ler tarafından lüzumundan fazla şi- şirilen Frank Tashlin'in birbiri ar- dından çevirdiği — "Hollywood —or Bust". Oh Men! Oh, Women!", "Will Success Spoil Rock Hunter"in kome— di alanına bir yenılık getirdiği, reji- sörün Hollywod için 'büyük bir ka- zanç olduğu söylenemez. Oscar'lar için bu yıl en kuvvetli namzetler, dramlardır. D. ean'in yukarıda adı geçen eserinden sonra, bu alanda en dikkate değerleri A. Mackendrick'in Broadway'deki — sa- natçı tenkidci çatışmasını anlatan "Başarının hoş kokuşu", Fred Zin- nemann'ın uyuşturucu maddeler ip- tilâsı üzerine çevirdiği "A Hatful of ain — Bir Şapka Dolusu Yagmur Amerikan rejısorlermın en genci o- lan Stanley Kubrick'in savaşın ma- nasızlıgını yıkıcılığını, sebep olduğu ahlâki çöküntüleri dı ate değer bir ataklıkla ele aldığı "Paths of Glory - Zafer Yolları"; Elia Kazan'ın "Elvis Presley"yi andıran bir — televizyon şarkıcısının reklâm — sayesinde nasıl yaratıldığım açıklıyan "A Face in the Crowd alabalıktan Biri"; oğ- lunu beyzbol şampiyonu yapmak için eziyet derecesine varan usuller tatbik eden baba ile oğulun durumlarım ele alan, Robert Mulligan'in "Fear Stri— kes Out Korku Patlak Verdi "si; bir Amerikan askeri kolejinde öğren- ci hiyerarşisinin — sebebiyet — verdiği korkunç ve ahlakdışı olayları anla- tan, Jack Carfein'in "End as a Man- İnsanlıktan Çıkış" bu arada sayılabi- lir. Üç televizyon filmi, "The Batche- lor Party - Bekarlar Partisi" (Da- niel Mann), '12 Angry Men-12 Kız- Young Stranger - Genç Yabancı" John Frankenheimer) da yılın dik- kate değer eserleri arasında yer al- maktadır. Eğer Ma sonuna kadar her hangı bir sürpriz olmazsa Oscar'- cılar en iyi film, rejisör, aktör, akt- ris, müzikal, senaryo, v.s... yi yuka- rıda sayılanlar arasından seçmek zo- runda kalacaklardır Bir İngiliz filmi ğer Oscar'cılar da tenkidcilerle sansürcülere uyarak "Kwai Köp- rüsü"nü seçerlerse, bunun bir İngi- liz filmi, rejisörünün ve baş aktörü- nün İngiliz olduğunu bilmiyen seyir- ciler bile eserdeki İngiliz damgası- nı kolayhkla farkedebıleceklerdır Zi- "Kwai Köprüsü" aynı Zzamanda teması, konusu, hâkim olan zihniyet bakımından da İngiliz Hususiyetleri taşımaktadır. D. Lean, ransız ro- mancısı Pierre Boulleun eserinden aldığı konuyu tam bır İngiliz ese- ri olarak işlemiştir. ' Geçen savaşta Japon işgalindeki Thailand'ta — esir kampındaki İngiliz askerlerının hikâ- yesini anlatan "Kwai Köprüsü"; sa- vaş sahneleri, kahramanlık mace- ralariyle doldurulmuş sıradan bir e- ser değil, baştan sona kadar karak- ter inceletmesine dayanan, sağlam teknik, sürükleyici anlatış ve başa- rılı bir oyunla ayakta duran bir film- dir. İngiliz emperyalizminin Hindis- tan okulundan yetişen Albay Nic- holson'un, esir kampında inadcı, kah- ramanca olduğu kadar budalaca di- renişleri, prensiplere körü — körüne bağlılığı, bu yüzden bir asker için en aykırı durumlara düşmesi inan- dırıcı ve sürükleyici yoldan anlatıl- maktadır. Hemen bütün filmlerin- de unutulamaz tipler yaratan tanın- mış İngiliz oyuncusu Alec Guinness, Albay Nicholson tipini de bunlar ara. sına katıyor En iyi film, rejisör Ve aktor üze- rinde birleşen tenkidciler sansür- cüler öbür seçimlerde bırleşmemışler— dır Tenkidciler, John "Heaven Knows, Mr. Bilir, Mr. Allison"daki rolü için De- borah Kerr'i seçerlerken, sansürcüler Nunnally Johnson'un "The Three Faces of Eve - Havva'nın üç yü- zü "ndeki rolünden dolayı Joanne Woodward'ı en iyi aktris olarak seç- tiler. Sinemanın en iyi aktrislerinden olan D. Kerr, lâyık olduğu bir de- Guinness ile Hayakawa "Kwai Köprüsü"nde En iyi film ve aktör: İngiliz AKİS, 18 OCAK 1958 SİNEMA ğerlendirmeye kavuşmuş oluyordu ama, Woodward'ın seçimi için aynı şey soylenemezdı Sansürcüler daha çok "gösterişli" bir role aklanmışlar- dı: Bilindiği gibi Hollywood'un sa- yısız psıkanalız fîlmlerınden biri o- a'nın Üç Yüzü"nde Wo- odward üç ayrı karakterı bir a- rada taşıyan hasta bir kadını canlan- dırıyo Yabancı filmlere gelince tenkid- çiler, Fransız Rene Cl&mönt'ın Zo- 'nın "Assomoir"ından adapte etti- ği ve 1356 Venedik Festivalinde mil- letlerarası tenkidciler mükâfatı ka- zanan "Gervaise"ini, sansürcüler ise Danimarkalı Carl Dreyer'in 1955 Ve- nedik Festıvalınde buyuk mükâfat kazanan "Ordet — Söz "ünü seçtiler. Filmler "Cehennem Meleği" B ngiliz filmi "Kwai Köprüsü A- merikalılar için ne kadar iyi tem- silci olabilirse, Amerikan filmi "Ce- hennem Melegı İngilizler için o ka- dar kötü bir temsilci idi Genç Ame- rikan rejisörü David Miller'in filmi, İngiliz sinemasına "The Cruel Sea -Zalim Deniz"in senaryosunu kazan- dıran Nicholas Montsarrat'ın "The Story of Esther Costello" adlı roma- nına dayanmaktadır. Esther (Heat- her Sears), geçirdiği kaza sonunda sinir sistemi felce uğramış sağır, dil- siz, kör bir kızdır. Zengin Amerika- lı Margaret Landi (Joan Crawford). kendi köyünden olan bu küçük İrlan- dalıyı yaşadığı sefil hayattan kur- tarır; onu kendi elleriyle tedavi e- derek sağır-dilsiz işaretlerini öÖğre- tir. Genç gazeteci Harry Grant'ın (Lee Patterson), Esther'in hikayesi- ni yazması binlerce kişinin sempati ve alâkasını kızın üstüne, toplar. Esther'le Margaret sakat — çocuklar şirler. Bu sırada, Margaret'in ayrı yaşadığı kocası Carlo (Rossano Brazzi) karısiyle barışır bir rek- lâmcı olan Wenzel'in (Ron Randell) yardımıyle bu kampanyayı bir ti- cari teşebbus haline sokarak ikisine kârlar sağlar. Margaret işin farkına varmakla birlikte, casına olan zaafından dolayı buna göz yumar. Fakat Cario'nun Esther'e tecavüz etmesi onu çileden çıkarır; kocasını vurur, kendisi de 'otomobil kazasında ölür (bu kısam kesılmış— tir). Esther tecavüz sırasında ge- şokun tesiriyle normal hale sevgilisi Grant'la — yardım, kampanyasına devam eder Zincirleme vakaları, melodrama- tik sahneleri, olagan üstü konusu ve durumları ile ir sürü seyirciyi pe- şinden suruklıyebılecek olan — "Ce- hennem Meleği" birçok — bakımdan zayıf bir eser. Bunların başında çe- şitli kollara ayrılan konusu geliyor: "Cehennem Meleği" hem sağır-dilsiz. 33