Türkiyedeki Basın Bürosu tarafından çıkarılan bir bültende Karaşiden ge- len malümataistinaden — Türkiyenin İsraille munasebetlerını keseceği bil- dirildi. rin mahreci alâka uyan- dırıcıydı. Zıra haberin Karaşide ya- yılması Bağdattaki toplantıdan do- nen Pakistan Cumhurbaşkanı ve Barşakanının oraya — muvasalatları- nı takip etmişti. —Münasebet kesme havadisi Dış İşleri Bakanlığımla ta- rafından iki gün müddetle ne teyid ve ne de tekzip olundu. İhtimal ki Bağdattaki hava ile Ankaradaki ha- va arasında bir sühunet farkı belir- mişti. Nitekim pazartesi günü yayınlanan tebliğ, ortalama bir karara varıldığı- nı belli ediyordu. Tel-Avivle müna- sebet kesilmiyordu. Elçiliğimiz açık kalacaktı. Ticari işlere de devam olu- nuyordu. Sadece elçimiz Şefkati İs- tinyeli Ankaraya dönecek ve burada arkaya oturmuş olmaları motörün gürültüsü yüzünden hasbıhallerini a- deta imkânsız kılıyordu. Başka bir koltukta da Muzaffer Ersü vardı. Uçak saat birde Esenboğa meydanı- na yavaşga konduğunda Başbakanın karşılayıcıları arasında bilhassa Ser- ver Somuncuoğlu dikkati çekiyordu. O gün, Server Somuncuoğlunun Eko- nomi ve Ticaret Bakanlığına hazır- landığı bir defa daha söylenildi. Öğleden sonra üçte D.P. grubu mutad haftalık toplantısına başladı. AKİS, orada görüşülenleri okuyucu- larına bıldıremedıgınden dolayı Özür diler. Ancak Kanununun son tadilatı D.P. G ubunun muzakereleri hakkında parti tebliğinden fazla ma- lümat vermeyı yasak etmektedir. A- KİS'in ise kanunlara nasıl riayetkar bulunduğu herkesin malümudur. gece Tradyolarda yayınlanan D.P. Meclis Grubu tebliğinde — -tarafsız İnönünün evinin bahçe kapısı Tehlikesiz bekleyecekti. Oradaki hatgüzar görecekti. Yalnız Ankara- daki İsrail elcisi Maurice Pisher pek şaşkın vaziyette kalmıştı. Şaşkınlığı böyle Ur kararın beklenmemesinden degıldı Şimdi ne yapacağım pe bi- lemiyordu. O da Tel-Avive mi dön- sündü, yoksa hiç bir şey olmamış gi- bi Çankayadakı elçilikte mi kalsın- dı? işleri masla- D.P. Grubunun tebliği Ertesı gün, yani salı günü, muhalif zevat ne yapacağını düşünürken Türk Hava Yollarının 44 numaralı Douglas uçağı süratle Ankaraya yak- laşıyordu. Uçaktaki — koltukların en arkasında otama Adnan Menderesti. Onun önünde Emin Kalafat vardı. Başbakanın da zihnen meşgul bulun- duğu seziliyordu. Bir buçuk saat sü- ren uçuş müddetince iki devlet ada- mı pek az konuştular. Zaten. arka AKİS, 1 ARALIK 1956 bekleme yeri Devlet radyolarının D.P. Meclis Gru- bu tebliğlerini yayınladığını gören Hür. P. Meclis Grubu bu tebliğlerin yayınlanmasını bir tarafsızlık delili te lâkki ettiği ve kendi teblıglerının de yayınlanacağım sandığı için geçenler— de bir tebliğ kaleme alıp .A.'ya göndermiştir. Hür. Meclis Grubu hâlâ bu tebliğin yayınlanmasını ke- mali samimiyetle beklemektedir- Sey han milletvekili Sinan Tekelioğlunun bir takriri üzerine Dış İşleri Bakan Vekilinin izahat verdiği, sonra mu telif katıplerın konuştuğu, bunun ü- zerine Baş Adnan Menderesin kürsüye geldıgı, uzu uzun görüşlerini bildirdiği ve bu görüşlerinin "ittifak- la ve alkışlarla" tasvip olunduğu -a- çıklanıyordu. Takririn Sinan Tekeli- oğlu tarafından Verılmesı halen D.P. grubun ip ihtisasını bu Seyhan mılletvekilinin uhtesinde bu- lundurduğunu belli ediyordu. Böylece D.P. grubunun mensupları hem dış politika mevzuunda fikir söyleyen ve kem de olup bıtenler hakkındaki hü- kümet görüşünü öğrenen 11k türkler olmak saadetine nail oldul Çarşamba günkü hayal sukuta arşamba günü ise, bilhassa Mu- halefet bu mes'utlar Zzümresi- ne dahil olmak üÜümidindeydi. Ha- kikaten o celsede Muhalefet sıra- larında boş yer yoktu. İsmet nönü salona meşhur ve eski - çan tası kolttuğunda olduğu halde gir- di. Muhalefet liderlerinden sadece Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu ve Os- man Bölükbaşı Mecliste hazır değil- lerdi, ama kendilerinin politika ve ciddi memleket, meseleleriyle uğraş- ma dereceleri meçhul -yahut malüm- olduğundan yokluklarının fazla ehem- miyeti mevcut değildi. Rivayet D.P. Meclis Grubu Başkan Vekili Namık Gediğin bir takrir vermış bulundu- guyd Güya Hükümet bu takriri ü- zerine dış politika hadiselerine temas edecekti. Celse açıldığında kabineye ayrılan sıralarda kimsenin bulunma- ması garib geldi. Ancak — Başkanın yoklamaya geçmesi, Adnan Mendere- se intizar olunduğu fikrini uyandır- dı. Fakat yoklamanın ortasında mü- zakereler başladı. Bu sırada bir ha- demenin damda, koltuğunun altında bayrak — dolaşması gazeteciler için Cumhurbaşkanının Meclise geldiği- nin işareti Oldu. Ümidler gene arttı. Ama sözlü soruların çok sinirli hava içınde tartışılması hesapları — değiş- tirdi. Bu arada Hüseyin Avni Gök- türk -sorulara o cevap veriyordu- ile bir mecbur zat arasında hademe va- sıtasıyla pusula teatisi gözden kaç- madı ki, ondan sonra İç İşleri Ba- kan Vekili işleri uzatmadı ve Hücum- lara mukabele etmedi-. Bu tekrar ü- mid verdi. Nihayet Meclis, beklenılen dı. Mu- "avcunu yalamış" Bu satırlar basıldığı sırada sabırlı muhalefet, cumayı bekliyordu. Alla- nın gunlerı kolay kolay bıtmeyece— ğine göre konuşmak için daha pek çok vakit vardı. Hükümet İstifa ve akisleri B u haftama ortasında çarşamba günü Ankarada iki yerde büyük bir heyecan hüküm sürüyordu. Bun- ların biri Ekonomi ve Ticaret Bakan- lığı idi. Bakan Mandalinci istifa et- mişti. Bakanlıkta herkes biribirine Server Somuncuoğlunu tanıyıp tanı- madığını soruyordu. Allah tan ki su- alin cevabı çok zaman müsbetti. Zıra Server Somuncuoğlu 1950'den bu na Ekonomi ve Ticaret Bakanlıgıyla en fazla iş yapan mılletvekıllerınden biriydi. Hakikaten eski C.H. letvekili tacirdi ve bakanlıkta daimi surette işi vardı. Böylece bakanlığın efleri, memurları, hatta hademeler "müstakbel bakan" diye anılan Ser