mesi hususunda — kendisine yapılan bir tavsiyeyi kabul ettiğine dair ri- vayetleri bu hafta başında kat'i bir ifadeyle reddediyordu. Bu tavsiye Başkanın silâhsızlanma özel müşa- viri Harold —Stassen'den — gelmişti. Stassen, Massachusetts Valisi Chris- tian A. Harter'in Nixon'un yerine Başkan Yardımcılığı için aday gös- terilmesini istemişti. Bu haber Cum- huriyetçi Parti çevrelerınde bir bom- ba gibi patlamış ve süküneti boz- muştu. Başkanın Panamadaki basın sözcüsü bu hususta yayınladığı — bir tebliğde, "Başka nın Stassene, Baş- kanlık resmi memurları arasında bu- lunduğu cihetle böyle bir beyanat yapamıvacağı keyfiyetinin gayet sa- rih olduğunu hatırlattığı" bıldırılıyor— du. Cumhuriyetçilerden çog - yanatından sonra Stassen'in bakanlık seviyesinde olan işine nihayet veril- mesini istiyorlardı. Basın sözcüsü Ja- mes Hagerty Başkanla istişare ettik- ten sonra şu beyanatı yayınlamıştı: "Mr. Stassen Cum ü Başkana böyle bir demeç Vereceğını bildirmiş, Başkan Yardımcısı da beyanatı yap- madan bundan haberdar etmişti. Başkan kendısıne bir ferd olarak is- tediği şekilde beyanat verebileceğini, fakat Başkanlık makamının resmi bir mensubu olarak böyle bir beya- natta bulunamıyacağını hatırlatmış- tır". Stassen ise basın toplantısında kendisinin Eisenhower'in şahsi bir temsilcisi gibi vazife görmediğini i- zah ediyor, yaptığı beyanatın hiç bir suretle vazifesini tehlikeye düşürmi- yeceğini ileri sürüyordu. Stassen Başkan Eisenhower'e sadık kalmak şartiyle Harter'in adaylığı için çalış- mak niyetindeydi. Ona göre, gelecek seçimin dünya çapında bir ehemmi- Eisenhower - Nixon ekibi- nin seçımi kaybedeceğini zannetmi- yordu. Fakat, içerde bağımsız halk topluluğu, dışarda hür memleketler halkı Eisenhower - Harter ekibine daha büyük bir itimad gösterecekler- di. Stassen basın toplantısında şöyle demişti: "Bu ekip devamlı bir sul- hün sağlanması imkânını geliştire- cek ve Amerika'nın komünizme kar- şı muzaffer olmasını mümkün kıla- caktır. Ayrıca Amerikan ekonomisi- nin istikbalde daha istikrarlı ve daha verımlı bır hale gelmesini de temin edecek Bir münakaşa iğer taraftan Başkan Yardımcısı Nixon'un son dünya seyahatinde Nehru ile münakaşa ettiği hatırlatı- lıyordu. Başkan Yardımcısı Pakistan- da yaptığı bir basın toplantısında da- ha önceki bir beyanatından bahisle komünist yardımını kabul etmenin bedeli hürriyet olan tehlikeli bir ha- reket olduğunu söylerken Nehru' yu kasdettiğini açıklamıştı. Nehru ise buna cevaben Nixon'un bu görüşünün antidemokratik olduğunu iddia et- mişti. Stevenson'a göre, Stassen'in Baş- kan Yardımcılığına Nixon'dan başka birinin getirilmesi — teklifi Cumhuri- yetçi Parti içindeki derin anlaşmaz- lığın yeni bir tezahürüydü. AKİS, 28 TEMMUZ 1956 K A D I N İstanbul eniz ve Beyoğlu nkaradan olsun, Anadolunun di- ğer vilâyetlerinden olsun İstan- bula gidenlerin gözünde en çok tü- ten iki şey vardır: Deniz ve Beyoğ- Deniş, eski ve. değişmez deniz mı- safirlerini daima aynı — dinlendirici karşılayışla ağırlar. Beyoğlu daha değişik, daha kap— rislidir. Hele kadınlar için mağazaların vitrinleri daima prizlerle, cazip buluşlarla, yenilikler- le doludur. Bu sene misafirlerin, büyük — bir merakla ilk koştukları yer Beyoğlu olmuştur. Fakat zevk ve yenilik ba- kımlarından Beyoğlunun — misafirleri sukutu hayale ugrattıgı muhakkaktır. Hazır elbisecilik irçok magazalarda hazır elbise- ler, ceketler, eteklikler nazarı dikkati celbetmektedir. Fakat geçen yazdan bu yaza hazır elbisecilikte en ufak bir terakki kaydedilmiş de- nemez. Bu hazır elbısecılıgın hemen hemen her yerde 1 gelişigüzel zevkle yapıldığı aşıkardır Ne ca- zip bir kup nazarı dikkati celbet- mektedir, ne de piyasada metre ile satılan kumaşlardan değişik bir ku- maş.. Yalnız son senelerin moda ku- maşı haline gelen ve şimdi bir hayli de ucuz satılan "pandora" lardan yapılan geniş ve zengin eteklikler hem renkleri, hem bıçımlerı ile na- zarı dikkati celbetmekte Terzi parası verecekler için 50 11 raya bu eteklikler ucuz sayılabilir. Trikotaj B eyoğlunda gene en çok nazarı dikkati celbeden şey yünlü veya pamuklu merserize trikotaj işleridir. İşportada — mebzulen — mevcut olan u ucuz bluzlar bazı büyük mağaza- larda cidden Avrupai bir manzara ile karşımıza çıkmaktadır. — Bunlar seri halinde, her renkte ve her boy- da mebzulen mevcuttur. Kumaşlar üzel kumaşlar vardır. Fakat her vitrinde aynı şeyleri seyretmek-; ten insanın arzusu kaçmaktadır. E- vet her vitrinde ve herkesin üstün- de aynı kumaşlar nazarı dikkâti cel- betmektedir. Aynı desenler çok faz- la miktarda yapılmış ve yeknesaklı- ğa kaçılmıştır. Bu arada nazarı dik- kati celbeden bır hususiyet te, her- hangi bir kumaşa, moda olan ku- maşın adının takılmasıdır: Beyoğ- lunda ne beğenseniz adı poplindir. Fakat ne olursa olsun, cidden güzel poplinler mevcuttur. Bunlar — daha ziyade pamuklu saten gibi parlak fa- kat düşük, büzgüye çok elverişli ku- maşlardır. Güzel, soluk ve pastel ze- minler üzerine irili ufaklı puanlılar nazarı dikkati — Celbetmektedir. yatları 11 lira küsurdur. Düz kumaşlar arasında, en güzel renkleri "şantuğ" larda bulmak ka- Bu senenin moda renklerin- den biri olan mandarin — renginin muhtelif tonları da şantuglarda mev- cuttur. Metresi vasati 16"liradır. Bu arada bazı — mağazalarda 44 liraya satılan Fransız emprimelerinin ya- randa 25 liraya satılan çok hoş yerli tafta emprimeler ve gayet tok, gü- zel yerli faylar, ipekliler — mevcut- Ayakkabılar F iatlar kadınlar için vasati 35 ilâ 60 arasındadır. Her zamanki gibi in- ce işçilik nazari dikkati celbetmek- İstanbul'dan bir görüüş — Ankaralıların hasreti