İnönünün ,şahsiyetinde aramak lâzım- dı. Galiba C.H.P. Genel Başkanı par- tisini hâlâ iktidarda sanıyordu ve mesuliyet mevkiindeymiş gibi aşırı dikkatli davranıyordu. Zannediyordu i bütün dünyanın gözü, kendi du- daklarındadır ve memleketin kaderi onun sözlerine bağlıdır. Sanki Türki- yenin nasıl davranacağını, herkes İs- met İnönünün açıklamalarına bakıp öğrenecektir. Bunun hayal olduğu muhakkaktı. Böyle düşünceler ancak iktidar ileri gelenlerinin hakkıydı ki, onların bile gerekli izahatı vermeleri Muhalefet tarafından talep olunuyor- du. İsmet İnönü bir defa daha göste- riyordu ki bütün devlet adamlıgı va- sıflarına rağmen, -belki de zden— ideal Muhalefet' lideri olamamıt ir Demokraside Muhalefet lıderlıgı vazifesinin gerektirdiği - dinamizm lde edememiştir. Senelerce devletı muayyen usullerle idare etmiş olmak ve mesuliyet duygusunu fasla geliş- tirmiş bulunmak İsmet İnönü için yeni mevkiinde handikap oluyordu. Zira Parti Meclisinde dış hadiseler nda verdiği izahatın hayran- lıkla takıp edildiği doğruydu. Haki- katen İsmet İnönü meselelere vukuf- la temas etmiş, kimsenin düşünmedi- ği tarafları gözler önüne sermiş, muh telif ihtimalleri ortaya koymuş, çare- ler zikretmiş, mukayeseler yapmıştı. Ama bunların kapalı kapılar arka- sında söylenmesinin H.P. yı Ö dar faydası yoktu. dikkatinin dış hadiseler üzerinde top- landığım görmemek imkânsızdı. İs- met İnönü çapında bir şahsiyetin ve- receği izahat ise, merakla bekleni- İlhami Sancar Kırıntılar — saçıyor AKİS, 24 KASIM 1956 yordu. Zira İsmet İnönünün dış po- lıtıka üzerinde Türkiyenin 1 numara- li adamı olduğuna herkes inanmış bulunuyordu. Eskı Devlet başkanı- nın iç politikası, haklı olarak, en sert tenkidlere maruz bırakılmıştı. Ama en koyu muhalifleri bile dış politika- sındaki basirete toz konduramamış- lardı. İkinci Dünya Harbinin dağlara çıkan dalgaları — arasından Türkiye teknesini burun kanatmaksızın selâ- mete çıkarmış olması hiç kimse ta— rafından unutulmamıştı. Şimdi, yen hadiselerin millete — izahını, tahlılını yapması, fikirlerini söylemesi muaz- zam bir prestij sağlardı. İsmet İnönü meselelerin üzerine e- ğgilmemiş bulunsaydı, lamak kabildi. Ama konuşursa dün- ya çapında bir hadise olacakmış ha- yali içinde bulunduğundan bir Mu- halefet lideri olarak — millete karşı vazifelerini yapmaması elbette ki bü- yük bir kusurdu, Muhalefet liderleri- nin meziyeti aşırı basiretten, tan ziyade ölçülü bir ihtiyat- dinamizmdi. JURNAL ijktidar, Muhalefetten şikâyet- çi. Muhalefet lktıdarı dışarıya jurnal ediyor. B iyor muş? Dış pohtıka hakkında tenvir edilmiyoruz diyormuş. Böyle Muhalefetlere karşı, de mokrasilerde çok tesirli bir ted- bir vardır. İktidar da onları içe- rive jurnal eder. Der ki, biz Muhalefeti dış politika hakkın- en geniş şekilde tenvir etti- gımız halde bakın onlar bize if- tira ediyorla Ne kadar kolay değil Hodri meydan! mi? İsmet İnönü, pek âlâ Churchill'den ibret alabilirdi. Gezmeyen adam e Ismet İnönü, başkent politikacılı- ğından da kendisini kurtaramamış- tı. Elbette ki bir parti Genel Başka- nının çok zaman masa başında ça- lışması lâzımdı. Ama bu demek de- ğildi ki kendi seçim bölgesine dahi uğramasın! İsmet İnönü — sadece Churchill'den değil, Muhalefet lideri olarak Celâl Bayardan da ibret ala- bilirdi.. Dört, beş senelik D.P. Mu- halefeti boyunca D.P. Genel Başkanı yurt içinde dolaşmadık yer bırakma- mıştı. Kütlelerin dinamizmi, canlılığı bu dolaşmaların neticesiydi. Bugünkü kütlelerin cansızlığı da dolaşmama- nın eseriydi. Arada sırada söylenen bir nutuk, Mecliste yapılan, bir mü- dahale.. Bunlara hiç kimsenin itirazı yoktu. Ama İsmet İnönü niçin il kongrelerine gidin partısının meselâ dış politika, meselâ köy politikası, meselâ iktisadi polıtıka hakkındak İsmet İnönü Fikri var, dili yok fîkırlerını vüzuhla izah etmez? Bu sebebi, uzun yılların gelıştırdıgı sıyası şahsiyeti Halbuki artık Ismet İnönünün, küt leleri cezbetmesi lâzımdı. Partılerı iktidara, sadece karşı partilerin ha- tasının getirmesini beklemek doğru değildi. Muhalefetin de fırsatlardan istifade etmesi, kendisini göstermesi, kıymetini takdir ettirmesi lâzımdı İşte, dış politika meselelerinin anıde aldığı ehemmiyet böyle bir imkânı C H.P. nin tam ayağı dibine getirmiş- İsmet İnönü bir il kongresine git- melı ve Parti Meclisinin kapalı kapı- ları arkasında — söylediklerini orada tekrarlamalıydı. Bakıma, sözleri yurt içinde, millet Üzerinde ne kadar derin tesirler bırakır ve nasıl prestij sağ- Hem böyle bir hareket iktidarı da kendi görüşünü açıklamak mevki- inde bırakırdı. Demokrasilerde İkti- darları Muhalefetlerin hareket tarzı zorlamaz mı mi efkârın tazyi- kini Muhalefetlerden banka kim or- ganize edebilir? Ama bunun için can lılık birinci şarttır. Bu elbette ki demek değildi ki dış meseleler hakkında gelişi güzel lâf- lar söylensin. Hatta İktidarı ten- kid için vesile bile teşkıl etmemelidir. Zira türk milleti dış tehlikeler kar- sısında ayırıcı, hükümeti destekleye- k yerde onun işini güçleştirici gay— retlerden hiç bir zaman hoşlan mıştır. Onun istediği meselelerin ken dinine izahından ibarettir. İsmet İ- nönü de Parti Meclisinde bunu yap- mıştı ve umumi efkârın önünde bunu yapmakla mükellefti. Merak etmesine lüzum yoktu; böyle davrandığı, görüşünü izah ettiği 7