M U S İ Kİ Opera l_)ördüncü zenci ki yıl önce, New York'un Metropo- litan Operası Müdürü Rudolf Bing, zenci kontralto Marian —Anderson'u Metropolitan kadrosuna dahil ederek, bu müesseseden ırk , engelini kaldır- mıştı. Kontralto Anderson'un, Verdi'- nin "Maskeli Balo" operasında Ulrica rolünü oynaması, dünya basınında gü nün başlıca musiki hadisesi olmuştu. a sonra zenci bariton Robert McFerrin aynı sahnede, aynı beste- kârın "Aida"sında Amonasro rolüne çıkmıştı. Bing, bu sanatkârlardan ön- ce, Met kadrosuna bir de zenci dan- söz almıştı: Ballerine Janet Collins. Geçen hafta, bir başka zenci ses sanatkârı -soprano Mattiwilda Dobbs- bir bakıma Anderson'unkinden daha önemli bir hadise yaratarak, Metro- politan sahnesine çıktı. Anderson, meslek hayatının zirvesinde bulundu- ğu yıllarda, Amerika'daki ırk tefriki yüzünden, Metropolitan'dan uzak kal- mağa mecbur tutulmuş, sesi eski kud- retinden biraz kaybettikten sonra bu imkâna ulaşabilmişti. Oysa soprano Dobbs -31 yaşındadır- yeni parlayan bir yıldızdı. İkincisi, Anderson'un ol- sun, Robert McFerrın in olsun aldık- ları partiler, başroller degıldı Matti- wilda Dobbs ise, "Rigolet gibi bir operada, baş kadın rolune Gilda'ya çıkıyordu. Bu güç partiyi tegannisi, er bakımdan başarılıydı. O gece temsil defalarca, bu usta sanatkâra olan hayranlıklarını, Meîropolıtanın muazzam salonunu çınlatan "bravo" larla ve dinmek bilmeyen alkışlarla ifade eden heyecanlı dinleyiciler tara- fından durduruldu Mattiwilda Dobbs o güne kadar en büyük başarılarım Avrupa' da kazan- mıştı. 1953 yılında Milano'nun La Scala operasında, Rossini'nin "Ceza- yirde bir İtalyan Kadını"nda Elvira rolüne çıkmıştı. Paris'te bulunduğu — sıralarda bir İspanyol gazetecisiyle tanışmış ve ev- lenmişti. Birkaç ay sonra kocası öl- uş, o sıralarda sanatkâr, felâketine rağmen, Londra'da Kralıyet Opera- sında, Rimski - Korsakof'un "Altın Horoz" unda Kraliçe rolüne çıkmıştı. Geçen yıl Mattiwilda Dobbs Ameri- ka'da ilk defa olarak opera sahnesi- ne, San Francisco operasında ayak basmıştı. Londra'ya döndüğünde Met- ropolitan idaresi onu, bu mevsim dört defa Gilda oynamak için angaje et- miş, fakat opera müdüriyeti angaj- manı resmen açıklayana kadar haberi gizli tutmasını istemişti. İngiltere Musiki ve mizah e Ingiltere'nin meşhur musiki mizah- çısı Gerard Hoffnung tarafından geçen hafta Londra'daki Royal Festi- val Hall'da tertiplenen bir konserde, konser salonu müdavimleri ananevi resmiyetlerini ve temkinli tavırlarım unutmuşlardı "Senfonik Karikatür- ler" adı verilen konserde, musikinin tuhaflıkları, bu ara acayıplıklerı yü- zünden müze malı olmuş, birtakım çalgıcılar ardarda sahneye çıktılar. Sadece programa bir göz atmak, do- Hoffnung'un bir karikatürü “Süpürge uvertürü, hortum konsertosu” AKİS, 24 KASIM 1956 ya doya gülmeğe yeterdi. Çalınan e- serler arasında Leopold Mozartt'la Hortum Konsertosu (meşhur kornocu Dennis Brain tarafından çalındı), Malcolm Arnold'un Elektrik Süpür- geleri Uvertürü — (Hoover firmasına ıthaf edilmiştir), Franz Riezenstein'- , birçok bestekarın tarzım taklit e- de n, son derece eğlenceli bir piyano konsertosu vardı. İcracılar arasında, soprano kont- ralto, tenor ve bas partileri ayni ra- hatlıkla söyleyebilen "Jenny Johnson da yer almıştı Ertesi gün bütün münekkitler, kon- seri övüyorlardı. Daily Telegraph ın musıkı münekkidi şunları yazıyordu: "Musikinin güldürücü taraflarım or- taya koyan Gerard Hoffnung, hepi- mizi musikiden daha çok hoşlanır o- larak evimize yolladı". rtüöz bir karikatürcü" olarak vasıflandırılan Gerard Hoffnung ken dinden "musikide muvaffak olamamış bir adam" diye bahsetmektedir. Bu- nunla beraber — Hoffnung'un, bilgisi çok geniş bir musikişinas old u bi- linmektedir. "Maestro" ve "Senfonı Orkestrası" adlarını taşıyan iki kari- katür kitabıyla büyük şöhret yapan sanatkâr, halen Londra'da bir senfo- ni orkestrasında tuba çalmaktadır. Musikide muvaffak olmadığım iddia eden Hoffnung'un karikatürlerinde, kızgın ve yıkıcı bir mizah değil, fa- kat musikiye karşı büyük bir sevgi müşahade edilmektedir. Orkestralar Viyanalılar Manhattan'da Geçen hafta Amerika toprağında ilk konserini veren Viyana Filar- moni Orkestrası, New York halkının karşısına duyguyla disiplini, birleştir- miş bir orkestra olarak çıktı. Carl Schuricht idaresinde, Carnegie Hall'- da verdiği konserde orkestra, Beet- hoven'in Egmont Uvertü zart'ın kısa bir senfonisini ve Bruckner'in bir saat süren Yedin- ci Senfonisini çaldı. Viyana Filarmoni Orkestrası, dün- yanın en eski orkestralarından biri- dir. Listede birinci yeri, Londra'nın Kraliyet Filarmoni Orkestrası al- maktadır. Bu orkestra, 1813 yılında kurulmuştur. Viyana Filarmonisi, il konserini 1842 yılının Mart ayında vermişti. Bugün, orkestranın üyeleri, dünyanın belki en meşgul musikişi- naslarıdırlar. Konserlerden başka 0- pera temsillerinde çalarlar ve sık sık plâk icralarına iştirak ederler. Fakat işlerinin çok olması hiçbir zaman ic- ralarının — kötüleşmesine vermez. Brahms, Mahler, Strauss gibi şefler tarafından, idare edilmiş olmanın hatırasını unutma- yan orkestrada, herşeyden önce mu sıkı sevgisi, samımıyet ve rahatlık ardır Amerıka deki konserlerinde Viyana Filarmonisini Carl Schuricht'ten baş- ka bir de Belçikalı şef, Andre Cluy- tens idare edecektir. Orkestra, Ame- rika'nın muhtelif şehirlerinde 31 kon- ser verecektir. 29