Kapaktaki politikacı DAĞ eçen ayın ortalarında bir gece New York'un 42 nci sokağında- ki büyük binanın ışıkları sabaha kadar yandı. Ortalık ağırdığı sı- rada bu büyük binama 38 inci ka- tındaki odasında kısa boylu, kına rengi saçlı bir adam telefonla Ka- hireyi arıyordu. Mülakat temin e- dilince ahizeyi eline alan adam: "Hammarskjoeld konuşuyor.." de- . Çehresinin sakinliğine rağmen, erece sinirliydi. Kısa , Birleşmiş Milletler kuv vetlerinin Mısıra sevkedilmesinin kararlaştırıldığını söyledi ve Ka- İ ükümetinin muvafakatini istedi. Telefonun Kahiredeki ucun- da Mısır Dış İşleri Bakanı Mah- mut Feyzi vardı. Kısa bir tered- düd anından sonra, Birleşmiş Mil- letler Genel Sekreterıne kabul ce- vabı veri Rekor sayılabilecek kısa bir la- man içinde pembe yanaklı, tüysüz ve sarışın Danimarkalı askerler İs- mailiye hava alanına indirildiler. Haklı olarak bir dünya harbin- den korkulduğa ve Birleşmiş Mil- letler teşkilâtından istihzayla bah- sedildiği bir sırada elde edilen bu muvaffakiyet, hiç bir suretle kü- çümsenemezdi. : Aciz Birleşmiş Milletler, İngil- tere, Fransa ve İsraile "Ateş kes!" emrini veriyor ve muharipler ben- zini bitmiş otomobiller gibi olduk- ları yerde mıhlanıp kalıyorlardı Ayni teşkilât şimdi de "Geri ç kilin!" diyordu. Dünün çöl arslan— Fontaıne in ku- Rusya artık gonullulerden bah- setmez olmuştu. Gazete sekreterle- ri daha az telaş verici başlıklarla iktifaya başlamışlardı. Diplomat- lar, sahneye çıkma sıralarının geldiğini hisseden — aktrisler gibi, klâsik tebessümlerini takınmışlar- dı. Bu kış içindeki baharın uyan- masında Amerikanın soğukkanlı ve enerjik siyasetinin payı büyük- tü. Fakat en karışık durumlarda bile bir Olympe kahramanı gibi kayıtsız durmasını bilen, yılda 40 bin dolar maaşlı Bırleşmış Millet- ler Genel Sekreterinin son gönler- de oynadığı rol de unutulmama- lıydı. Bu sene sahipsiz kalan Nobel Sulh Mükâfatının, gelecek seneki rakipsiz adayının Dag Hammar- skjoeld olacağı şimdiden söyleni- yordu Hammarskjoeld geçen yıl, 15 amerikan havacısını kurtarmak maksadıyla Pekıne gıttıgı zaman ri 15 havacıyı serbest bırakmaya HAMMARSKJOELD kendilerini mecbur hissetmişlerdi. Geçen ay. 88 inci kattaki büro- sunda sık sık tertip ettiği kokteyl- lerde İngiliz, Fransız ve Mısır Dış İşleri Bakanlarını bir araya geti- rerek diplomatik — kabiliyetini de herkese kabul ettirmişti. Sulhun kurtulduğuna herkesi inandırmış- 1. . Eisenhower bile "harp tehlike- sinin atlatıldığını" — müjdelemişti. Fakat Mr. H için hakiki imtihan, ingiliz ve fransızların Mısıra as- ker çıkarmasıyla başlamıştı. Paris ve Londranın hazırladığı gizli 0- yun, Dünya Evi'nin sabırlı dervişi için büyük bir darbe olmuştu. İn- giliz ve fransızların Güvenlik Kon- seyinin "Ateş kes!" talebini veto etmelerinden sonra, Mr. H 73 üncü sokaktaki 8 odalı apartmanına çe- kildi. Uyumaya çalıştı, mümkün değildi. Sabahı yazı masasının ba- şında bir şeyler hazırlamakla ge- tirdi. Bir kaç saat sonra da Gü- venlik Konseyi kürsüsünden: "Bir Genel Sekreter ancak - beşeri za- fiyetleri- ve rıamuslu fikir ihtilâfla- rının — çerçevesi İyı mle- ketler Bırleşmış Milletler Ant- laşmasına riayet etmek hususunda- ki taahhütleri yerine getirdikleri müddetçe hizmette devam edebi- lir" diyordu. Genel Sekreter, istifa etmeye karar vermişti. sık yüzlü isveçlinin istifa ha- beri bütün delegeleri heyecana düşürmüştü. Kimse onun ayrılma- sını istemiyordu. Fransız, lngılız Rus delegeleri bile M zekâsı, dürüstlüğü, terbiyesi, ta- rafsızlıgı liyakati v.s.." hakkında medih yarışına çırıştıler Kahire- deki Albay n dert arasın- da, Hammarskjoelde "vazifesini terketmemesini Trica" eden bir telgraf göndermeyi unutmadı. Genel Sekreter de vazifesi ba- şında kalmasının icap ettiğini an- lamıştı, fakat derhal harekete geçmeliydi. Acheson'un Kore har- binde kollandığı usule başvurarak meseleyi vetolu Güvenlik Konse- yinden, vetosuz Genel Kurula ge- tirdi. Derhal toplanan Genel Ku- rul, Birleşmiş Milletlere Mısır me- selesinde harekete geçmek selâhi- yetini verdi. Ayni gün öğle yeme- ğinde Kanadanın sulhsever Dış İşleri Bakanı Lester Pearson, da- ha parlak bir fikir ortaya attı: Birleşmiş Milletler emrinde bir polis kuvvetinin kurulması.. Genel Koral 7 saat devam eden tarihi bir oturumdan sonra, Genel Sekreteri 48 saat zarfında lâfta kalmıyacak, müsbet bir hareket plânı hazırlamakla vazifelendirdi. Zamana kamı girişilen yarış baş lam Israıl in ateş kestiğini bildiren haber Birleşmiş Milletlere ulaşmış- tı. Biraz sonra da Hammarskjoeld, Güvenlik Konseyinde ingiliz ve fransızların da ateş kesmeye razı olduklarını bildiriyordu. Bürosuna dönen Genel Sekreter sabahın saat 2.80 una kadar yar- dımcıları Cordier ve Ralph Bonche ile birlikte polis kuvvetleri fikrinin tatbikata konmasıyla meşgul oldu. Ertesi gün "Başkom marskjoeld artık ordusunu teşkıl etmekle uğraşıyordu. Bir haftadan daha az bir zaman içinde Kanada, Kolombia, Finlandiya, Danımarka Hındıstan Norve Y— goslavya askerlerınden muteşekkıl bir kuvvet hazırlan Birleşmiş Milletlerin 51 yaşın- daki çocuk simali Genel Sekreteri, İsveçin siyasi adamlar yetiştiren bir ailesine mensupta. Babası Hjal Harbi sıra- leketini harbin dışında muvaffak olmuştu. — Ecdadından biri, 1610 da bir Baltık adasını Danimarkalılara karşı müdafaada gösterdiği cesaretten dolayı şoval— yeliğe yükseltilmişti. Ham marskjoeld hukuk, felsefe ve lktı— sat tahsili yapmıştı Çocukluğun- dan beri ciddi ve çekingen yaradı- lışı dıkkatı çekiyordu. Modern şı— modern sanatlara büyük a- laka beslıyordu İktisadi bılgısı ve idari kabiliyeti sayesinde 31 yaşında Maliye Bakan yardımcısı oldu. 86 yaşındayken kez Bankası Gene . 1847 - 48 yıllarında Avrupa İşbir- liği Teşkılatının kurulmasında bü- yük rol oyna 1953 de Trygve Lee'den boşalan Birleşmiş Millet- ler Genel Sekreterliğine getirildi. Dünyanın en meşhur bekârla- rından biri olan Mr. H'ın asıl va- zifesi şimdi başlıyordu 5 bin kişi- lik ordusunun girmesiyle ne Orta Doda meselelerı halledıl ne de Birleşmiş Milletlerin geçırdıgı büyük imtihan son bul- muştu. Birleşmiş Milletler ordusu- nun vazifesinin ne olacağı bile he- nüz kati olarak tesbit edilmiş de- ğildi. Mısırlıların ve rusların arzu ettikleri gibi, ingiliz ve fransızla- rı takiben çekilmeli miydi, yoksa Süveyş Kanalı için herkesi tatmin edecek yeni bir statünün hazırlan- masını ve arap memleketleriyle İs- rail arasında sulhun imzalanma- sını beklemeli miydi ? Birleşmiş Milletlerin — istikbali, Orta Doğuda göstereceği muvaf- fakiyete bağlıydı. Kına rengi saç- lı, çocuk yüzlü Genel Sekreterin bu hakikati herkesten iyi bilmesi, pek kötümser olmamak için kâfi bir sebepti. AKİS, 1 ARALIK 1956