YURTTA OLUP BİTENLER Millet Ölülerden korkanlar eçen haftanın — sonlarında lerin nezaretinde bir mezarlığı ziya- ret ettti.Grubun ekseriyetini gençler teşkil ediyordu. Mezarlıkta sıkı em- niyet tedbirleri alınmıştı. — Arasında bir de AKİS temsilcisi bulunan ka- file bir kabrin önünde durdu. Lah- din üzerinde Hüseyin Cahid Yalçın yazıyordu. Günlerden — cumartesiydi mahzundu. Kabre — çelenk konuldu, önünde ihtiram duruşu ya- pıldı. Bilenler, ellerini açarak fatiha okudular. Hüseyin Cahid Yalçın Tarih! Sonra, merhumun Hürriyeti Ebe- diye tepesındekı evine gidildi. Sivil polisle gene beraberdiler. Dikkatle ediyorlar, fazla etrafları kolaçan kalabalıgın toplanmasını istemiyor- lar, şüpheci nazarlarla gelip geçen- lerı süzüyorlardı. Hüseyin Cahid Yalçının ama bunların hepsinin üstünde medeni adam Hü- seyin Cahid Yalçın bundan tam bir sene evvel hayata gözlerini kapa- mıştı. nin Istanbuldakı teş— kilâtı merhumu bir ren tertiplemek maksadıyla Vılayete müracat etmişti.Ama vehimden 4 gozlerı kapanmış olanlar bunda "ter- tip”, aksat", "melun riyet" sez- mışler ve gereklı musaadeyı verme- mişlerdi. Bunun üzerine partinin il gençlik kolu idare kurulu merhum Yalçının mezarım ziyaret kararı al- mıştı. Polis tekrar müdahale etmiş ve ziyaretin kalabalık kafile halin- de yapılmamasını istemişti. Bir ko- caman iktidar bir ölüden korkuyor- Mezarlık dönüşü gençler rahmet- linin evinde, onun masasını ölümün- den bu yana ilk defa açtılar ve içi- ne bir buketle, hazırladıkları broşü- bizzat İsmet hakkında bir zı ya ı. Evin kapısındaki po- lısler acele ediyorlardı. Ziyaretçiler. mecburen ellerini çabuk tuttular. Kuvvetli olduğunu meydanlarda radyolarda haykıran bir siyasi par- ti ve sonra bir ölü kargısında duyu- lan bu endişe.. Tezat, geçen hafta- nın sonunda istisnasız herkesin gö- züne çarptı. Ama Hüseyin — Cahid Yalçın isminin artık bu memlekette, ne ifade ettiğini korkuya hak vermemezlik edemediler. D. P. iktidarının talihinin döndüğü senesini, gununu hattâ, saatini me- rak edenler için yapılacak basit bir tahkikat vardır: Hüseyin Cahid Yal- çının hapse âtıldığı seneyi, günü ve- saati tesbit etmek. İki tarih aynıdır. İktidar Perdenin arkası B haftanın ortasına dogru si hâdiseleri takip edenlerin göz leri İnönünün döndüğü Orta Anado— luya, ya da Başbakanın dolaştığı Batı Anadoluya çevrikken Ankarada son derece mühim bazı temaslar o- luyordu ve politikanın siklet merke- zi başkentte * bulunuyordu. Çankaya civarında — oturanlar ve önlerinden gelip geçenleri tanıyabilecek kabili- yette olanlar tümen tümen D milletvekilinin son günler — zarfında koşkune taşındı— ğına şahıt oldular. Çankaya köşkü de de utfak hummalı bır faalıyet içinde bulundu ve Cumhurbaşkanının yemekte sık sık misafiri oldu. Kapı- siya- avizenin altında mühim meseleler görüşüldü, fikir teatisi yapıldı, telkinlerde bu-- lunuldu. Kolaylıkla tahmin olunabi- leceği veçhile, lâf hep politika etra- fırtda döndü ve Muhalefet 1 numa- ralı mevzuu teşkil etti. Haftanın so- nunda Meclisin Aaçılmasına zaten bir haftadan az zaman kalmıştı ve P. idarecileri bir takım hareket- lere hazırlanıyorlardı. Hafta içinde hazırlık buna inhi- seretmedi.Resmi daireler de bir takım notların son rotuşları yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtipli- ğinden gelen bir yazıyla her bakan- lıktan malzeme istenmişti. zeme, münasip görülecek miktarda ve nisbette Cumhurbaşkanının Mec- lisi açış nutkunda kullanılacaktı. | Kasım günü Celâl Bayar, üzerinde ğı, Meclis kürsüsüne çıkacak ve ik konuşmasını yapacaktı. Ko- nuşma, bu hafta içinde hazırlanma- ya başlan Var mı, yok mu Muhalefet! u hazırlıklar devam ederken D. yüksek çevrelerinde Mu- alefetten şıkayet gittikçe artıyordu. Meclis Grubunun üyelerine bilhassa İnönünün Başbakana son mukabele- Celâl Bayar Ne diyecek? leri "bunların adam — olmayacağının delili" olarak gösteriliyor ve muha- liflerin gittikçe azıttıkları, nizam, kanun tanıdıkları, bütün memleketi dolaşıp karışıklık çıkar- dıkları — söyleniyordu. Genel Başkanı geçen hafta içinde çıktığı bir yeni seyahate bu haftanın orta- sına kadar devam etti. Manisada başlayan konuşmalar Afyonda, şakta tekrarlandı. Menderes konuş- tukça İnönü cevap veriyor, İnönü- nün her. cevabı son derece oturaklı ve dokunaklı olduğundan başkentte- ki sızlanmalar artıyordu. O kadar ni tedbir almak lâzım, yoksa başa AKİS 25 EKİM 1958