömürgeler Parlâmento Müsteşarı Mr. yet Konağında bir basın konferansı yapacak ve basına Başpiskopos Ma- karios ve Dr. Küçükle İngiliz üsleri meselesi hakkında yaptığı konuşma- ların neticesini açıklayacaktı. Türk ve Rum gazeteciler aceleyle Vilâ- yet Konağına koştukları vakit, Kara Saat Alayına mensup bir ihtiram bö- lüğünün avluda yer aldığını ve Müs- teşarın bavullarının bir jipe yüklen- diğini gördüler. Basın konferansı yapılmayacaktı. Kıbrıslılarla İngil- tere arasında üs meselesi hakkında bir uzlaşmaya varılamamıştı. Müste- şar Londraya dönmek üzereydi. Bü- YURTTA OLUP BİTENLER tün bunlar olurken saat öğleden son- ra biri çalıyordu Gazeteciler Mr. Amery'nin agzın— dan birkaç havadis koparmak bekleşirlerken saat ikiye Müsteşarın hareketini gecıktırdıgı söylentisi çıktı ve birkaç dakika son- ra da Kıbrıs Türk Cemaati Cumhur- başkanı Dr. Küçükün, Türk Elçileri gibi Ayyıldızlı bayrağı taşıyan oto- mobilinin Vilâyet — Konağına geldiği görüldü. PArabadan Türk Cemaati Cumhurbaşkanıyla Rum —Cemaati Cumhurbaşkanı beraberce indiler ve Vali Sir Hugh Foot'un odasında bu- lunan Mr. Amery'ye mülâki oldular. Dört adam konuşmağa yeni başla- mışlardı ki Vilâyet Hususi Kalem Müdürlüğü Lefkoşe Hava Meydanına gelecek olan Müsteşarın bavullarını donmesı Amery'nin yatağının lanması bildiriliyordu. — Konuşmalar saat üçe kadar sürdü. Saat üç iki Cumhurbaşkanı — Vilâyet — Konağını terkedip müşterek kabineleriyle da- gittiler ve açlıktan ölmek üzere olan Mr. Amery de öğle yeme- ğine oturabildi. Mr. Amery yemeğini bitirmişti ki Dr. Küçükün tekrar Vi- lâyet Konağını şereflendirdiği görül- Selwyn Lloyd Dediğim dedik