mıyacaktı. Eisenhower ilk tasarlan- dığı- şekilde her önüne 'gelen yerde durmayacak, memleketin muhtelıf bölgelerinde beş veya altı televizyon konuşması yapacaktı Nixon'un rolü Memleket içinde yapılacak sürekli seyahatlerin ve yorucu seçim mücadelesinin Nixon'a bırakılacağını Mr. Hall'ıı sözlerinden anlamak mümkündü, İdari Başkan, onun se- çim kampanyasında sert bir müca- deleci olduğunu söylüyor ve bu hu- sustaki fikrini katiyen değiştirmedi- ğini açıkça belırtıyordu Mr. Hall'a göre Başkanı rolü ir manifest şahsiyet" ve Cumhurıyetçılerın paro- lası "sulh, refah ve terakki"nin bir sembolü olmaktan ibaretti. Secim mücadelesinin tozunun toprağının üs- tünde bu rolü almakla Eisenhower, yalnız kendisinin "itidal" politikasını ispat etmekle kalmıyacak, onun uz- laştırıcı ve birleştirici bir kuvvet ol- duğu hakkındaki Cumhuriyetçi çev- relerde ileri sürülen doğrulamış olacaktı. kanaatleri de Sağlık meselesi r. Hall'ın bildirdiğine göre Baş- EHisenhower, doğruluk ve a- çık kalbliliği ile sıhhat meselesini or- an kaldırmıştı. Şimdi Demokrat- lar da yavaş yavaş bu gerçeği görü- yorlardı. Demokrat liderler ise bu hususta hemfikir değildiler. Seçmen- lerin çoğu için sıhhat — meselesi en başta gelen problemdı Başkanın 9 ay içinde iki önemli rahatsızlık geçir- mesi ve gene b dokuz ayın altı ayı- nı muhtelıf nekahat hallerinde geçir- mesi halinde de bunun böyle olması gayet tabii idi. Bununla beraber ileri sadece ğ gelen Demokratlar, sağlık Stevenson Maskat meselesi üzerine — teksif edilmiş bir seçim kampanyasının kendileri için bir boomerang olacağında hemfikir- diler. Gene u Başkanın sağlık durumu meselesinden iki türlü isti- fade edılebılecegını düşünüyorlardı. Evvelâ bütün hücumlarını 1955 deki seçim kampanyası taktikleri ile ba- ğımsızların antipatisini kazanan Ni- xon üÜzerinde toplamak. İkincisi, Be- yaz Sarayda bulunmadığı günlerde Eisenhower programının — Kongrede ne türlü müşkülâtla karşılaştığını belirtmek. Demokratlar bu' suretle Eisenhower'in "sıhhati müsait olduk- ça" Başkanlık edeceği hususundaki iddialarını seçmenlerin gözünde can- landıracaklarım ümid ediyorlardı. Başkanın durumu E' isenhower, ikna yolu ile, tehditle elde edilenden daha çok şey elde edileceğine inanıyordu. — 1952 seçim kampanyasında Ik "hükümete men- sup bir kimsenin memleketin orasına burasına gidip nihayet halk demek olan Kongreyi tenkid etmesi müda- faa götürmez bir harekettir." diyor- du. Eisenhower kendisini tutanları mükâfatlandırmağı, yahut muarızla- rını cezalandırmağı katiyen düşün- mezdi. Bu ise parti disiplinini ayakta tutan bir kuvvetti. Kongrenin tenkid- den masun tutulmasını istemesi Cum- huriyetçi Parti taraftarları arasında Başkana gösterilen sevginin artma- sına sebep olmuştu. — Eisenhower'in şahsen tanınmış bir adam olmasından istifade ederek hiç bir vecibe altına girmeksizin siyasi menfaatler sağlı- yorlardı, İdare gene Eisenhower'in e- linde olmakla beraber dizginler ol- dukça gevşemişti. Geçen — aylarda Başkan hastalığı sebebiyle işinin ba- şına gelememişti. Bunun, Başkanın programında yaptığı tahribat ise ha- tırı sayılır cinstendi. Okullara yardım Başkan en ağır darbeyi okul.inşa- atlarına yardım meselesinde Ayan Meclisinde yemişti. Tasarının müza- keresinde 148 Cumhuriyetçi — mebus Başkanın tarafını tutarak Powell'in tâdil tasarısını desteklediler. Bu me- buslar ırk tefriki yapan okullara yardım yapılmamasını istiyorlardı. Güney'li Demokrat mebuslar bu yüz- den tasarıya muhalif kalıyorlardı. Buna rağmen eğer son dakikada 119 Cumhuriyetçi mebus Başkanla ihti- lâfa düşüp Güneylileri desteklem- seydi tasarı gene kanunlaşamıyacak- tı. Buna ilâve olarak Kongre ilk de- fa olarak Başkanın savunma bütçe- si teklifine — 900 milyon eklemişti. Bunların yanında alınacak diğer te birler de vardı. Gümrük tarifelerinin basitleştirilmesi, posta — ücretlerine zam, muhaceret kanununun hafifleş- tirilmesi ve medeni hukuk ve daha başka tedbirler komisyonlara veril- mişti. Geçen hafta içinde adaylığını tekrar ilân ettikten sonra Başkan, teşril programını hızlandırmak üze- re harekete geçti. Senatör Knowland, Başkanın 14 kanunu tercihan sevke- deceğini söylüyordu. Bunlar arasın- DEMOKRASİ Harriman En uygun aday da yukarda adları geçen kanunlar vardı. Listenin başında ise Başkanın seçim kampanyasında kullanacağım bildirdiği dış yardım kanunu geliyor- du. Demokrat liderler bunu fırsat bi- lip okullar ve medeni haklar hakkın- daki tasarıların — hasıraltı olduğunu iddia ediyorlardı. Dış yardım üzerin- de de sert bir mücadele başlamıştı. İdare zaten yıl başından beri bu yar- dım hikâyesinden çekiyordu. Gecmiş yıllarda da idare dış yardımları ya- vaş yavaş azaltmış, fakat' hükümet teklifi her seferinde Kongre tarafın- dan geniş ölçüde kısıntılara tabi tu- tulmuştu. İdare dış yardımı ancak ruman zamanında kabul edilmiş fa- kat sarf edilmemiş fonları kullanarak muvazeneli bir şekilde devam ettire- biliyordu. Buyıl başında ise uzun Vadeli bir programı devam ettirebil- mek için dış yardım — programında nisbi artırmalar yapılmasına ihtiyaç hissedilmişti. İdare 3 milyar 900 mil- yonu askeri yardım olmak üzere 4 milyar 900 milyon dolar istemişti. Bunun bir milyar doları ekonomik yardımdı. Geçen yıl Kongre 2 milyar 700 milyon dolarlık bir yardım kabul etmişti. Teklif Kongrede muhalefe- tin yaylım ateşine uğradı. Cumhuri- yetçiler dış yardım miktarının çok fazla olduğunu ileri sürüyorlardı. Ta- sarı Demokratların da tenkidine uğ- radı. İdare için daha kötüsü dış yar- dım tasarısının Kongre huzuruna iki defa gelmesi oldu. İlkinde tasarı ge- nel olarak tasvib edilmiş ve bir limit tayin olunmuştu. Bunu tahsisin ya- pılması yani miktarın tesbiti takib edecekti. Temsilciler Meclisi limiti 3 milyar 800 milyon olarak tayin et- miş, Ayan Meclisi bunu hükümetin milli güvenlik için istediği asgari miktar olan 4 milyar 10 milyona çı— karmıştı. Tasarının ikinci defa Kon