YURTTA OLUP BİTENLER lardı. Hür. P. partilerin en yenisi ol- ması itibarile bizde perdeyi yırtmak imkânını elinde tutuyordu. Fakat me- selenin ortaya getirilmesinden önce titiz bir çalışma yapılmadığından, her şeyimizde olduğu gibi onda da gelişi- güzel hakim kılındıgından fırsat ka- çırılmıştı. Beterin beteri Maamafîh Hür. P. gene de bir ha- reket yapmıştı. Bilhassa, daha evvelki bir Grup toplantısından sonra kahraman macar milletine karsı duy- duğumuz sempatinin ve hayranlığın açıkça ifade edilmiş olması hepimize düşen bir vazifenin ifasıydı. Dünya- nın her tarafında içten gelen hisler gizlenmeyecek şekilde açığa vurulur ken bizim, bu hisleri duyup duymadı- ğımızı dahi belli etmememız yakışıklı bir hareket sayılamazdı. t, ne öteki Muhalefet partılerı hürriyet- leri için Ölümü istihkar eden macar- lar hakkında bir tek güzel söz soyle— meye yanaşmazlarken Hür. P. nin davranışı çok yerinde olmuştu. Siyasi hayatımızda canlılık, genç- likte dinamizm fikdanından şıkayetçı olanlar evvelâ partilerimizin kendile- rinden bekleneni yapıp yapmadıkları- nı incelemelidirler. Bu canlılığı ve bu dinamizmi 1946 - 1950 Muhalefetinin mükemmel şekilde yaratmış olduğunu hatırlamamaya imkân yoktur. Elbet- te ki o zaman şartlar başkaydı. Ama bugünkü şartlar içinde herkesin, ya- pılması kabil olanın azamisini yaptığı iddia edilebilir mi? Bunun misali ve beterin beteri C.H. P. idi. 6 C. H P. Sanki iktidardalar!. B u haftanın başında Dünya gazete- sinde, iki satırlık bir küçük hava- dis çıktı. Havadis Ankarada toplan- makta olan C.H.P. Meclisinin çalışma larıyla alâkalıydı. Bildirildiğine göre İsmet İnönü dış politika meseleleri üzerinde bir konuşma yapmıştı ve bu konuşma Parti Meclisinin azaları ta- rafından "hayranlıkla" - dinlenmişti. Hadisenin cereyan ettiği gün tetkik olunsaydı, unun Turkıye Büyük Millet Meclisinde meşhur "Başkanlık sunuşu'nun görüşüldüğü güne tesa- düf ettiği, görülürdü. Hakikaten Mec- liste konuşmaya hazırlanan İsmet İ- nönü, kendisine bu fırsat verilmeyin- ce hızını alamamış ve Millet Mecli- sinde söyleyemediklerini Parti Mecli- sinde söylemişti. Ama neden Parti C.H.P. Meclisi toplantı halinde Biraz da biz ölsek Meclisinde? Zira Genel Başkan Parti Meclisinin sayın azalarını hayran bırakacak yerde milleti hayran bı- raksaydı hem memleket, hem partisi ve hem de kendisi hesabına çok da- ha faydalı bir iş görmüş olurdu. Hakikaten Parti Meclisinin kapalı kapılar arkasında yapılan toplantı- sında bu defa şeref mevkiini dış poli- tika hadiseleri almıştı. Azalardan bir çoğu konuşmuş, sonra İsmet İnönü o “hayranlık" uyandıran izahatı ver- mişti. Bu izahat hadiselerin tahlilini ihtiva ediyor, vakalar değerlendirili- yor, bizim politikamızın ne olması gerektiği belirtiliyor ve muhtelif nok- talarda hükümetin tutumu tenkid e- dılıyordu Buna mukabil İsmet İnönü- nün, iktidarı kuvvetle desteklediği bir çok sahanın bulunduğu da kaçmıyordu. İsmet İnönünün Parti Meclisindeki konuşmasından dışarıya bir kaç kı- rıntı, sadece Cemil Said Barlasın bir başmakalesi ve İlhami Sancarın İz- mirde yaptığı bir konuşması vasıta- sıyla sızdı. Cemil Said Barlas hükü- metin realist olmayan bir "müslüman politikası" takip etmesinden dert ya- nıyordu. İlhami Sancar ise Orta Do- ğu vaziyetini anlatıyordu. Parti Meclisi, çalışmalarının niha- yetinde kısa bir tebliğ çıkarmakla ye- tindi. Tebliğin esası bizzat İsmet İ- nönü tarafından hazırlanmıştı. Ana mesele, dış politikaydı. C.H.P. evvelâ dış meselelerde — Muhalefetin Iktıdar tarafından tenvir edilmesini istiyordu. Hükümet gerekli malümatı vermeliy- di ki prensip tahlilleri kabil olsun. Bundan başka C.H.P. şu kanaatteydi ki ancak insan haklarına hürmet edi- gözden leresk hür vatandaşlar cemiyeti ha- linde idare edilen bir milletin müdafaa kudreti en yüksek derecede bulunur. C.H.P. nin iç politikadaki talep ve tenkıdlerının bugünkü şartlar içinde hülasasıydı. Tebliğ tabii Zafer gaze- tesinin hücumuna uğradı. İktidar or- ganına göre C.H.P. memleketi mütte- fiklerine jurnal ediyordu! Ama Za- fer'in jurnalcilik ithamı artık meşhur olduğundan kimse aldırmadı. Zaten bu, ihtimal ki iktidarın da görüşü de- ğildi ve bir muharririn gayretinden ibaretti. Fazla çekingenlik Yalnız C.H.P. hadiseleri nasıl gör- düğünü niçin açıklamıyordu? Me- sele buydu. Bunun sebebini İse, İsmet AKİS, 24 KASIM 1956