S P O R Futbol Her gidişin dönüşü iliâ Takım, pek başarılı geçme- n üçantreman ve Mana Vin- refakat ettiği beş — günlük n sonra Belçikaya gitti. Ta- bii bu gidiş sırasında da hemen her temas sırasında ortaya çıkan bir çok mesele bir kere daha hem de inişliyle boy göstermekten geri kal- madı. Bir defa sporcu kafilesinin se- çimi bir dert olmuştu. İdareci kafi- lesinin seçimi ise bu derde tuz biber ekti. Bir defa, her milli takım seçili- sinde ortaya çıkan dertlerden biri, falan yahut filan bölgeden futbolcu seçilecek mi, seçilmiyecek mi mese- lesi ilk günlerde kafi derecede gü- rültü kopardı. Ankaralı ve İstanbul- lu idareciler Milli Takım oyuncuları- nın hep İstanbul takımlarından se- çilmesinden dert yanıyorlardı. İstanbukia futbol — takımı vard da Ankara ile İzmirde yok muydu? Bu- ralarda yetişen futbolcular milli ola- mazlar mıydı? Gerçi bu seferki ta- kım teşkil edilirken içeriye bir An- karalı alınmış ve Ankaralıların iti- razları önle nmıştı ama, ya İzmirliler ne olacaktı Federasyonun en genç azası Be- liğ Belerin, kendi bölgesi adına hiç tahammülü yoktu. Hollanda maçın- Başkanın karşısına dikilmiş ve iki İzmirliyi kadroya aldırmıştı. Bu sefer de kadroya tamirden de oyun- cu alınmalıydı. Bunun için takım seçilirken bir kere daha Federasyon Başkanının karşısında dikilmek lâ- zım, gelmişti. Halbuki başkan da bu kabil hareketlerden hiç hoşlanmıyor- ihmal edılecek değildi ya. Hem son- ra Beliğ Beler sadece spor sahala- rında değil, polıtıka sahalarında da ijsim yapmış bir insandı. Elbette ki Sözüne kıymet verilmeliydi. Son se- çimlerde yoklamaları kazanmış, fa- kat sırf genel merkezin arzusu üze- rıne lısteye girmekten feragat etmiş- ti. eci kafılesı de olduğu gibi futbolcu kafilesinde — de bir lzmırlı bulunmalıydı. Nıtekim hakemin de Milli takım — karşısında roda 'bulunan Saim kadrodan çıkarı- larak yerine Doğan alındı. Beler, bir ikinci defa daha Federasyon Başka- nı Apaka karşı galip geliyordu. Bu dert böylece hal edildi ama, bu sefer de ortaya derdin başı çıktı. İdareci kadrosunun seçimi! Apak, sırf bunu hal için Istanbula gelme- miş miydi? İdareci kadrosu açıklan- dığı zaman darılanlar, küsenler ol- 34 mamış mıydı? Meselâ Niyazi Sel her an istifasını cebinde dolaştırıyordu Üst üste üç toplantıya da katılm yarak küskünlüğünü açıkça ortaya koymuştu. Ne olursa olsun Belçika görülmeğe —değer bir memleketti! Başkan da bunu biliyordu ama ne yapsın. O, darılanlara ve gücendik- lerini soyleyenlere "da onumuzde bir hayli yabancı temas var" demek- ten başka bir şey yapamıyordu. Sel de bunlardan birine giderdi. Zaten hali hazırdaki kadro hayli kalabalık- tı. Bunları bile ayıklamak hayli zor olmuştu. Zira herkes bu kadroya gi- rebılmek 1ç1n nelere katlanmıyordu Mese bır Umum Müdür muavi- ', ırf bi derece heyeca li maç- ta hazır bulunabıl ek için mutemet lik yapmağa razı olmuştu aşkan iste böylesine güç şartlar altında ka- filenin -tabii idareci kafilesinin- tes- bitine çalışmıştı. Şartlar piyasa şart- larından farksızdı. Arz talebi karşı- lamıyordu İşte Milli Takım ve İdareci kad- osu geçen hafta Belçikaya bu hava Içınde güle oynaya uçtular. Bakalım dönüşleri nasıl olacak. Malüm ya, her gidişin bir de dönüşü vardır! İdareciler Kapalı kapılar ardında on zamanlarda Beden terbıyesı S İstanbul Bölge Binasına gırıp de muduru gormek isteyenler önce bir şaşkınl geçirmektedirler. Zira Sıraselvılerdekı Bölge binasının her zaman açık görmeye alıştıkları müdüriyet odasının — kapısı sımsıkı kapalıdır ve koridorun başında bek- leyen bir odacı derhal yol keserek, "Müdür bey ar ?" diye sor- maktadır Yıllardan berı “ardına ka- dar açık bir kapının arkasında otu- ran ve çok defa kapısını vurmaya b le lüzum görülmeyen Bölge Müdürü nün böyle bırden bıre kapalı kapılar ardına çekilmesinin sebebi hikmeti nedir? Cihanoğluna son günlerde arız o- lan bu değişiklikler için ortalıkta çe- şitli rıvayetler dolaşmaktadır Bun- arın biri ve başlısı Bölge Müdü- rünün Vali 11e arasının iyi olmaması- dır. Maamafih Cihanoğlunun Anka- rada bir takım yakın dostları var- ır ve bu sayede Cihanoğlu Valiyı rağmen yerin de oturmaktadır. Ancak Cihanoğlunun sadece Vali ile arası- nın iyi olmaması kapıların kapanma- sı için yeter sebep değildir. Bunun yanı başında, başka sebepler de ol- malıdır. İşte geçen hafta içinde bir takım meraklılar bu sebebi de bul- makta gecikmediler: Cihanoğlunun vazifeye tayin şekli usulsüzdü. Bu yüzden de öyle ortalıkta pek görün- memeli, aklına estikçe — beyanatlar vermemeliydi. Zira Cihanoğlu Tekel Barut Kısmı Şefliğinden — emekliye' ayrıldıktan sonra Bölge Müdürlüğü vazifesine maaşlı değil yövmiyeli o- larak tayin edılmıştı i bun- dan üç ay önce resmi gazetede ya- yınlanan bir kararnameye göre yev- miyelilerin idari vazifelerde bulun- maları imkânı ortadan Fakat bu kararın bir tek dı, o da Cihanoğlu için 1ş11yordu Ankaralı dostlar agır basmışlar Bölge Müdürüne bır şart koşmuşlar dı: Çok konuşmamak ve ortalıkta görünmemek! İşt B lge mü duru bu şartlar altında çok sevdiği beyanat- ları vermekten bile vaz geçmiş, hat- ta stada giriş kartlarının tevzii işini bile üstüne almak istememişti. Ka- pılar da bu yüzden kapalıydı. a, Milli takım antrenmanda Hakem de bizden olursa AKİS, 25 EKİM 1958