YURTTA OLUP BİTENLER Fransanın Suveyşten çekilmelerini talep eden tebliğ karşısında Londra hükü metı, görülmemiş bir garabet örneği olarak bunu alkışladı, hatta bazı Londra haberleri çekilm Tahran tebliğine uyularak yapıldıgı- nı yaydı. Böylece ağdat aktına karşı Arapların antipatisi azaltılmak, Bağdat Paktına Araplar için faydalı bir mahıyet verilmek isteniliyordu. Buna rağmen Irak, İngiltereyle aynı masanın başına oturacak kıv ma he- nüz gelmemişti. Bu yüzden Kara: den evvel, gene dört devletın bu sefer Ankarada buluşmaları kararlaştırıl- mıştı. Yalnız Ankara toplantılarının sonunda yayınlanan tebliğde kullanı- lan bir ibare Türkiyede pek yadırgan- dı. Tebliğde "Bağdat Paktındaki dört müslüman devlet" deniliyordu. 1923 den beri ilk defadır ki Türkiye dış sında din meselesi yoktu ve bu dev- letlerin hiç biri bunu bahis mevzuu et- miyordu. Şimdi bızım, kendimizden "Müsluman Devlet" dıye bahsettir- meye kalkışmamız bizim için son de- rece zararlı gelişmelere vesile verebi- lirdi. Unutulmamalıydı ki azası bulun- duğumuz Avrupa Konseyinin "H]VI»- tıyan medeniyetinin esaslan"m sa- mak maksadıyla kurulduğu gibi ıbareler Konseye seçilecek bayrağa haç koymak gibi hareketler mevcut- tu. Türkiye bunlara karşı şimdiye Ka- dar başarıyla koymuştu. — Arapların hoşuna gıdeceğız, Nuri Said Paşayı kurtaracağız diye kendimizi müşkül mevkide bırakmanın mânası yoktu. Am, y im, ecnebi ajans- lar ve gazeteler tarafından da benim sendi ve öyle kullanılmaya başlandı Bu bakımdan tebliğ yadırgandı. Fa- Hakimiyet'te çıkan resim: Güreşen Başbakanlar Samimiyetin Arapçası politika sahasında kendi — kendisine Müslüman devlet adını takıyordu. Türkler pek büyük ekseriyetleriyle müslümandılar, ama devletin müslü- man olduğunu ilk defa işitiyorduk. Meselâ Fransızlar büyük ekseriyetle- riyle katolik, İngilizler anglikandı ama Fransa kendisinden "Katolik Fransız Cumhuriyeti İngiltere ise "Anglikan İngiltere imparatorluğu" diye bahsetmiyordu. Zira Türkiye de, Fransa da, İngiltere de laik birer dev- lettiler ve lâik devletler dini isimler- le çağırılmıyordu. Turkıyeye "Muslu- man Devlet" adını takmak, bizim ze almamız gereken bir fedakarlıktı. Türkiye esas itibariyle Avrupalı, Ba- tılı bir devletti. Avrupa Konseyinde, NATO'da azaydık. Bu devletler ara- 8 kat bu, yadırgamanın tek sebebi de- ğildi. Gene fedakârlık ebliğde İngıltereden bahis yoktu. Karaşi toplantısına İngiltere katı- lacakmıydı, katılmıyacak mıydı ? Mesele Türkiye bakımından son de- rece mühimdi. Amerikanın almama- masından sonra İngiltere de uzak ka- lacaksa Bağdat Paktının mânası ne olurdu ? Irakın vaziyetini anlama- mak ımkansızdı Ama Nurı Said Pa- şanın durumunu kurtarmak için mü- temadiyen fedakarlık yapmak ancak Bağdat Paktının zaafının delili olabi- lirdi. Irak İngiltereyle aynı masaya oturabilecek midir, oturamayacak mı- dır? Oturacaksa Bağdat Paktı var- dır, ama oturamıyacaksa Bağdat Paktı yoktur. Nuri Said Paşa, Ira- kın çapı müttefiklerinin bir tekiyle dahi oynamaya müsaid değilken, ken- di durumunu bahis mevzuu ederek müttefiklerinin topundan — bitmeyen fedakârlık istiyordu. Buna — mukabil Irak hiçbir şey vermeye niyetli gö- rünmüyordu. İki senedir bütçelerimize konan ve bir türlü alınmayan petrol hissemiz mevzuunda müsbet bir tik kelime işitmiyorduk. Tebliğde bir hayırlı taraf vardı, o da bilinen bir hususun ilânıyla: Dört devlet Eisenhower plânını destekli- yordu. Tebliğden sonra elen Başbakanlar arasında en te- laşlı Nuri Sai aşa görünüyor- du. Hakikaten Irak başbakanı, mem- leketinden uzak bulunmaktan endişe içindeydi. Nitekim Ankarada bir tek gece kalabildi ve ertesi akşam, tebli- ğin tam metni dahi 'kaleme alınma- dan evvelâ İstanbula, oradan da ay- nı gece Bağdata hareket etti. Baş- kentinde başka bir Başbakan gör- mekten korktuğu kolaylıkla tahmin edilebilirdi. al Faysalı pek yalnız bırakmak istemediği anlaşılıyordu. Nitekim A.P. ajansı korkulan ha- beri Çarşamba gecesi verdi: Sir Nuri istifa etmişti. Ko kulurdu ki Zafer ve Havadis şimdi "'AKİSİ şimdi dışar- daki diktatör Başbakanları düşürü- yor Eyvah!..." diye tepineceklerdir. Buna mukabil Pazartesi gecesi mi- safirlerimiz yanlarında Refik Koral- tan ve Ethem Menderes olduğu halde Bomonti gazıııosıınıı şereflendirip meş- hur Strip - tease'ci Pamelyayı seyret- tiler. Misafirlerimizin iyi ağırlandığı neşelerinden belliydi. Salı gecesi ise saat 19:30'da Ankaradan İstanbula müteveccihen bir tren hareket edi- yordu. Trende Bayar ile Menderes ve Pakistanla İran Başbakanları vardı. Tren hangi trendi, biliyor musunuz? Meşhur " Tren".. O da böylece tekrar hizmete giriyordu. Savaronayı kıskanmış olacaktır! Kıbrıs Kanlı günler Bu haftanın başında Salı akşamı, C.H.P İktidarının son Başbakan yardımcısı ve D.P. Iktıdarının ilk Dış İşleri müşaviri Nihad bi rüyası hakikat oldu. Senelerce rad- yonun tarafsız olmasını, Muhalefete de söz hakkı verılmesını, muhalifler- den de bahsedilmesini istemişti ya... Devletin radyoları Salı gecesi bunu yaptı. Nihad Erimin ismini okudu, bir de uzun beyanatım yaydı. Ancak. aslında rüya gene gerçekleşmemişti. Zıra radyo Nihad Erimin, beyanatını rmişti ama, artık Nihad Erim mu- halıf degıldı Nıhad Erim "Bay Men- deres'in hizmetindeydi. Zaten ismi de o sıfatla geçti. C.H.P. Iktıdarının son Başbakan yardımcısı D.P. İkt darının ilk Diş İşleri mıışavırı Kıbr üç gün- lük bir seyahat yapmıştı Salı günü AKİS, 26 OCAK 1957