25 Ekim 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

25 Ekim 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Askerler tarafından idare edilen Asya ve Afrika memleketleri Üzüm üzüme baka baka kararır. Asya Çizmeli diktatörler akistanın yeni diktatörü Gene- l!“) ral İskender Mirza, geçen hafta irer ikişer kabul ettıgı bütün gaze— tecilere hemen hemen hep aynı söz- leri söylüyordu: Memleketi ahlaksız politikacıların elinden — kurtarmış, devlet otoritesinin tamamen ortadan kalkmasını önlemişti; şimdi, kura- cağı otoriter idare sayesinde Pakis- tanın iç işlerini yoluna koyacak, milletin siyasi gelişmesini tedrici bir şekilde temin ederek — "kontrollu" bir demokrasiye doğru — gidecektir. İskender Mirza aslında demok- rasiye aleyhtar olmadığının bılhassa belirtilmesini rica ediyordu. Gerçi neral Eyüp Banla birlikte hayli sert tedbirler almış, binlerce kişiyi hapis- hanelere gönı iş ve köşebaşları- a sehpalar ku rmuşt ama, bir ta- raftan da 30-40 kişilik bir Anayasa Encümeni kurulması, yolunda çalış- maları da ihmal etmemişti. Bu En cu— men "Pakistanın şartlarına uygun" bir demokrasinin temellerini hazır* lıyacak, ondan sonra da ordu ida- reyi yavaş yavaş sivillere devrede- cekti. Şimdi Pakistanı demir yum- ruklarıyla idare eden iki ahbap ça- vuşlar -pardon, generaller, demokra- siye olan baglılıklarmı ispat için, hü- k met darbesinden sonraki sekizin- sabahı bütün sansür ted- bırlerını kaldırmışlardı Fakat Sıkı Önetim mevzuatı yine yururlukte dugund an, “"hükümetin itibarım" ve Vatandaşların devlete olan iti- matlarını" — sarsabilecek haberler vermek hâlâ yasaktı. Zaten, hükü- met darbesinden önce de, daha res- mi sansür tedbirleri alınmadan da telgraflarının sansür edildiğini bilen yabancı gazetecilerin bu gibi sözlere karınları toktu 22 Asya memleketlerini dolaşan ya- bancı gazeteciler, İskender Mirza- nınkin nzeyen çok beyanat dinle- mişlerdi. Dünyanın bu köşesindeki memleketlerden çoğu General İsken- der Mirza veya General Eyüp Han gibi askerlerin elindeydi. Doğu Asya- ya bir göz atanlar, Taylandda -yani eski Siyamda. General Saritti, Bur- mada -yani eski Birmanyada- Gene- ral Ne-Vini görüyorlardı. 'Batıda ise, Mısır ve Suriyeye Albay Nasır, Lüb- nana General Şahap, Iraka da Ge- neral Kasım hâkimdi. Bütün bu a- damların söyledikleri sözler arasın- da şaşılacak benzerlikler sezmemek mümkün değildi.. Hepsi, kendilerin- den önceki sivil idarelerin kötülü- ğgünden şıkayetçıydıler ve — şüphesiz bu noktada yerden göğe kadar hak- lan vardı. Yine bütün bu askerler, memleketlerinde tatbik etmek iste- dikleri içtimai reformlar için otori- ter bir idareye ihtiyaçları olduğunu söylüyorlardı. Atatürk zamanında Türkiyenin başardığı ıslere bakarak, bu hususta da kendilerine tamamen hak vermek mümkündü. Fakat ge- nerallerin hepsı de aslında birer de- mokrasi âşığı olduklarını iddia edi- yorlardı ki, işte bu noktada kendile- riyle hemfikir olmak pek kolay de- ğildi. Mustafa Kemal gibi, otoriter idareyle başlayıp demokrasinin te- mellerini atan liderlere bu memleket- lerde pek rastlanmıyordu. Oldukça dürüst ve çalışkan birer ordu mekanizmasına dayanarak ik- tidara gelen ve iktidarda tutunan çizmeliler, ihtiraslarını bu noktada durdurmağa pek — muvaffak olmuş sayılamazlardı. Bazısı, dış maceralara atılmağa ve emperyalist emeller güt- meğe heveslerimişti; bazıları da elde ettikleri iktidar sandalyesine pek ısınmış, ölünceye kadar orada kala- ilme ollarım aramağa başla- mıştı. Bunlar, memleketlerinin çehre- Time'den sini değiştirecek hakikaten köklü reformlara girişmek yerine, göz bo- yayıcı tedbirlerle halkı oyalamak ve kendi şahsi saltanatlarım sağlam- laştırmak yoluna gitmeyi tercih edi- yorlardı. Bu gıbı rejimlerin karakteristik vasfı olan küçük işlerle uğraşma gayreti Pakistandaki yeni hüküme- tin aldığı tedbirlerde de kendisini göstermektedir. Memlekette halledil- mesi gereken muazzam meseleler dururken, Karaşideki çizmeli dikta- törler, -Mümtaz Tarhanın tükrük kampanyasına taş çıkartacak bir gayretkeşlikle- duvar diplerinin te- mizliği meselesini ciddi şekilde ele almışlardır. Bundan sonra, Pakistan- da duvar diplerine aptest bozulması— nı onlemekıçın sadece sokak şair- lerinin boş arsa kenarlarına yazdık- ları veciz mısralarla iktifa edilmiye- cektir: hükümet bu vaziyette süç üs- tü yakalananların ağır hapis cezala- rına çarptırılmasını emreden karar- nameler yayınlamış ve tatbikattan orduyu mesul tutmuştur! Fransa Kışlaya, dönüş eneral De Gaulle'tin itibarı, ge- G çen hafta içinde en yüksek nok- tasına vardı. İnatçı Generalin Ku- zey Afrikadaki kumandanlara gön- derdiği emir, son rTandum sıra- sında hayli tereddütten sonra oy kul- lanmış olan seçmenlerin büyük bir kısmına itimat telkin edecek mahi- yetteydi. Referandumdan sonra, Beşinci Cumhuriyeti kuran adamın Cezayir- deki askerlerle nasıl geçineceği, on- lara nasıl söz dinletebileceği bütün Fransızların zihinlerini işgal - eden tir mevzuydu. Bazıları, askerler karşısında Generalin zayıf mevkide AKİS ,25 EKİM 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: