OLUP BİTENLER uğrar" dedi. Bunu söyledikten dört saat sonra da Zile hâdisesi yaratıl- YURTTA Zile dönüsü Amasya, C. H. P. Genel Başkanını yollara dökülmüş o- larak karşıladı. Polis, Sivasta oldu- ğu gibi -aynı hal Çorumda ve An- karada da tekrarlandı- "siyanet me- leği" rolünü üz_erine ald» Halka iyi muamele etti.İnönünün arabasına yol açtı, ızdıhamı mümkün nisbetin- de Önledi. Bu sayede de hiç bir hâ- dise cereyan etmedi. O gece İnönü, Zile faciasıyla ilgili basın toplantı- sını yaptıktan sonra hususi bir ko- nuşmasında: "— Şimdi bakınız, dedi. Şi Öyl mı iyi, böylesi mi? Geldik, halk bı- , zi görmek istiyordu, gördü. Sevgisi- ni coşkun şekilde izhar etti, sükunet içinde evine döndü. itti. Buna mukabil tedhiş tedbirleri alın- saydı ve halk gene bu gayrikanuni vaziyete boyun eğmeseydı, sokaklar şimdiki sakin, sessiz halini kolay ko- lay bulabilir mıydı ?" Genel Başkan biraz durdu: — Her şey tahammüle gelip dayanıyor. Tahammül ise , kültür meselesi" dedi, başım salladı. Yanındakiler ne demek istediği- ni anladılar. İktidarın yolu: Kadınlar eş günlük seyahatin en alâka andırıcı kısmı, kadınların 'Mu- halefet liderine ve C. . ye karşı gösterdikleri alaka oldu, Kongre sa- tezahürat yapıyor, tempo tutarak alkışlıyordu. Genel Başkanın yanındakilerden İri: Erkeği fethetmenin yolu mi- de den geçermiş, İktidarı almanın yolu ise kadınlardan geçiyo ikaten istisnasız her tarafta kadınların İnönücü v . P. ci ol- dukları su götürmez şekılde belli ol- du. iktisadi sıkıntıyı en ziyade hısseden kadınların kurtul ümidi olarak Muhalefeti ve onun liderini Yol kendisinden çok kız- Kestirme İ ktidarın başı, hesap istenmesine mış. Kızar, İsmet İnönü kim oluyormuş da benden hesap gö- rüyormuş. Benim, ona verile- cek hesabım yok" diyor. Der. Ama, arkadan ilâve ediyor: "— Eğer bu tarzdaki iddiala- rına devam ederse, — kendisini müfterilerin başta geleni ola- rak vasıflan dırmak mecburıye- tinde kalacağım İşte, orada iş bıraz çatalla- şıyor. Menderes İnönüyü böyle vasıflandırdı. -Zaten daha ne sıfatlar verdi ya.. Vasıflan - dırdı, kimse inanmaz ki.. Zira bir insan, başkası ona müfteri derse müfteri olmaz. Söyledik- leri iftiraysa müfteri olur» Baş- akan en basit vatandaşa na- sıl hesap vermeye mecbursa İsmetİnonuye de istediği he- sabı verir. Hesabı tamamsa, hakikaten 280 milyon altın se- kiz sene içinde en ufak mide bulantısına, iyi sarfedilmedi en- dişesine mahal vermeyecek şe- kilde kullanıldıysa daha Men- deres ilân etmeden İsmet İnö- nü "müfterilerin başta geleni" damgasını yer. Bu kadar kestirme yol var- ken, kulağı başın üstünden göstermek niye? görmelerinden tabii ne olur? Buna, "75 yaşındaki delikanlı" nın dayanıl- maz mânevi —cazibesi de eklenirse kadınların gösterdikleri — tehalükün sebebi ortaya çıkar. Nitekim bu haf- tanın başında, akşam vakti Anka- raya dönülürken arabalarla ta El- madağına kadar gelmiş olan vatan- daşların da ekseriyetini kadınlar teş- kil ediyi du Her yerde İnönünün elı hurmetle öpüldü, her yerde M lefet lıderı havanın 1957'ye nısbetle dahi inanılmaz şekilde değışmış, ol- duğunu müşahede! etti. k küt leler biraz daha ka mışlarda ve C. H. P. bir ümit ışığı olarak kainler girmişti. , , İşte haftanın basında İsmet İnö- nü Genel Merkezdeki toplantıda ga- zetecilerin karşısına kahverengi el- biseleri içinde ve yeşilli Sulka kra- vatıyla yalnız şık değil, aynı zamlı- da son derece canlı şekilde bu yüz- den çıktı. İçişleri Meslek tesanüdü! (Kapaktaki hâdise) er şey geçen haftanın sonunda cuma günü başladı ve görülme- miş bir süratle gelişti. İsmet İnönü, hazırlanan programa göre Tokattan Turhal yoluyla Zıleye gidecek, se- çimlerde C H. P. rey veren bu ilçe halkını selamlayacak şehirde on dakika kadar kalarak partısini ziyaret edecek ve oradan Amasya- ya doğru yola koyulacaktı Öğleden hemen sonra Zileden Tokata ilk ha- ber geldi. İlçede garip bir vaziyet vardı. Kaymakam şehir halkını dük- kanlara, kahvelere hapsetmişti. So- ağa kimseyi çıkarmıyordu. P. Genel Başkanının karşılanmama- sı için emir vermişti. Polis ve jan- darma seferber haldeydi. Sanki örfi idare ilân edilmişti ve şehir e! yet kuvvetleriyle aske ri birlikler ta- rafından işgal altına alınmıştı; Ha- ber, Tokatta dehşet uyandırdı ama hayret uyandırmadı.Kaymakamı bi- lenler "yapar o0" dediler. Kaymakamın adı ogrenildiğinde İsmet Inonunun yanındaki- — millet vekilleri ve azeteciler gulduler Tevfik Kurma Polatlı kaymakamlı- gında bulunmuştu, derken istifa et- miş v H. P. ye geçmişti, hattâ kongrelerde bulunmuş, yakasına al- tı oklu rozetler takmış, İktidardan şikâyet etmiş, ne konuşmalar alkış- lamıştı. Bütün bunlar uzun seneler evvel değil, 1954 seçımlerının hemen Demokrasi mücadelesinin doğduğu yer AKİS ,25 EKİM 1958