s P Futbol Auvstrianın maçları Yedıler ve üç büyük klüp arasın- daki kuvvet denemesinden küçük klüplerin galip çıkmaları büyüklerin cânını bir hayli sıkmış bulunuyor. Fa- kat mevcut talimatname hükümleri- ne göre, ellerinden birşey gelmediği için bilhassa tertip komitesinde Ye- dilerin arzularıma boyun eğmekten başka şimdilik bir mukabelede bulu- namıyorlar. Ama ilerde?... Orası bel- li olmaz. Gene patron klüpler küçük- lere kendi arzularım kabul ettirebi- lirler. Çünki klüp arasında bazı fikir anlaşmazlıkları mevcuttur. Bu ise onları peyk düşürmek için kafi bir sebebtir. Geride bıraktı- ğımız hafta içerisinde ilk defa olarak küçükler klasmanında yer alan İs- tanbul spor ve Adalet bir müddetten beri İstanbulda bulunan Austria ta- kımı ile karşılaşmak imkânını elde ettıler Bölge Müdürü bu mevzuda üyük bir anlayış göstermiş ve her iki klübe de Mithatpaşa stadını ver- mişti. Haftanın ilk karşılaşmasını Cumartesi günü Austria ile İstanbul- spor yaptı. İlk devreyi Sarı-Siyahlı takım 2-0 mağlup bitirmişti. Gerçek- ten misafirler bu devrede güzel bir oyun göstermişler ve tecrübesiz İs- tanbulsporu adeta sahadan silmişler- di. İkinci devrede aynı şekılde oyna- yacakları ve İstanbulsporu ağır mağ lubiyete uğratacakları tahmin edılıyor- Oyu- du. Fakat hiç de böyle olmadı. O R na süratle başlayan Sarı-Siyahlılar 45 dakika amansız bir mücadeleye gırerek Viyanalı rakiplerine iki gol at- mağa muvaffak oldular. Ertesi günü Viyana futbolunun İstanbul temsilci- liğini yapan Adalet Austrıayı bozan bir oyun tutturdu. Ort: vrupa fut- bolunun üstatlarına karsı kendi 0- yunlarını sahada o kadar güzel tat- bik ettiler ki misafirler bu durum: sistem değiştirmek, havadan ve uzun paslı oyuna dönmek zorunda kaldı- lar. Hele M. Ali, Ömer ve Fahrının oyunları görülmeye değerdi. Ya Os- car'ın attığı o şahane gol. Son sene- lerde sahalarımızda bu kadar güzel bir gole rastlanmamıştı. Topun 80 metreden ayaktan çıkması ile filelere takılması bir olmuştu. Austrialılar bile golü takdir etmekten geri kal- madılar. Ecnebi temaslar karşısında gerek İstanbulspor, gerekse Adalet'- in aldığı derece futbolumüzde bir kal- kınmanın — mevcudiyetini — gösteren canlı misallerdi. Galatasaray Ankarada e ki maç yapmak üzere geçen hafta Ankaraya giden lig lideri Galata- saray, attığı gole mukabil 3 gol yiye- rek başkentten muvaffakiyetli bir ne- tice ile İstanbula dönmüştür. San- Kırmızılı takım artık kazanma hıra- na sahip bir ekip manzarası arzedi- yor. Aynı halin lizlerde de devam et- mesi için hiç bir sebeb yok. Bu duru- mu düşünenler, bilhassa Fenerbahçe haklı olarak şampiyonluktan endişe Galatasaray Ankarada Gol fabrikası.. 34 duymaktadır. Galatasaraylılar geçen haftanın Cumartesi günü takviyeli Hacettepeyi 4-2 v Pazar günü de Güneş-Gençlerbirliği karmasını — ise 7-1 yenmişlerdir. 1967 senesinin na mağlup takımı bakalım bu unvanını ne kadar zaman muhafaza etmeye muvaffak olacak? Teşkilât Asya mı, Avrupa mı? Günlerden birgün Yeşilköy hava alanına gelen bir uçaktan orta boylu, dökük saçlı bir adam inmişti. Etrafındakileri tebessümle selâmla- ıktan sonra pistin kıyısına — kadar sokulan gazetecilerin yanına — gele- rek sual sormalarına meydan bırak- madan: "Viyanadan çok müsbet ne- ticeler elde ederek geliyorum. Artık sizlere F.İ.F.A. azası bulunduğu- muzu müjde! leyebılırım demişti. Ha- ber ertesi gün İstanbulun bütün ga- zetelerinde yer almış ve spor efkârı umumiyesinde hakikaten memnuni- yet uyandırmıştı. Umumi kâtip Eş- fak Aykaç'ın, daha doğrusu Hasan Polat Federasyonunun bu mevzuda sarfettıgı gayret ve ekle ettiği başa- etle yadediliyordu. Hatt methıye yazmakta bırbırlerıyle yarış eden bazı kimseler: "İşte teşkilâtı gençleştirmek her bakımdan faydalı oluyor Bu genç, dinamik adamların işi... Koşmak, mücadele etmek lâzım. Altık yaşlılar -zihniyet meselesi bir tarafa- yerlerini yetişen gençlere bı- rakmalıdırlar" şeklinde yazılar kale- me almışlardı. Hakikaten .ÂA. ya dahil olmamız mühim bir hadıseydı Çünkü teşkilâtın baranda bulunan Stanley Raus buna şiddetle muhalefet ediyordu. Nedense bize hiç sempati beslememekteydi... akat — sevinçli haberin ortaya çıktığı günden bu aradan tam 3 yıl geçmiş ve her sene toplanan F.I.F.A. ü- yeleri işini gücünü —bırakıp bizim yalı mı, yoksa Avrupalı mı ol- duğumuz dâvasını tetkik etmişti. Yapılan münakaşalar ekseriya aley- himize neticeleniyordu. İhtiyatsız bir konuşma B ir sabah gazetesı Federasyon Baş- kanının -tıpkı üç sene evvel Eşfak Aykaç'ın konuştuğ gibi-- — Avrupa grubuna dahil olduğumuzu — bildiren beyanatım iri puntolarla — veriyordu. Hasan Polat diyordu ki: "Avrupa grubunda kaldık. Dünya Kupası ele- me maçlarım Avrupalı rakiplerimiz- le oynıyacağız!" Fakat hâdiseler fe- derasyon Başkanını çok kısa bir za- man içerisinde tekzip etti. F.İ.F.A, Genel Sekreteri Gasman'ın imzasın taşıyan mektup mevzuubahis be ya- nattan tam 2 gün sonra Federasyona geldi. Mektupta Asya grubunda kal- dıgımla ve 1958 Dünya Kupası eleme maçı için İsraille oynamamız icap et- tiği bildirilmekteydi. Genç başkan ih- tiyatı elden bırakarak konuşmuştu. Doğrusu bu bir teşkilât adamı için affedilmez bir hata, hatta hafiflikti. İki gün sonra bu sefer söylediğinin tamamen aksinin olduğunu — açıkla- mak zorunda kalıvermişti. AKİS, 26 OCAK 1957