Nüvit Yetkin İrtibat kuramadı davet etmiş miydi. Hükümet başka- nı hadiseler hakkında Muhalefeti ay- dınlatmaya lüzum — görmüş müydü? İsteseydi, bunları yapmasına hiç bir mani yoktu. Demek" ki istemiyordu, demek ki istişareyi fuzuli sayıyordu. halde, müracaatın manası ve he- le faydası neydi ? İktidar ile Muhale- fet arasında karşılıklı anlayışa, bir- birine ehemmiyet vermeye dayanan münasebet teklifi — kuvvetli olandan gelince kıymet, lüzum taşırdı. Üstelik İsmet İnönü, talebinin bo- şa çıktığını da kısa zamanda gördü. Pazartesi verileceğinden bahsedilen randevu salıya bırakıldı, salı günü ağıza alınmadı. Çarşamba artık bu işten bahsedilmez olmuştu. Fakat o gün Muhalefetin teşebbüsü Ankara- nın bir çok çevresinde -D.P. çevresin- de, tafsilâtıyla biliniyordu. C.H.P. Genel Başkam mülakat talep etmek- le bir hata. işlemiş, bunu demokratik rejimlerin icabı olarak resmen iste- memiş olmakla ikinci hatasını yap- mıştı. Hele İsrailden elçimizi çekme kararımız açıklandıktan sonra bunun hakkında hem Muhalefet lideri ve hem de İsmet İnönü olarak memle- ketçe çok kıymetli olması gereken fikrini söylememekle, onu İktidar li- deriyle yapmayı ümid ettiği kapalı temasa saklamakla düpedüz vazife- sini ihmal etmişti. Üç hafta oluyordu ki dünya duru- mu, bilhassa hudutlarımızın cıvarın— haldeydi, üç haftadır türk milleti ta- rafından bilhassa dış siyaset mese- lelerindeki duşuncelerıne s tavsiyele- rine ve basiretine buy ehemmiyet verilen İsmet İnönü Mısır çöllerinde- ki Sfenkse taş çıkartıyordu. Halbuki 6 pnun konuşması üstelik biriken te- reddütleri de dağıtacaktı. Hürriyet Partisinde una mukabil Hürriyet Partisinde, İsmet İnönünün iktidarla temas temin etmeye çalıştığı saatlerde bu- na benzer bir teklif - reddediliyordu. Menekşe sokağındaki toplantıda bazı Hür. P. ileri gelenleri İktidara müra- caat tezini savunmuşlardı. Fakat Me- nekşe sokağında yapılan teklif, mü- racaatın Hükümet değil, Devlet Baş- kanına olması yolundaydı. "Celâl Da- ara başvuralım, kendisinden dış po- lıtıkada milli bırlıgı temin etmesini esmen isteyelim" deniliyordu. Bu fıkrın taraftarları görüşlerini — izah ettiler. Hür. P. itidal partisiydi. Son teşebbüsler de yapılmadan harekete eçmek doğru olmazdı. Fakat bu te- şebbüs iltifat görmezse Hür. P. mil- lete dönebilir ve "İşte görüyorsunuz, biz elimizden gelen her şeyi yaptık" diyebilirdi. İsmet İnönünün de Hükü- met başkanından mülakat talep e- derken bu hususu hatırlamamış ol- ması imkansızdı: Ancak böyle bir dü- şüncenin cevabı, Menekşe sokakta ge- ne Hür. P. mensupları tarafından veril di. Buna ne lüzum vardı? Bizim Mu- halefete, bir Demokraside muhale- fetlere verilmesi tabii mevkii verme- ye niyetli İktidar davet talebi bek- lenemez, davet ederdi. Bu davet gel- mediğine göre, müracaat ne oluyor- du? Bu görüş, Hür. P. nde ekseriyet topladı. Fakat Hür. P. nde işler bu kadar kolay halledilemezdi. Ya şimdi ne yapılmalıydı? İstizah ve sözlü soru arasında tercih, yapılması gerektiği düşünüldü. Fakat asıl icap edenin yerine getirilmesi hususu hemen hiç Maurice Fisher İstenmeyen — misafir — Dr. Namık Gedik Bekledim de, gelmedin... iltifat görmedi. Bu, içinde bulundu- ğumuz vaziyet karşısında Hür. P. o- larak ne düşünüldüğünün efkârı u- mumiyeye açıklanmasıydı. Bir itiraz, hadiselerin esası hakkında kâfi malü- matın mevcut olmadığıydı. Sözlü so- ru ile bu malümat hükümetten iste- mle bilir, ondan sonra fikirler kürsü- den ıfade olunabilirdi. Bu iş için iki namzet vardı: Meclis Grubu Başkan Vekili Feridun Ergin ve Parti Genel Sekreteri Dr. İbrahim Ökten Feri- dun Ergin o kadar hevesli görünme- di. Vazife, Genel, Sekretere havale e- dildi. Bu haftanın başında Dr. Öktem takririni Meclis başkanlıgına sureti- ni de gazetelere verdi. . M liste izahat istiyordu. Bu arada C.M.P. de bir şeyler yapmak lüzumunu hissetmişti. Fakat Osman Bölükbaşı Ankarada değildi. Genel Sekreter Ahmed Bilgin, ayni şekilde bilgi talep eden bir sözlü so- ruyu Meclise intikal ettirdi. Her şeyi değiştiren faktör uhalefet cephesinde vaziyet buy- ki pazartesi akşamı Dış İşleri Bakanlığı İstanbulda bulunan Adnan Menderesten gelen emir üzerine bir tebliğ yayınlayarak "Filistin işi adi- lane ve nihai surette bir hal şekline raptedilinceye kadar vazifesi başına avdet etmemek üzere" İsraildeki el- cimizi geri çağırdığımızı resmen bil- dirdi. Gazeteler İsraille münasebetle- rimizi keseceğimizi bir kaç gün ev- vel yazmışlardı. Geçen haftanın so- nunda Dış İşleri Bakanlığının Basın Bürosu İstanbul gazetelerinin muha- birlerine sarih olmayan -ihtimal öy- le emir verilmişti- bir haber kırıntısı tevdi etmişti. Ayni gün Pakistanın AKİS, 1 ARALIK 1956