SÜVEYŞ ÖTESİNDE İNGİLİZ - AMERİKAN PETROL HARBİ Kasım.. Paris, F ransa ve İngiltere tam bir keş- mekeş içindedir. Fabrikalar ham madde, imalâtçılar malzeme, müşte- riler mal bulamamaktadır. Petrol tahditleri memleketi tam bir düzen sizliğe sokmuştur Ulaştırma yol- lan felce uğramıştır. Sanayi bo- calamaktadır. İstihsal ve dış ti- caret tehlikededir. Benzin yokluğu bütün memleketin iktisadiyatını u- çuruma doğru itmektedir. Mazot ve benzin karaborsası teşekkül et- miştir. 'Halk benzincilerin Önünde kuyruk yapmaktadır. Bütün nak- liyatın ve sanayinin çarkları ağır dönmeye başlamıştır. — Fransa ve İngilterenin nabzı, maceralı Sü- veyş harekâtından sonra endişe ve- rici bir şekilde yavaş atmaktadır. * Ibay Nâsır'ı ve rejimini devir- Amek, petrol kuyularını ve yolları- nıemniyet altına almak için girişi- len harekât tam bir fiyaskoyla ne- ticelenmiştir. Süveyş macerasında en, sıyası karyerinin en ağır hezimetıne uğramış, Nasırdan ev- vel kendi politik faaliyetine — son vermek zorunda kalmıştır. Fran- sız başbakanı Mollet'nin de bu kriz devam ederse, düşmesi mukadder- dir. İki memleketin de bütün sa- nayiinin ve iktisadiyatının bu dere- ce tehlikeye girmesi karşısında İn- giliz ve Fransızlar — Amerikalılara müracaat ederek petrol istemişler— dir. Fakat Amerikanın cevabı "Ha yır" olmuştur. Bu defa Ingılız ve Amerıkalılar Venezuela ve Güney Amerika devletlerinden pet- rol alabilmek için Washington'dan dolar kredisi talep etmişlerdir. A- merikalıların cevabı gene "Hayır" dır. FFransız ve İngiliz hükümeti, bu defa Amerikalılardan büyük tan- kerler istemişlerdir. — Amerikalıla- rın cevabı. gene — değişmemiştir: "Hayır!..". Eden; Selwyn Lloyd va- sıtasiyle Eısenhower den görüşme talep etmiştir. İsteği reddedilmiş- ti konferans dilekleri de aynı şekilde karşılanmıştır. me- rikanın cevabı kesindir: İngiliz ve Fransız kuvvetleri Süveyşi der- hal ve “"tamamen" terketmedikçe Amerika kendilerine ne tek damla petrol, ne tek dolar, ne de tek tan- ker verecektir. * T arihte ilk defa olarak Fransa ve İngiltere bütün dünyaya karşı yapayalnız kalmışlardır. Gene ilk defa olarak Sovyet Rusya ve Bir- leşik Amerika bir meselede berce hareket etmektedirler. sa ye İngilteredeki petrol buhranını ve onu takip eden keşmekeşi doğu- ran asıl sebep Amerikanın hareket tarzı ve petrol vermeyi reddetme- sidir eyş macerası İngiliz ve Fransızlara pahalıya, hem de pek pahalıya mal olmuştur. Eden ve Mollet hiçbir hedefe varamadıkla- rı gibi ellerindekini de kaybetmiş- lerdir.. Mendos-France'ın tabiriy- le "bir memleketin böyle kendi ken- dini abluka altına, aldıgı tarihte ilk defa — görülmekte İki harbinden kurtulan Orta Doğu petrolleri. Eden ve Mollet'nin ted- birsizliği, acemiliği ve basıretsızlı— ği yüzünden tehlikey girmişti Fakat Amerikalıların bu kadar seri ve hasisçe hareket etmelerine se- bep nedir? — Amerikalılar dost ve müttefikleri İngiliz ve Fransızlara bu kadar şiddetti bir tokat vurmak ihtiyacını, neden hissetmişlerdir ? Atlantik ötesi müttefiklerin arala- rının bu kadar soğuyup açılmasına ir? sebep nedir A merikalılar, İngiliz ve sızların Süveyşte giriştikleri sa- vaşı bir türlü affedememektedirler. Kendileri için hâlâ bir XIX. asır koloni harbi kokan bu savaş Ame- rikan — geleneği ile çatışmaktadır. Fakat Amerikalıların asıl hazmede- medikleri, İngiliz ve Fransızların tamamen kendilerinden gizli — ola- rak, hatta riya ve yalanlarla mak- satlarını gizliyerek yaptıkları bu manevradır. Birleşmiş Milletleri, Atlantik — prensiplerini tamamen hiçe sayarak ingiliz ve Fransızla- rın giriştikleri harekat Amerikan halk efkârında şiddetli bir infial u- yandırmıştır. Port Sait bombardı- manında ve Kanal harekatında bin- lerle sivilin öldüğ Am rikalı muhabırler yazmaktadırlar İngilterede milletin yarısı — Eden'e karşıdır; fakat dünyada bütün mil- letler bu tecavüze cephe almışlardır. Bevan: "Ellerimizi kana bulayan E- den.." diye haykırmakta, Gaitskell ise "İngiltere hükümeti bu caniyane hareketle cengel kanunlarına teşeb- büs etmemeliydi" demektedir.. Evet, Eden ve Mollet çok ted- birsizce bir maceraya — atılmışlar, memleketlerini ve dostlarım çok güç duruma düşürmüşlerdir. Bul- ganin'in gonulluler tehdidiyle ye Eisenhower'in ultımatomuyla alela- cele "Ateş kes" emrini vermişler- dir. Fakat o zaman vaziyet büsbü- tün içinden çıkılmaz bir hale gel- miştir. Eden ve Mollet Süveyş ha- reketiyle bir — budalalık — etmiş- lerdir. Fakat ikinci budalalığı he- men hemen hedefe varmak üzerey- ken yarı yolda duruvermek ve her şeyi arap saçma çevirmekle — yap- mışlardır. Zira — İsrail kuvvetleri Nasırı da, rejimini de bir haftada temizleyecek durumdaydılar. B tır. u arada bizim basında . falsolu seslerin yükselmesi iyi olmamış - Süveyş tecavüzünü tasvip, Aydemir BALKAN hatta teşvik eder mahiyette yazı- lar kaderimizin —İngiltereye değil, herzamandan fazla Amerikaya bağ- li olduğu anlarda kötü tepkiler yapmıştır. Fakat tezatlar bu ka- darla da kalmamıştır. Birleşmiş Milletlerde ki Türk heyeti Süveyş krizini takip eden günlerde ters kararlar almıştır. Süveyş savaşı- nın gündeme alınmaması için oy ve- ren Türk delegasyonu, ertesi gün a- lelacele cephe değiştiriyor, milletlerin çoğunluğuyla — İngiltere ve Fransaaleyhine oy kullanıyordu' Hükümet bu krizde hiç te iyi not almış sayılmamalıdır. Ancak, Amerikanın hareket tarzı- nı ve şiddetli müdahalesini sadece müstemlekeciljkten-. nefret ve istik- lâlleri peşindeki — milletlere hizmet aşkında aramak hatalıdır. Ameri- a savaş sonundan beri Orta Doğu petrolleriyle yakından alâkadar ol- anaktadır. Yeni Amerikan şirket- leri (Arameo gibi), arap bilhassa Suudi Arabistan petrolleriyle alâ- kalı anlaşmalar imzalamışlardır. İngilizler bunları hiç te iyi gözler- le takip etmemişlerdir. — İngiliz-A- merikan petrol harbi Orta Doğuda hazan açık hazan gizli, fakat ses- sizce devam etmekteydi ve " - nun kaidelerine" Triayet ediliyordu. Amerikan milleti müstemlekecilik- ten nefret etmektedir; fakat bu İngilizleri Orta Doğudan uzaklaş- tırıp, — yerinde tehlikeli bir boşluk bırakmak demek mi olmalıydı? İki yıldan beri Albay Nasırı destek- lemeleri, İngilizleri Süveyşi tah- liyeye zorlamaları, nihayet son Londra, konferanslarında Eden karşı — frenleyici, — hatta onleyıcı vaziyet almaları Albion arslanını kızdırmıştır. Kadehi taşıran da bu olmuştur. İngiliz arslanı ( Eden'in şahsında Mısıra saldırmıştır. Fakat arslan eski arslan değildir. Amerika petrol musluğunu kesince yorgun pençesini geri çekmeğe çalışmak- t , S üveyş krizi tamamen kapanmış olmaktan çok uzaktır. Bil'âkis bütün meseleler olduğu gibi dur- maktadır. Fakat bir şey sarihtir. İngiltere bütün dünyada, fakat bilhassa Orta Doğuda prestijini çok kaybetmiştir. Orta ve Yakın Do- ğuda İngiliz taraftarlığı ile tanınan devlet adamları, bakan veya müşa- virleri de çekılmege yerlerim A- merikan politikasına bağlı olanlara terk etmeye mahkümdurlar. İngi- liz ve Amerikan mücadelesinin ikin- ci siyasi neticesi bu olacaktır. Kı- yafetlerine kadar İngiliz taraftar- liğiyle tanınmış kurnaz, fakat teh- likeli müşavirlerin de sona -gelmiş- tir. AKİS, 1 ARALIK 1956