DÜNYA MESELELERİ AMERİKAN DİPLOMASİSİNİN anama şehrinde Demokrat A- merika Bırleşık Devletlerının demokrasi âşığı başkanı Eisenho- wer'i diktatörlükle idare edilen bir memleketlerin liderleriyle ugün A- merik ükümeti, ti degıl- yeryüzünde — kendii yürekte dost pek çok sayıda millete, —hu— kümete değil-, hıp bulunmu- yorsa — bunun sebeb "Ameri- kan Diplomasisi"'nde ar amak la- zımdır. O "Amerikan Diplomasisi" ki bır buyuk Amerikan dıplomatı- nın, Geo ennan'ın aynı ismi taşıyan kıtabında belırttıgı gibi son hâdiselerinde en -mille isine an likler, sözlerle t'ıillerin birbirini tut- ma! aşır! mimiyet ile aşırı muraılık arasındakı zigzaglar ve ni- hayet müdafiliği yapılan prensiple- rin en küçük hesaplara kurban edil- mesi Amerika hükümetlerine karşı muhtelif milletlerin besleyebilecek- miştir. Üü d"nya bir bölgesinin Batılılar için kaybolması "Amerikan Diplomasisi" nin hata- ları neticesidir. İcabında insan hak ve hürriyetlerinin 1 numaralı şam- piyonu larak ortaya çıkan İ erikan Dıplomasısı - nin yanlış takdirleri yüzünden o hak ve hürriyetleri yok etmekte 0- lan, yahut yok edenlerin yanında vaziyet alması, onlara destek - ol- ması, onların ömürlerini uzatacak hareketlerde bulunması alâkalı mil- letler için kolayca unutulacak hatı- ralar teşkil etmemişti İspanyollar, Falanjist re- jimin baskısından kurtulduklarındı -ve mutlaka kurtulacaklardır- A- merikanın, o insan hak ve hürriyet- lerinin siyanet meleği Amerikanın General Franko'ya elini uzatmış ol- duğunu unutacaklar mıdır? Mısır- hlar, aynı Amerikanın zaman man tombul Kral Faruk'un dıkta- törlüğünü dev: ettirmesini kolay- laştırdıgım hatırlarından çıkarı lar mıdır? Peron n, "Amerıkan Dip- lomasisi" disi adeta müzahir davranmasaydı mılletını gecen se- im inim — inletebilir i? in milletinin kaybol- muş olmasında Nankin'deki çürü- müş, sefih ve totaliter hükümetin Washıngton tarafından sımsıkı tu- tulmasının rolu udur? Yakın Doğu'nun ger lletle Amerika- ya gozlerını dıkmıyorlarsa, başları- na geçmiş diktatörleri "Amerikan Dıplomasısı nin "Amerikanın men- faati budur" diye desteklemiş bu- lunması yüzündendir. Hitler'den Mu solini'ye ve onlardan Stalin'e he- AKİS, 28 TEMMUZ 1956 men bütün sıyası sapıklar, tarihin bir anında, ashington'da iş ba- şında bulunan hükümetten dostluk görmüşler, memleketlerinde — kur- dukları rejimi hiç olmazsa o sıra- da daha kolaylıkla yürütmüşlerdir. Hatta oyle dıktatorlukler mevcut- Diplomasisi" başlangıçta, yani kuruluş devresin- e müzaheretini esirgeseydi bahis mevzuu rejimler kurulmazdı bile . Ama kurnaz diktatörlük heveslile- ri öyle günlerde Amerikanın en sa- dık hizmetkarı, Amerika politikası- nın en saglam tatl)ikçileri rolünü yapmışlar, "Amerikan Dıploması- ni idare edenler de onların ü- zerıne oynamayı akıllılık saymış- lardır. Gerçi tarih şahiddir ki A- merikanın yardımıyla memleketle- rinde insan hak ve hurrıyetlerını yok edenler arzularını gerçekleştir- dikten sonra Washıngtona dırsek çevırmışler ve "Amerikan Diplom SİSİ n çok uğraştıran belalar halini almışlardır Fakat Amerika- nın asıl zararı o dıktatorlukler yı- kıldıktan, o diktatörler cezalarını bulduktan sonra hakları hürri- yetlerı ellerinden alınan mılletlerın "Amerikan Diplomasisi" nin mari- fetlerini asla unutmamaları olmuş- erika hükümeti yü- rekten dost millet sıkıntısı çekme- si, işte bu yüzdendir. Halbuki Ame- rikan basını daima hakikatleri daha iyi gormuş, diktatörlüklerle sonuna kadar uğraşmış, onların en vetli göründükleri sırada ne kadar çelimsiz olduklarını belirtmiş, -Can Kay Şek, Faruk, Peron hep sapa- saglam zannedildikleri sırada düş- müşlerdir-, hükümetinin gözünü aç- maya çalışmıştır Milletlerin kendı hak ve hürriyet- lerine bızzat sahip çıkmaları, elbet- te ki eşyanın tabıatı icabıdır haklar ve hürriyetler Washıngton - un söyle veya böyle hareket etme- sile yaşayacak veya kaybolacak de- ğildir. O takdirde hürriyetsiz mem- leketler için Rusya ne ise, hür mem- leketler için de Amerika o olurdu. Amerikanın, büyük devlet olmasından başka, bir hususiyeti vardır. Amer kan Dıplomasısı ağ- san hak ve hurrıyetlerını düşürmez. Hareketlerine sebep ola- rak manevi prensipler gösterir ve ister ki herkes onu haklı bulsun. Zira küçük menfaatlerle değil, asil prensiplerle davranışlarım ayarla- yanlar sadece tasvip gorebılırler E- rika de ğer bahis mevzuu gıl İngiltere olsaydı tarıhın meş u “"Sadakatsiz Albion" unun şu siyasi icap dolayısıyla bu diktatörü tutma- sı, bu siyasi icap dolayısıyla şu demokrasıyı desteklemesi hiç seyi şaşırtmazdı. Ama bir emle- ket kendisinde Hürriyetlerin Şam- GÜNAHLARI piyonluğunu vehmetmekten hoşla- nırsa, eğer politikasına moral pren- siplerin hakimiyetini ilân — ederse kendi kendine bir takım vazifeler yüklemiş olur Artık öyle davran- mak zorundadır. Amerıka bir mem- lekette hürriyetsizliği mahküm e- der ve o memleketin hükümetine karşı olan düşmanlığım bu sebebe baglarken başka bir memlekette hürriyetsizliği haklı görüp o mem- leketin totaliter rejimini destekle- yemez, onun işlerini kolayla: aştıra- maz. Bu, politikada ahlâk değil, politikada mürailik olur. “Amerikan Diplomasisi" zahiri mazeret bulmakta güçlük çekme- yebilir. Yardımının rejimlere değil, mılletlere oldugunu öyleyebilir. Po- litik mülahazaların ikinci e rol oynadıgım bildirebilir. Ama bu- na kimse inanmaz. Hürriyetlerinden edilmeye çalışılan mılletler başla- rındaki cellâdın baltasının "Ameri- kan Dıplomasısı" tarafından bilen- diğini daima hatırlarlar. Müstemlekecilik mevzuunda Amerıkanın tutumunda esir millet- ler bugün ümid değil, menfaat gö- rebılırler Polıtıkada menfaatin ku- sur olmadığını tekrar etmek iste- riz. Evet, ne var ki, müstemleke- cılık ale, yhta poz takınan bır mleketin işine gelince esir , İşine gelince müstevli mıl- letleri tutmasının Amerikaya sağla- dığı menfaat pek cüz'idir. — Böyle şüpheler mevcut bulunmasaydı Ba- tıldar için emin bir kayalık teş- kil etmeyen Orta Doğu, Amerikanın arkasında daha kolaylıkla cephe a- dı. Amerikan diplomatları içinde me- sela General Franco' 'yu İspanyada basım susturduğu işin haklı — bu- lanların, hattâ her yerde basının arsız oldugunu söyleyenlerin Ame- rikada da aynı basın rejiminin ha- kim olmasını isteyip istemedikleri- ni öğrenmek pek faydalı — olurdu. Mareşal Tito'nun ve Albay Nasır'ın desteklenmemeleri gereken — birer diktatör olduğunun da Rusyaya ya- kınlaşmalarından sonra mı rke- dildiğini bilmek istifade — sağlardı. Hele Syngman Rhee demokrasisinin efferson'un prensiplerini nasıl ak- settırdığını bılmek çok alâka uyan- dırırdı. Ça! y-Şek rejiminin sağ- lam ahlakı temellerını bir Ameri- kan diplomatından dinlemeyi de pek arzulardık. Fakat bunlar Amerika- nın 'desteklediği diktatörlerin hepsı degıldır "Amerikan Diplomasisi" tışen ve mılletlerının başına bela kesıl k "dâhi" lere müzahe- retini esırgememek hastalığından kurtulmamıştır. Bahis mevzuu mil- letlerin bunu unutmayacaklarından Demokrasi aşığı Amerika emin o- labilir.