Fakat Nuri Said Paşanın basireti, fırtınayı tamamile turmaya kâfi gelemedi. — Aralarında birçok üniversite talebesi bulunan gençler sokaklara döküldüler ve nü- mayişlere giriştiler. Gençlerin isteği, İngiltereyle siyasi münasebetlerin ke- silmesiydi. Asayişin temini için 56 po- lisin ve 9 sivilin yaralanması lâzım geldi. Hükümet, muhtemelen karı- şıklıkları onlemek maksadıyla üni- versiteleri kapattı. Neşredilen resmi teblıgde bu gibi hallerde mutad oldu- ğu üzere "anarşistlerin, komünistle- rin ve sabotajcıların talebeleri greve ve ayaklanmaya teşvik ettikleri" be- lirtiliyordu. Ruslar da Macaristan hadiselerinin mürteci unsurların ve faşistlerin eserı olduğunu iddia et- memişler mıy siyasi savuş- Sir Nuri Said Liderlik — peşinde Türkiye ve Orta Doğu Sadabat Paktı ateşının küllenmeye yüz tutmasından Bağdat Paktının imzasına kadar geçen zamand Tür- kiye Orta Doğu — meseleleriyle lüzu- mu kadar- alâkalanmamıştı. Hükü- metin siyaseti, Türk milletinin arap- lara karşı duyduğu itimatsızlığı ifa- de, ediyordu, Fakat Bağdat Paktının ımzasından sonra Türkiye, bütün a- rap memleketlerini komünizm tehli- kesine karşı bu pakt içinde birleşme- lerini tahakkuk ettirmeye çalıştı, Ur- dün Kralının ve Lübnan Cumhurbaş- kanının Türkiyeyi ziyaretleri günler- ce devam eden genliklere vesile oldu. Türk siyasileri de sık sık arâp baş- kentlerini ziyaret ediyorlardı. Türkiye, Ürdün ve Lübnana tebes- süm etmesine, mukabil, Bağdat Pak- tının dışında kalan Surıye ve Mısır gibi diğer arap devletlerine karşı ga- AKİS, 1 ARALIK 1956 Macaristanda ünlerden bir gün halk is- tibdattan bıktı ve istiklâl istedi. O zaman başta Budapeşte memleketin bir çok eyale- tinde karışıklıklar çıktı. Vaziyete hakim olamayan hü- kümet başkanı Kadar Sov- yetleri imdada çağırdı. ovyetler çok sayıda asker göndererek karışıklıkları mu- vakkaten bastırdılar ma sükunet temin edilemedi. Huzursuzluk devam ediyordu. Mılletın bir tek isteği yardı: Birleşmiş Milletler nezare- tinde serbest seçim. Böylece ma- carların hakiki —arzularının ne olduğu anlaşılacaktı. ncak Sovyetler buna yanaş- madılar ve kuvvetlerini çek- mediler. imdi Krutçef yoldaş ile Demokrat Nehrunun nıçın aynı, Ştıpatıp aynı şekilde yet sert davranıyordu. Türkiye, bil- hassa Surfyeyi doğru yola gelmesi i- çin zorluyordu. Suriyenin Ankarada- ki elçisi bu yüzden oldukça çetin günler geçirmiş, çok müşkül 'anlar yaşamıştı. Maamafih Şam hüküme- tini. Bağdat Paktına girmeye ikna etmek bir türlü mümkün olmamıştı. Aksine Suriye yavaş yavaş Orta Do- ğuda usyaya taraftar devletlerin bırıncısı haline gelmişti. Halen memlekette 70 milyon dolar değerin- de rus silâhının — toplandığı söylen- mektedir. Tepkili rus uçaklarının Su- riyede üslenmekte solduklarından A- merikan istihbarat servislerinin Zzer- rede şüphesi yoktur. Suriyeli liderler Şam ile Moskova arasında, mekik d kumaktadırlar. Bütün bunların Türkiyeyi endişeye duşurmemesı imkânsızdır. Fakat ne var ki, Türk hükümeti şimdiye ka- dar muşahede edilenin tam tersine, soğukkanlılıkla hareket etmektedir. Nutuklarda Suriye ve Mısır hakkın- da ölçülü bir dil kullanılmakta, du- rumun vahametine rağmen askeri tehditler yoluna — gidilmemektedir. Anlaşıldığına göre bundan sonra Bağdat Paktının dışında kalan Arap devletlerine karşı daha mutedil, da- a uzun vadeli bir siyasetin takibi kararlaştırılmıştır. —Araplara — şirin Sulh Havarileri Keşmirde ünlerden bir gün halk istib- dattan bıktı ve istiklâl iste- zaman başta Punç, memle- ketin bir çok eyaletinde ka- rışıklıklar çıktı. V aziyete hakim olamayan Dev let başkanı Mihrace Hindli- leri imdada çağırdı. Hındhler çok sayıda asker göndererek karışıklıkları mu vâkkaten bastırdılar ma sükünet temin edilemedi. Huzursuzluk devam ediyordu. Mılletın bir tek isteği vardı: Birleşmiş Milletler nezare- tinde serbest seçim. — Böylece Keşmirlilerin hakiki arzularının ne olduğu anlaşılacaktı. Ancak Hindliler buna yanaş- madılar ve kuvvetlerini çek- mediler. ama düşündüklerinin sebebi iyice anlaşıldı mı? gorunmenın en kestirme yolu olan. "İsraile karşı cephe alma" kozunun bugünlerde kullanılması da bunun delilidir. Fakat daha çok evvelden, durumu meşkük birkaç arap liderine güven- mektense, arap kütlelerinin arzuları- nı göz önünde tutan bir siyaset takip edilseydi, Türkiyenin arap dünyası ve Batı arasında bir köprü teşkil e- debilme şansı bugün çok daha fazla kuvvetli olacaktı. Demir Perde Kansız ihtilâl eçen haftanın başında, rus tü- menleri memleketin hudutlarına yığıldığı bir sırada yeni Polonya Başbakanı Gomulka Moskova'da bu- lunuyor ve şerefine tertip edilen zi- yafetlerde kadeh — kaldırıyordu. Go- mulka Moskovaya hareket etmezden birkaç gün önce hükümet ve ordu- daki rus taraftarlarını işbaşından u- zaklaştırmıştı. Basın tamamile ser best bırakılmıştı, gazeteler — Rusya hakkında her istediklerini — yazabili yorlardı. Hür Avrupa ve Amerikanın Sesi radyolarını dinlemek te artık yasak değildi. Fakat Gomulka Var şova Paktına ve Lenin'in prensiple 17