KADIN Terbiye Kompleksler z amanımızda çok — kullanılan ve suiistimal edilen kelimelerin he- men başında “"kompleks" kelimesi gelmektedır Bu kelıme artık o ka— kelimesi yerine kelimesini kullanmağa başlamışlar- dır. Bu bakımdan çocuk yetiştiren ailelerin kompleksler hakkında fikir sahibi olmaları elbette ki çok fayda- lıdır. Fakat bunu mübalağa etmemek ve bugün mütehassısların dedikleri gibi "kompleks kompleksine" kapıl- mamak ta şarttır. Kopmleks denilen şey, öyle bir anda doğmaz. Bir hissin veya heye- canın kompleks haline gelmesı ve bir tekerrürüne bağlılır. Meselâ çocuk, tek bir defa başarısızlığa uğramakla başarısız- lık kompleksine yakalanmaz. Mü- him bir hadise karşısında hakarete maruz kalan çocuk da muhakkak hakir görülmek kompleksine düşü- rülmüş değildir. Birçok aile bu en- dişelerle, bazan çocuklarını en nor- mal şekilde dahi cezalandıramamak- tadırlar. Ailelerin bilmesi icap eden bir şey varsa kompleksler, ancak yavaş yavaş ve şokların bir- birini takip ettiği takdirde meyda- na geleceğidir. Bundan başka 'bir kompleks, aynı şekilde her karakter- de gelişmez. Heyecanlı tipler komp- lekslere daima daha çok maruzdur- durlar, Heyecanlı tiplerde de, reak- siyonları ağır olanlar en çok komp- lekse kapılırlar. Demek anne ve ba- ba çocuğunu terbiye ederken, en ev- velâ onu iyice tanımakla mükellef- tir. Dikkatli işi kolayca, y başarabilirler. Eğer şüpheleri varsa bir pedagoga, bir mütehassısa mü- racaat etmeleri faydalıdır Herhalde kompleks korkusuna fazlaca kapılmak ve bu yüzden mü- tereddit davranmak çocuk için za- rarlıdır. Gene en iyi bir tedbir, komp- leksin ne demek olduğunu bilmek ve muhtelif kompleksler hakkında fikir sahibi olmaktır. Kompleks de- nilen şey, bir çocuğun bütün davra- nışlarına hâkim olan bir histir. Bu ekseri ehemmiyetsiz bir doğmuştur. Hiç kimsenin dikkat et- mediği bu hâdise çocuğa tesir etmiş- tir ama, kendisi de açıkça bunun sebebini ve menşeini bilmemektedir. Çeşitli kompleksler vardır. Bunların arasında bir çocuğun maruz kalabi- leceği en mühim, kompleksleri anne ve babaların bilmelerinde — elbette fayda vardır. hadiselerin AKİS ,25 EKİM 1958 Alarm iyanet İşleri D Başkanının, Batı “Trakyada irticai — körükle- mek maksacb i ile muştur. nuda Türk bası- nının açtığı kam- panya ve bilhas Hayırlıoğlu sa Cumhuriyet gazetesının neşriya- tı gayet aydınlatıcı olmuş ve tered- düde düşmeleri muhtemel olan bir çok hüsnüniyet sahibi muhafazakâr müslümanı ikna etmiştir. Bugün Di- yanet İşleri Başkanı, hiç bir su- rette ispat edemediği gerici ve çü- rük bir iddia ile karşımızdadır. Buna mukabil din ulemaları, dilci- ler, ilahiyat Fakültesi profesörle- ri, memlekette ötedenberi bu ko- nu ile ilgili olarak şöhret yapmış birçok selâhiyet sahibi kimse kur- anı Kerimin lâtin harfleri ile mü- kemmelen yazılıp okunabileceğini ilmen ispat etmiş durumdadırlar. Bugün, bu vesile ile başka memle- ketlerdeki müslümanların Kur'anı nasıl yazıp okuduklarını da öğren- miş bulunuyoruz. İranda, Pakis- tanda, Çinde, Afganistanda, Fin- landiyada Kur'an mahalli dillere tercüme edilmiş ve defalarca tefsi- ri yapılmıştır ve çoğunda mahalli harflerle yazılıp okunmaktadır. Bundan başka hâdise, iki acı hakikati daha meydana çıkarnış lıştığıdır. Hayırlıoğlu hâdisesi ve- silesi ile gençlik teşekküllerine, ilim adamlarına gönderilen tehdit başta dinimize karşı olan bu geri- Terkedilme korkusu C ocuk huzur ve emniyet hissini 5” - kaybetmiştir. Terkediknekten, korkacaktadır. Bu ekseri, çocuk ken- disini lüzumsuz hisettiği zaman o- lur. Meselâ aile onun doğumunu ar- zu etmemişse ve bunu çocuğa his- tirmişse çocuk bu komplekse ya- İşaretleri Jale CANDAN ci hareketin menşeini aramak ve meydana çkarmak lüzumunu şid- detle hissettirmektedir. "İnkılaplarımız kökleşmiştir, Ötesi teferruattır" diyemeyiz. Her- hangi bir yerde irticann düşmana en geniş bir faaliyet sahası arzet- tiğini unutmamamız ve bilgisiz geniş kütleleri bu gibi sinsi faali- yetlerden korumamız lâzımdır. A nadolunun — bazı ilkokulların yerini almaya bekliyen bazı gizli teplerinin mevcudıyetı harfleri ile tedrisat — teklifine, a- dam sen de dersek sonu neye var rır? İnkılâplarımızı ilgilendiren meselelerde titiz. davranmamız şarttır. Elbette ki, bu söz ve fi- kir hürriyetini kösteklemiyecek, ancak inkılâplarımıza ait sarih kanuni hükümlerle, gizil teşkilât- lar meydana çıkarılacaktır. Bu konuda da söz ve fikir hürriyeti- nin ne derece faydalı olduğunu son hâdiseler ispat etmemiş midir? Meselâ bu münakaşa sonundadır ki Türkiye Diyanet İşleri Başka- nının arapça tedrisat hakkında ne- ler düşündüğünü öğrenmiş bulu- nuyoruz. Gene acı bir hakikat da, bazı ıstısmarcı urların irticaa, bu- partisine dayanan bir kuvvet şekline veya böyle gös- iste releridir. Çok partili rejime girdiğimiz günden bugüne, bu gayret daima sezilmiş ve za- man zaman bastırılarak, zaman küçümsenerek ve zaman da idare edilerek geçiştiril- ir. Bu vesile ile, son günler- D. P. kongresmde söylen- miş olan sözler ve Başbakana çe- olduğunu gazetelerden öğ- rendiğimiz telgraflar, alarm işa- reti olarak kabul edilip üzerinde durulmalıdır. Şunu itiraf etme lâzımdır ki, siyasi partiler bu ko- nuda gayet çekimser davranmak- tadırlar. Halbuki, yapılacak iş ba- sittir. Bu konuda derhal birleş- mürtecinin nu, Ooy birliği ile itmek! Bütün aydınların siyasi partılerden bekledikleri hiz- met kalanabilir. Ailenin, mani teşkil ettiğini aynı duruma düşebilir. projelerine bir hissedince de Mesela anne baba geçinememekte ve her zaman onun yüzünden ayrılmadıkklarını ifade etmektedirler.. Bu komp- leksler, çocuklara ekseri telafisi zor korkular, vehimler verir. 27