E Ğİ T . . Hİlköğretim Bedbinlik yaratan manzara Bu haftanın başında, Pazartesi gü- nü B.M.M. Bütçe Komisyonunda Milt Eğitim Bakanlıgı bütçesi mü- zakere edildiği sırada söz alan millet- vekıllerı tarafından çizilen manzara, yandırıcıydı. en ehemmiyetli dâvamız olan ilk ( retim mevzuunda en şiddetli tenkit- . Hi milletvekillerinden gel- mesi, en acı gerçeklerin bütün açık- lığıyla D.P. milletvekilleri tarafından ortaya dökülmesi halk efkârı tara- fından ümit verici, tatlı bir sürpriz olarak karşılandı. ütçe Komısyonunda sayılıp dökü- len şıkayetlerın çoğu ötedenberi tek- rarlanan dertlerdi. Fakat bu arada yeni görüşler de ortaya atıldı. Mese- la D.P. Genel Idare Kurulu üyesi Hu- nisi Köymen, "maarifimizin gidişinin .P. programında derpiş edilen yol- da" bulunmadığım ileri sürdü. Buıı- dan başka, Hulusi Köymen E- ğitim Bakanı tarafından milyon 112 bin olarak bildirilen oku- ma yazma bilmeyen çocukların bel- ki de 2 milyonu geçtiğimi söyledi. kanın bıldırdığ rakamlar hatalıydı Ele alınması icap eden ilk dâva oku- ma yazma bilmiyenlerin sayısını a- zaltmak, ilköğretime ehemmiyet ver- mek ve memleketin asıl boşluk duy- duğu teknik sahaya adam yetiştire- cek okulların sayısını arttırmaktı. Pazartesi günü Bütçe Komisyonun- da en iyi hazırlanmış, en etraflı ko- nuşmayı eski bir öğretmen olan Ali- ye Temuçin (Ankara-D.P.) yaptı. Ko- nuşmasına eğitim meselelerimizin e- lem verici tablosunu çizmekle başla- yan Aliye Temuçin, öğretmen ihtiya- cı ve nüfus artışı üzerinde durarak tahsil çağında bulundukları halde o0- uma yazma bilmeyen çocuk sayısı- nın gittikçe artacağına işaret etti. İlköğretim sahasındaki öğretmen ih- tiyacı, bu tempoyla hareket edildiği takdirde, değil Milli Egıtım Bakanı- nın söylediği gibi 1960'dı 0 sene sonra bile giderilemezdi. Senelerden beri tahsil çağım geçmiş - 6 yaşından yukarı - nüfusun okuma yazma bilen- ler nisbetinin a © 85 c rıııda kalması ve hıssedılır bir fazlalaş göstermemesi ilköğretim davasının kifayetsiz bir şekilde ele alındığının delili sayılmalıydı. Aliye Temuçin'in tenkitleri sadece öğretmen dâvasına münhasır kalmadı. Ankara milletve- kiline göre Milli Eğitim Bakanlıgı bir "dertler Bakanlığıydı. Fakat buna rağmen her mevzudaki çalışmaları maksada uygun değildi ve kifayet- sizdi. Din dersleri de enemmiyetle ü- zerinde durulması gereken bir husus olarak göze çarpıyordu. Bugünkü şekliyle din derslerı faydasızdı lun belki okuma ya öğretmekten de ehemmiyetli bır vazifesi de ahlâk- AKİS, 26 OCAK 1957 h insan yetiştırmektı ramları bu bakım Egıtım prog- n da gayri kâfiyi Din dersleri bu bakı dan umulan neticelerin ortaya asına imkân verecek şekilde degıldı Aliye Temu- çin tarafından okunan, katil ve ırza tecavüz suçluları arasında yapılan bir anketin netıcelerı inançları kuv- vetli görünenlere ait curüm sayısının daha fazla olduğunu ortaya koyuyor- du. Ortaya çıkan bir diğer hakikat suçluluğu artıran asıl sebebin ceha- let olduğu idi. Cehaletle mücadele, ancak ilk öğretime ve halk öğreti- mine ehemmiyet vermekle mümkün olabilirdi. Halbuki Millt Eğitim Ba- kanlığı hâlâ Meclise İlköğretim Kar nun Tasarısını sevketmiş değildi. Milt Eğitim Bakanlığı bütçesinin müzakeresi sırasında dıkkate değer tenkitlerden biri de Sebati Ataman (Zonguldak-D.P.) tarafından yapıl- Aliye Temuçin Cehaletle savaş dı: 17 bin köyümüz okuldan mahrum bulunuyordu. Bu sebeple — üniversite ve kolejlerin daha yavaş inkişafı pa- hasına da olsa, köy okulları dâvasın- dan feragat edilmemeliydi. İlköğretim meselesi feci bir durumdaydı. Bu me- selenin halli bir iman ve ateş mesele- siydi. Milit Eğitim Bakam önce bu ateşi kendi içinde yakmalı ve bu dâ- vaya inanmalıydı. Sonra bu ateşi Cumhurbaşkanından tutun da Bakan- lar Kuruluma, hatta bir Ocak başka- nına kadar bütün gönüllerde uyandır- mak vazifesi de Milli Eğitim Bakanı- na ait olmalıydı Bu sözleri, çok kimseye eski Milli Eğitim Bakanı Hasan-Ali Yücel'i ha- tırlattı. Hakikaten Hasan-Ali Yücel bu ateşi içinde duymuş ve Cumhur- başkanından köy muhtarına — kadar duyurabilmiş, nâdir Milli Eğitim Ba- kanlarından biriydi. Onun zamanında İlköğretim sahasında, bilhassa köy okulları ve öğretmenleri bahsinde ce- sur ve hayırlı adımlar atılmıştı. O zaman harcanan emeklerin boşa git- mediği de eldeki istatistiklerden ko- layca anlaşılıyordu. — İlköğretimimi- zin en mesut devri 1940-45 yılları a- rasına rastlıyordu. Bu devrede okur yazar sayısı Z mılyon 300 bin artmış, umu:! ifus. zaran okuma yaz- ma bılenlerın nısbetınde Yo 6, 6 kadar bir yükselme kaydedilmişti. Bu kü- çümsenmiyecek, hatta takdirle yade- dilecek bir başarıydı. Paralı yüksek öğretim illi Eğitim Bakanlığı bütçesinin komisyonda müzakeresi sırasın- da alâka uyandıran bir teklif de Prof. Muhlis Ete (Ankara-Hür.P.) tarafın- dan ortaya atıldı. Prof. Müuhlis E- te'nin tetkik ve müşahedelerine gö- re, memleketin üniversite mezunun- an çok mesleki yüksek okul ve tek- nik okul mezunlarına ihtiyacı var- dı. Üniversiteler ise birer teknik okul değillerdi. Bu sebeble yeni yeni üni versiteler açılması, mevcut ımkanlar karşısında uygun bır hareket sayıl- mamalıydı. Bakanlığı unıversıtelerdeıı çok teknik okullarla İ yüksek okullarla meşgul olmalı, bıınların sayılarım — arttırm çareleri aramalıydı. Hatta unıveı'sıte— lerin dünyanın birçok yerinde olduğu gibi paralı hale getirilmesi de nülmeliydi. Ancak muhtaç, müstait talebelerin Devlet veya Va- kıflar İdaresi tarafından finanse edi- lerek üniversitelerde yüksek tahsil yapabilmelerinin izde de — teamül haline getirilmesi zamanı gelmişti. Eğlenceli şahneler Komisyondaki görüşmeler hakika- ten çetin bir hava içinde geçiyor e çok yorucu oluyordu. Bereket ara- da sırada tebessüm etmek fırsatı çıkı- yordu. Meselâ Osman Turan (Trab- zon-D.P.)'ın yeni edebiyata, Burha- nettin Onat (Antalya-D.P.)'ın yeni resme hücumları gergıııleşen sinirleri yumuşattı ve tam bir "teneffüs" ye- rine geçti. Milk Eğitim Bakam Ahmet özel, komisyonda şiddetli bir vağmura tu- tulmuştu Fakat Meclis'te karşılaşa- cağı dolu, herhalde şiddet bakımın- dan ağmurdan daha az sert olmı- yacaktı Musiki kitaplığınızın beklediği AMERİKA SESLERİ İlhan K. MİMAROĞLU İtinalı baskı - Metin dışı fotoğraflar Fiatı 2 Lira Ankara ve İstanbul'un başlıca kitapçılarında bulunur. 29