Arıbaş hizbiyle mücadele etsin diye bıraktığı muavini Hüsnü Yaman, bakımdan muvaffak olama- Sarolistler hemen bütün kon- grelerde yeniliyorlardı. Hele Adnan Menderesin İstanbul İl Başkanı Or- han Kopruluyu refakatine alıp Eğe- ye götürmüş olması karşı tarafın prestijini hayli yükseltmişti. Köprü- lülerle ve onluna yardımcılarıyla uğraşmak için Dr. Sarolun kendi kuv vetlerine bizzat kumanda etmesi lü- zumu hasıl olmuştu. Taraftarları ay- lardan beri eski t Bakanına ha- ber üstüne gonderıyorlardı lifte, haberler tesırını göstermişti. Dr. Sarolun bir müddet gözden kaybolması ve Almanyaya — gitmedi bizzat D.P. Genel Başkanının tavsi- yesi icabıydı; Eski Devlet Bakanı tayyareden inince — dostları tarafın- dan hararetle karşılandı. Adnan Men- deres o sırada Park Oteldeydi ve ge- ce Bağdada hareket edecekti. Dr. Sarol doğruca Park Otele gitti ve Genel Başkanı gördü. Adnan Men- deres kendisini dostane karşıladı, hatırım sordu. Bu, bir nezaket ziya- retiydi. Dr. Sarol o gece tekrar hava meydanına geldi ve Başbakanı uğur- ladı. Fotoğrafçılara haber verilmiş- ti. İki eski, dostun gülümser şekilde el sıkışmaları pozu — muvaffakiyetle tesbit edildi. Ertesi gün bu resim Şe- hir gazetesinin birinci sayfasını süs- lüyordu. Dr. Sarolun Başbakanın ya- nında görülmesi Sarolistlerin kırılan itibarım tamir edecekti. Böylece Ge- nel Başkanın eski Devlet Bakanını halâ tuttuğu anlatılacak ve Ateş-A- rıbaş çiftine karşı mücadele etme- nin Genel Başkana hürmetsizlik sa- yılmayacağı ortaya çıkacaktı. Saro- listlerin organı olan Şehir gazetesi Köprülülerin ismim ağzına almıyor- du. Sanki Köprülü hizbi mevcut de- ğildi. Buna mukabil tenkidler ve hü- cumlar Necmi Ateş ve kardeşi Neca- ti Arıbasa tevcih olunuyordu Fakat herkes biliyordu Dr. Sarolun asıl hedefi Fuad Koprulüydü. Fuad Köp- rülünün tam olarak vurulduğu gün, Dr. Sarol büyük bir zafer kazana- caktı. Eski Devlet Bakara İstanbulda der- hal temaslara başladı, taraftarlarıyla görüştü ve kendi kendine vaziyetin bir bilançosunu yaptı. İstanbul il kongresine çok zaman — kalmamıştı. Kongreyi gecen sene Köprülüler ka— zanmıştı. Bu sene de onların bir lebe kazanmaları imkânsız degıldı nar halde İstanbulda çok çalışmak lâzımdı. D.P. teşkilâtının bazı şahıs- lardan ibaret kalmış olması ve bu şahısların taraftarlarının kongreler- de asıl rolü oynaması hizipcilerin işi- ne geliyordu. Böylece, kati hesaplara girişmek kabil oluyordu. Kimin ne- rede kaç reyi bulunduğu acıktı ve yanılmaya imkân yoktu. Prof. Köp- rulu Adnan Menderesin nazarında Başkana ancak eski ideal ar- 'bağlı kadaşının candan bulunduğu hissettirildi mi meselenin en güç tu- 10 rafı başarılmış olacaktı. İşte, Şehir gazetesinde "Tepeden inme!" sütu- nunda "İlham" başlığıyla çıkan fık- ranın gayesi buydu. —Fıkrada şöyle deniliyordu: "Eski dost düşman luk unutulmaz!. olmaz. Dost- Et kemikten ayrılmaz, bunu bil- meyen yoktur Politikanın icaplarına uymak la- zımdır. Bundan daha tabii bir şey olamaz. Dost inana, dostunun müşkül za- manlarındaki hareketlerine karşı an- layış göstermesi kadar tabii bir şey tasavvur edilemez.. Bu yazıya neden lüzum gördün di- ye sorarlarda, bu bana bir resmin il- hamıdır diye cevap verir geçerim" İdeal arkadaşlarını, bir araya ge- tirmenin ilk yolu buydu. Almanyadan gelen mektup Eski Devlet Bakanının Almanya- dan döndüğü — günlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü gazetelerin po- lis muhabirlerine heyecanlı bir hava- dis veriyordu. Ahmed Dilek adında bir kendisini. "Avrupadaki türk ta- lebelerinin temsilcisi" diye göstere- rek muhtelif yerlere mektuplar gön- dermişti. Mektuplar Münihten posta- lanmıştı. Ahmed Dilek adındaki zat Adnan Menderes hükümetinin Tür- kiye için zararlı olduğunu yazıyor ve Atatürkün ölüm yıldönümünde kal kın ayaklanarak Menderesi işbaşın- dan uzaklaştırmasını tavsiye — edi- yordu! Böyle mektuplar ona buna zaman zaman gelirdi Ve ihtimal Av- rupadaki komünist teşekküllerin ma- rifetiydi. Ama Ahmed Dileğin mek- tubunun bir başka hususiyeti vardı. Bunda Adnan Menderes devrildikten sonra yetini "Osmanlı İmparatorlu- ğundan beri memleketin her sıkışık samanında büyük — faydaları görül- müş olan Köprülü ailesinden Fuad Köprülünün getirilmesi" tavsiye olu- nuyordu! İşin içinde iş olduğu mu- hakkaktı. Üstelik mektuplar - öyle yerlere gönderilmişti ki -Genel Kur- may Başkanına, Kara Kuvvetleri Ko- mutanlığına, Deniz Kuvvetleri Ko- mutanlığına, Hava Kuvvetleri Komu- tanlığına, talebe cemiyetlerine, tale- be teşekküllerine, İstanbul ve Anka- ra Üniversiteleri rektörlüklerine... ve Akis mecmuasına- — bunların derhal alâkalı mercilere verileceği muhak- kaktı. Teşebbüs, tamamile suni bir teşebbüs olduğunu daha başından belli ediyordu. Buna rağmen İstan- bul Emniyet Müdürlüğü tarafından -hayli gecikme ile- gazetelere akset- tirilen havadis sütunlar arasında yer aldı. Mektuptan dolayı en ziyade hayret duyanların başında tabii biz- zat Fuad. Köprülü geliyordu. nihte Ahmed Dilek adında bir talebenın mevcudiyeti pek şüpheliy- di. Almanyadaki talebe müfettişi böy le bir şahsın kendi bölgesinde tahsilde bulunduğunu hatırlamıyordu. Alâka- l1 merciler evvelâ hadiseyle alâka- lanmışlardı. Fakat sonradan, bilhas- sa Fuad Köprülüden böyle heyecan- la bahsedilmesi ve mektubun Alman- yadan gelmesi başka ihtimalleri dü- şündürmüştü. Maamafih, — alâkalılar meseleye gerekli alâkayı göstermiş- ler, yani vazifelerim yapmışlardı. Boylece her halde kaderin cilvesi, Dr. Sarolun Almanyadan dönüşü ıle Fuad Köprülüyü Adnan Menderesin yerine oturtmak tavsiyesini ihtiva eden Almanya mahreçli mektubun havadisinin Emnıyet Mudurlugu ta- rafından gazetelere aksettirilme si hemen hemen aynı güne tesaduf etti. YENİ YÜZELİLİKLER AKİS, 24 KASIM 1956