SPOR İşte olan bundan sonra oldu. Bi- zimkiler 6 dakika içinde beraberliği temin etmenin rahatlığı içinde, salla- pati ve daha ziyade müdafaaya da- yanan bir oyun tutturdular. İ_ki tehlikeli an kinci devre mütemadiyen rakibini bastıran türk milli ekibi rakip ka- leye sadece 3 şut atabildi. Lefterin- kini kaleci tuttu. Muatafanın attığı direği sıyırın avuta gitti. Metin'in şu- tuna da takımının en iyi oyuncusu olduğunda bütün seyircilerin mütte- fik bulundugu Polonya kalecisi Szy- mkoviak çizginin üzerinde mani ol- du ve İsfendiyarın atağı ile sakatlan- mak pahasına olsa da topu bırakma- dı. Devrenin belli başlı hadisesi de böyle çıktı. Kalecinin topu içerden çevirdiği iddia edildi, fakat hakem a- leyhimize faul kararı verdi. Gene oyu nun sonlarına doğru ani bir Polonya, a kınında Turgayın elinden seken ve üst direkten dönen topu. misafirlerin santrforu 2 metreden boş kaleye so- kabilseydi. yüzde yüz galip gelebi- leceğimiz bu maçtan berabere değil, mağlup çıkacaktık... Netice H akemin oyunun bittiğini ilân eden düdügü çaldığı sırada Polonyalı- ların sevincine diyecek yoktu. Hepsi bırbırlerım öptüler, tebrik ettiler. u bir maçtan hakları olmayan bir beraberlikle takmaya — muvaffak ol- muşlardı. 30 yıl öncesinin revansını bu kerre'de alamamış bulunuyorduk Stadı terk eden seyircilerin eks?- riyeti maçın berabere kalmasının se- bebini takımda, değil. Federasyonda bulmaktaydılar. Zira oyunun bitme- sine 15 dakika kala Lefterin çıkarı- lıp, yerine Recebin alınmasına kim- senin aklı ermemişti. W derken zayıf ve moralman bozuk bir rakibe karsı “duvar"a yılkın bir sistemin hangi gaye ile tatbik edilmek istenmesinin sebebini kimse bulamıyordu.. Metini Polonya müdafaasının önünde tek başına bırakan tek seçici bu oyun- cunun büyük klâsını — göstermesine mani olamadı. Sıra, Çekler'de Bu satırların yazıldığı sıralarda türk milli futbol ekibi Prag'a müteveccihen hareket etmiş olacak- tır. Futbol federasyonu kadro tesbi- tinde bu kerre de iyi bir karar almış Ergun. Seracettin (F.B.) B. Ali (G. Ş.) ve Kasapoğlu (İ.S.) nu ekibe da- hil etmiştir. Lâkin maçı kazanmak için en mühim masala sahada oyna- yacak takımı ve tatbik edeceği oyun sistemini bulmak ve ileri sürmektir. Çek futbolunun Polonyadan bir kaç gömlek ileri olduğunu da. Futbol Fe- derasyonu erkânının akıldan çıkar- maması her halde faydasız olmıya- caktır. Kolay alınan revanş Evvelkı hafta Fenerbâhçenin bu yıl çok göz dolduran kadrosu, An- karada hafta arası olmasına rağmen 34 16 bin seyirci önünde genç Güneş Sporla oynamış ve maçı güçlükle 1-1 berabere — bitirebilmişti. Ne var ki, gecen hafta pazar günü gazeteleri ellerine alanlar bir an şa- şaladılar. Ankara Güneş Spor pazar günü Kadıköy stadında Fenerbahçe ile revanş mahiyetinde karşılaşacak- tı. olacak şey değildi bu! Zira aynı gazeteler, Güneşin cumartesi günü zorlu bir maçdan sonra rakibine 1-0 galip geldiğini yazıyorlardı. Halbuki — şaşılacak bir şey yoktu. Ankaranın Sarı-Kırmızılı klübü Fe- nerbahçenin davetini kabul etmiş, cumartesi günü lig maçını oynadık- tan sonra trene binmiş, İstanbula gir- miş, pazar günü de sıcağı sıcağına Fenerbahçe ile karşılaşmıştı. Maçın cereyanından nakledilecek mühim bir taraf yoktu. Birinci devre 0-0 bitmiş, neticede Fenerbahçe müsabakayı 3-0 kazanmıştı. Bununla beraber meselenin herkes tarafından malüm olmayan bir tara- fi Avni Bulduk'u Fenerlilerin teklifi- ni kabule adeta mecbur etmişti. Fe- nerbahçe klübü, Güneş bu maçı ka- bul ederse, Ankaraya bundan böyle tekrar Avni Bulduk'tun davetlisi ala- rak gelmeyi kabul ediyordu. Fener- bahçenin Ankaraya gelmesi ise, geti- ren için en azından 5000 lira kâr de- mekti. İşte Güneş'in ortaya atılan prestijinin riski, bu kâr ile yakından alâkalıydı. S.N.B. oYo Doüunaux , | Her ,oo ll:rnı pir kur'a Numarası ; h v — d l - İuımn- vik h n îKRAMfYş __l fâ’/' ; -- - «#hbt a LİRALIK PARA iKRAMiYELERİ — AKİS, 24 KASIM 1956