YURTTA OLUP BİTENLER arifesinde cereyan etmişti. — Arka- dan seçimler gelmiş ve Tevfik Kur- ma adaylık talebinde — bulunmuştu. Fakat partilileri kendisini adaylığa dahi seçmemişlerdi. Yoklamayı kay- bedince yeniden İçişleri Bakanlığına müracaat etmiş ve eski işine iade- sini talep etmişti. İhtida edenlerin en koyu salik olduğunu bir çok mi- salle görmüş bulunan D. P. iktidarı, Tevfik Kurmaya yeniden vazife ver- mişti, -bunda hiç anormallik yoktur ve devlet hızmetlerının particilikten ayrı mütalâa edilmesi ancak takdire şayandır-; şimdi de ustad Şilede kaymakamlık yapıyordu. — Saat dörde geliyordu ki İnönü ve arkadaşları Tokattan hareket ettiler. urma istemiyor diye elbet- te ki seyahat programını değiştir- mek bahis mevzuu değildi. Kafile Turhalda hararetle istikbal — edildi. Genel Başkan halkın sürekli alkış- ları arasında parti merkezine gitti, mutad Ziyaretini yaptı, şehirde on dakika kadar kaldı ve hiç bir hâdi- îe dolmaksızın Zileye doğru yola çı- ıl Kuş uçmaz ama kervan geçer Z 1leye otomobiller, önde Genel Baş- nduğ girdi. Genel -Başkan Amasya il başkanı- nın gri renkteki Dodge'unda seya- hat ediyordu. Arabayı Amasya il başkanı kullanıyordu ve İnönü şo- för mahallinin yanında oturuyordu. Arkada milletvekili ile bu mecmuanın başyazarı vardı. Daha şehre girilir girilmez garip bir va- ziyet dikkati çekti. Sokaklar, sanki sayım yapılıyormuş gibi bomboştu Fakat kaldırımların üstünde, evlerin ve kahvelerin kapısında tüfekli jan- darmaların, tabancalı, coplu polisle- rin bulunması manzaraya bir başka ton veriyordu. Genel Başkanın oto- mobilindekiler bu vaziyet karşısın - da hayretlerini belirtmekten geri AKİS ,25 EKİM 1958 Arozözler faaliyette Bu yangını söndürmeğe arozöz mü yetişir ? kalmadılar. Sokaklarda kuş uçurtul- muyordu. Arabalar şehirden süratle gererek C. H. P. binasının önüne geldiler. Partinin bulunduğa ince u- zun, çarşı biçimindeki kârgir bina- nın etrafı emniyet kuvvetleri tara- findan kuşatılmıştı. C P. Genel Başkanının oto- mobili durur durmaz sabahtan beri hapsedilmiş olan halk, kordonu ya- rarak İnönünün üzerine hücum etti. Genel Başkanın boynuna sarılıyor- lar, "Baba kurtar bizi! Kurtar bizi, Baba!" diye haykırıyorlardı. Inonu bütün seyahat boyunca sadece Zile- de kendisine yol açamadı. O kadar heyecan vardı ve insanlar öylesine coşmuştu. Arkadaki arabalardaki milletvekilleri gelerek — vatandaşları teskin ettiler ve İnönüyü selâmete çıkardılar. Bu sırada, binanın kar- şısındaki kaldırıma birikm miş — olan kalabalık, Genel Başkanı hararetle alkışlamaya ve "Ya., ya., ya. şa., şa..” diye bagırmaya başladı Bunun üzerine jandarmalar ve po- lisler halkın üzerine hücum ettiler. ye giden merdivenlerin ba- şmda buyuk bir kavga başladı. Po- isler ve jandarmalar bir taraftan cop veya dipçik kullanıyorlar, diğer taraftan yaşlı adamları kollarından sürüklüyor, yerlere yuvarhyorlardı Başka bir kütle İnönünün girdiği alinin önünde toplandı. Sinirler gerilirse.. O esnada "bir pohs cibi 'belirdi. Cip- te bir emniyet âmiri vardı. Em- niyet âmiri elmde mikrofon — tutu- yordu. Cip, hususi itina görmüş, ho- parlörlü bir cipti. Emniyet â halka dagılmasını bildirdi, de ateş açtıracağını birinci ihtar o- larak ilân etti. Cibi hemen takiben bir itfaiye arozözü göründü. Halk, kaldırımda birikmişti. Arozöz sade- ce kaldırım tarafına su sıkarak geç- ti. Herkes sırılsıklam olmuştu fakat tek kişi kımıldamadı. Sadece, şoför- ler yuhalanmaya başladılar. “Arozö- zün şoförü elini kaldırıyor "Ne ya- payım, emir aldım" diyordu. Polis cibinden emniyet âmiri ikinci ihtarı verdi. Bu sefer halk onu da yuha- lamaya başladı. Polis ve jandarmay- la kalabalığın mücadelesi devam edi- yordu. Milletvekilleri dövülmekte o- lan halkın yardımına koştular. Fa- kat emni vvetleri — onları da tartaklamaktan geri kalmadı. Bunun üzerine 1tış kakışa herkes karıştı. Halk "Gelen Müakarios mu ?" diye bağırıyordu ve bu, genç Jandarmala— rın üZerinde tesir bırakıyordu. Jan- darmaların başındaki yüzbaşı ise ha- kikaten müteessirdi. Hem aldığı em- ri yerine getırmeye alışıyor, hem de kimseye bir omaması için dikkatli davranıyordu Fa sinir- ler gerilmişti ve pek az 1nsan olu; bıtenlenn tam manasıyla farkınday- Fakat sinirler gerilmişti ve pek az insan olup bitenlerin tam mana- sıyla farkındaydı. Bir köşeden man- zarayı seyreden kaymakam ise kav- ga başlayınca selâmeti kaçmakta bulmuş ve hükümet binasına sığın- mıştı. Tevfik Kurma sonradan İçiş- leri Bakanına tehdit edildiğini bil- dirdi. Halbuki Tevfi rmanın kaymakamlık yaptığı bir ilin eski valisi olan C. H. P. milletvekili Da- niş Yurdakul köşe başında rastla- dığı kaymakama, dostane, vaziyetin nezaketini ihtar etmiş ve kendisine de bir şeyler olabileceğini, sakınma- sını bildirmişti. Kaymakamın 'teh- dıt edildim" diye naklettiği bu ikaz- Halk, İnönüyü ısrarla — alkışla- makta devam ediyor, "Kurtar bizi, kurtar bizi" diye haykırıyordu. Em- niyet amiri, maiyetindeki polislere göz yaşartıcı bomba kullanmak em- ri verdi. Polisler bombayı attılar. Cop ve dipçikten sonra Zile halkı- 13