AKİS, AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler? onuyu iki sual halinde incele- Kmek mümkün: de- içinde yaşamakta olan bir milletin, bu kurulu düze- ni korumak ve yeni şartlara uy- mak için ne yapması gerektiği, ulmuş bulunan bir mokratık rejim - Demokratik bir rejim için- de bulunmayan fakat böyle bir re- jim içinde yaşamak ihtiyacım ka- çınılmaz bir şekilde duyacak basa- mağa yücelm ış bir millein, de- mokratik re]ımı kurmak, korumak işi ve bunun için nasıl hareket et- mesi gerektiği? Her iki sualin de cevabı: Te- meli evvelâ kişi olan İnsan Hak- larıdır. Toplumun haltlarına sahip olması, kişinin haklarına sahip ol- ması ile mümkündür. Tarihi tec- ü ise, kişilerin ve toplumların haklarıma hıç bir devirde "Gökte zenbille indirilmiş olduğunu" gös— termez. Haklar, hiç bir devirde ve- rilmemiş, onların ihtiyacını — kaçı- nılmaz bir şekilde duyanlar tara- fından kazanılmış, alınmış, — daha doğrusu fethedilmişlerdir. İşte esas mesele, kişiyi ve toplumu bu ih- tiyaç seviyesine — yücelten kiritik şartların -ekonomik - kültür di- ni v.s, teessüsü, bu oluşta katalızor rolü oynayacak olan nazariye, kah- raman, lider faktörlerinin -yani ay- dın kışı— varlığı ve üstüne — düşeni yapması ile demokratik rejimin gerçekleştirilmesi, sonra da — mü- kemmelleştirilip, korunmasıdır. Apaçık söylenmesi gerekir ki en ileri anlamda dahi kütle, sürü- dür. Ve önce aydın kişi olan lider, başarıya ulaştıgı ölçüde kontroldan çıkmağa, hattâ kendi kendisini a- şıp, aldatıcı görüntülerin — peşinde bizzat kendi nedeninin inkârı hali- ne gelmeğe müsaittir. Sezarı başa- rının zirvesinden düşürmüş olan sebeplerle. 1946/1957 Demokrat Partilerini fikir ve davranış bakı- mından çelişik hale getirmiş bulu- nan sebepler, kaynağında aynıdır. , Buradan ortaya çıkması gereken gerçek şudur: Millet, demokratik rejime liderin peşinde — yücelecek, fakat aydın kişi liderin diktatörleş- mesine fırsat vermeyecek, rejimin korunması için ilk yapacağı — şey, liderin kontrolünü sağlayarak olan kaideleri vazetmek olacaktır. Bu ise, demokratik rejimin temeli de- 18 OCAK 1958 XXIX mek olan "Milletin hakimiyeti, li- derin kontrolü, yetkililerin ve işleri- nin milletin oyundan geçmesi, hak- ların ve dokunulmazlıkların tasti - ki, tek kelime ile milletin otorite ve mürakabesi" demektir ve reji- mi karakterize eder. Demokratik rejimde "oy" kişi- nin rejimi korumakta üstüne düşe- ni yapabilmesini sağlayan tek emin başarı silâhıdır. Fakat, — nasıl sa- vaşta silâhın öz kudreti ancak o- nun kullanımının gerçek bilgisi ile mümkünse, kişi de oyunun değeri- ni ve onun nasıl kullanılacağını bil- mek zorundadır. Kişisel olduğu ka- dar, toplumsal meselelerin olumlu bir şekilde hallinin, hakları tastık veya tahdit eden kanunların, ha- yat standardının, hurrıyetlerın yet- kilerin kullanılmasının kısacası iş- lerin yolunda' yürüyüp yürümeme- sinden dolayı her oy veren kişi kendi sorumluluk payını bilecektir. Bu ise topîumsal hayat ve toplum- sal olgu üzerine daima hassasiyet- le eğilmiş bulunması ve azınlığı ölçüsünde ağır mesuliyetler yük- lenmesi gereken aydın kişinin işi- dir. Çünkü toplumu bu basamağa yüceltmek, eğitmek onun görevidir. Demokratik rejim içinde yaşa- mağa azimli olmak Demokratik hak ve hürriyetlerin millet olarak ihtiyacı içinde bulunmalı, bu hâk ve hürriyetlerin hiç bir vesile, se- bep ve kanunla tahdit edilmesine, ortadan kaldırılmasına -savaş gibi fevkalâde haller müstesna- kişi ve millet olarak tahammülü olma- mak demeğe gelir. Ancak rejimin bu şekilde idrakidir ki, parlâmen- tosunu ve hükümetini partizanlık- tan, menfaat oyunlarından, kahra- manlıklardan kurtarır, adalet ciha- zını emniyete şayan kılar ve böy- lece antidemokratik tahdit ve ça- relerin düşünce ve tatbikine fırsat vermez. Demokratik rejim; Toplumu ve memleketi, halkın oyu ile parlâ- mentoda çoğunluk kazanan parti- nin tutumu ile yönetmeğe hak ve- rir. Çünkü çoğunluk onu seçmiş- tir. İktidar partileri bu — noktada' çok dikkatli bulunmağa, "halkın istediği, yahut çoğunluk neyi is- İ oğru ve makül olun o- dur!" gibi, tehlikeli bir takım al— danışların peşinde, demokratik r jimi bir çoğunluk dıktatorlugune Nihat DOĞANGÜNEŞ dönüştürmekten kaçınmalıdır. konuda sorumluluk, doğruca millet- vekillerine aittir. Bır düzen ne ka- dar demokratik, bir toplum böyle bir düzen ıçerısmde yaşamakta ne kadar köklü itiyatlar kazanmış o- lursa olsun, çağına veya genel se- viyesine nazaran ileri bir takım hak ve hamlelerin kütleye mal edilmesi gene de bir takım zorlamalara ihti- yaç gösterir. (Amerikada siyahlar meselesi). Aydın kişi, sağ duyusun- dan çok, heyecanları ve günlük ih- tıyaçları ile yaşayan toplumun, ger- çek iyi ve ve faydalıyı seçen, beyni olmak zorundadır. O, çoğunluğun is- tek, eğilim ve kararlarını peşinden gıtmeyecek demokratik — düzenin gerçekleri lehine onun oyunu ka- zanmak çabasında olacaktır. Bu iktidarın kazanılmasında da olacak yam ma bir gelmek veya" ıktıdarı muhafaza etmek için halkın zaaflarından -di- ni-ekonomik-ananevi, istifade yolu- na sapmayacak, ana prensiplerden şaşmayacak, tavizler vermeyecektir. Biz, demokratik rejimde yaşa- mağa azimli millet deyiminden top- luca bütün bir milleti anlamaktan ziyade, böyle bir çaba için yeteri kadar ve yetişkin aydını olan bir millet anlıyoruz Kanatimiz, çağı- mızda bile dünyâmızın hiç bir mil- letinin böylesine, idealist bir sevi- yede bulunmadığıdır. Kütle, aydın- larının istediğini ister, onların ik- na gücüne göre degışık çoğunluk- larda onların peşinden gider. İkin- Dü Savaşı öÖncesi ve sonrası mılletlerın 10-15 yıl içinde kan ve alkışla benimsediklerini gördüğü- müz sosyal duzenlerın çelişikliği bu inancımıza hak verir. Netice olarak; Demokratik bir rejim içinde yaşamağa azimli mil- letler: Topluma ucuz ekmek mi, Üniversite muhtariyeti mi? Yeteri kadar taşıt mı, hakim — teminatı mı? Barınacak yer mi, toplantı hürriyeti mi? İlâç mı, basın hürri- yeti mi? vesaire cınsınden politik spekülatörlere' has sualler tertiple- mekten uzak, ekmekle hürriyeti, i- lâçla medeni haltları aynı önem ve vazgeçilmezlikle kavramış ye bun- ları halkına temin için kendini son- suz bir gayrete koşan aydın kişiyi yetiştirecek ortama sahip olma zorundadırlar.