görmüşlerdi. Parti, bu tenkitleri hur— riyetlerin suııstımalı telâkki etmiş v tenkitçileri şiddetle ithama koyul— muştu. Fakat halk efkârının Petof- fi Kulübünün tarafını tutması, — so- nunda Rakoşinin düşmesine yol açtı. İşin en cazip tarafı, ihtiyatlı bir poli- tika gütmekte itina gösterdiği anlaşı- lan Moskovanın Macaristandaki ha- reketleri okşamayı menfaatına — uy- gun bulması, Rakoşinin düşmesi ve yerine Dr. Geroe'nun geçmesini bizzat Rusyanın hazırlamış olmasıydı. Şim- di anlaşıldığına göre, Macaristandaki değişiklikler Moskova'da, Tito'nun da haberi olduğu halde enine — boyuna hesaplanarak hazırlanmış bulunuyor- remlin bir. defa daha kontrol edemıyecegı kuvvetleri biraz serbest bırakmayı tercih ediyordu. Moskova- --n tahakkümünden usandıklarım i- fade eden genç Macar Komünistleri- nin bu tecrübelerinin ne neticeler ve- receği şimdilik meçhuldür. Yalnız bu- güne kadarkı gelişmeler, Macarista- nın da ür bir havaya daha az Rus mudaıhelesıne doğru yoneldı— ğini göstermektedir. Nitekim — yen hareket hemen eski zinhiyeti ve bu zihniyetin şampiyonlarını — tasfiyeye girişmiştir. Bu arada eski Savunma akanı Mihaly Fargas vazifelerinden affedilmiş ve Macar Komünist Par- tısınden ihraç edilmiştir. Ayrıca Far- gas'in askeri rütbelerinin de geri a- lınması istenmektedir. Eski Savunma Bakanının suçu "sosyalist kanunlara itaatsizlik" ve "bir güvensizlik ha- vasının yaratılmasına sebebiyet ver- mek" ten ibarettir Amerika Yiğitliğin dokuz şartı merika Cumhuriyetlerinin — baş- kanları Panamada yapılacak 0- lan toplantı için memleketlerinden ayrıldıkları sırada, Panamadaki bir adam da alelacele bavullarını hazır- layıp Nikaraguaya hareket ediyordu. Devlet başkanlarının Panamadaki toplantısı sırasında orada bulunmayı arzu etmeyen bu telâşlı yolcu Ar- jantinin sabık meşhur diktatö- rü Peron'dan başkası değildi. Pana- maya gelecek devlet başkanları ara- sında Aramburu'nun da bulunacağını haber alan Peron, toplantının devamı sırasında ortada görünmemeyi te cih ediyordu. Zira sabık diktatör ev- velce halefî Aramburuyu düelloya davet etmişti ve şimdi Aramburu i- le ayni memlekette bulunmasının bu bahsin tekrar açılmasına sebep ol- masından çekiniyordu. Bu yuzden yiğitliğin dokuzuncu şartına uyarak toplantı sırasında Nikaragua'nın gü- zelliklerini temaşaya gitmeyi şanına daha lâyık buluyordu. Panama toplantısına Birleşik A- merikanın Başkanı Eisenhower de katılıyordu. Bu seyahat bir barsak ameliyatından sonra nekahata çeki— len başkan Eisenhower'in sıhhatin kavuştuktan sonraki ilk resmi Vazı— fesiy AKİS, 28 TEMMUZ 1956 Aramburu Mart içeri.. Amerika Cumhuriyetleri arasında- ki bu toplantıların uzun bir tarihi vardı. İlk toplantı 1826 yılında Si- mon Bolivar'ın daveti üzerine Pana- ma şehrinde toplanmıştı. Bu tarih- ten sonra müteaddit defa — yapılan bu toplantılarda ayni kıtada yaşa- yan milletler arasındaki yakınlığı ve iş birliğini arttırmak gayesini gü- deri bu en yüksek kademedeki top- lantıların siyasi ehemmiyeti pek o kadar büyük değildi. Zira bu top- lantılarda ileri sürülen fikirler ve it- tihaz edilen kararlar iştirak eden devletlerin herhangi bir şekilde taah- hüt altına girmelerini tazammun et- miyordu. Ancak, bu toplantılar sıra- sında Devlet başkanlarının bir araya gelmeleri, görüş teatilerinde bulun- maları faydadan ari sayılamazdı. Ni- tekim, bu toplantıdan sonra nesredi- Peron Pire — dışarı!. DÜNYADA OLUP BİTENLER len müşterek tebliğden de anlaşılaca- ğı gibi, Amerika kıtasında yaşıyan milletler arasındaki tesanüdün ifade bulması, yüksek insani prensiplerin, sulh ve sükün içinde yaşama arzu- sunun devlet başkanlarının imzası al- tında bir defa daha tekrarlanması boşa gitmiş bir emek mahsülü sayıla- Tebliğ merika Cumhuriyetlerinin baş- kanlarının müşterek tebliği, Baş- kan Eisenhower'in Panamada verdiği beyanatın genişletilmiş bir şeklinden i Eisenhower, ütün Amerikalı devletlerin eşit ha- kimiyetlere sahip birer aile olarak" vatandaşlarının saadet ve refahı için çalışmalarını teklif ediyordu. Müşte- rek tebliğ bu görüşün ışığı altında kaleme alınmıştı ve insan haklarına bağlılığı, totaliter idarelerle mücade- leyi telkin ediyordu. Tebliğin metni şöyleydi : " eşerin hürriyeti mefhumu- nu tesirli kılan ve gerçek hale getiren bir medeniyet sistemini geliştirmek. Amerika kıtasının kaderi ile sıkı sıkı- ya bağlıdır. Bu medeniyet sistemi in- san hürriyetini tahakküm altına al- mağı reddettikten başka, manevi ve maddi tekamülünde, insanlığın daha yüksek seviyelere ulaştığım görmek ister ve bütün milletlerin ba- rış içinde şerefli bir hayat idame e- debileceklerine inanır. 2 — Amerika kıtasının kaderinin tamamen tahakkuk ettirmek keyfi- yeti, bu kıtada yaşıyan milletlerin iç- timai ve iktisadi inkişaflarından ay- rılmasına imkân olmayan bir — hu- ustur. Bu itibarla iktisadi mesele- lerı halledebilmek için milli gayret- lerin teksifi ve Amerika kıtası üze- rindeki hayat seviyelinin — yükseltil- mesi lâzımdır. Üye devletler arasında barış için teminat teşkil eden ve Amerika kıtasının güvenliğini sağlıyan, Ame- rikalılararası teşkilâtın başarısı, hü- kümran milletler arasında hakiki bir işbirliğinin, muhtelif sahalarda neler elde edilebileceğini gösterdiği gibi, A- merika devletleri arasındaki teşkilâtı ve bu teşkilâtın faaliyetlerini takviye etmek hususunda da bize ilham kay- nağı olmaktadır. 4 — İnsan haysiyetinin ve ferdin temel hakları ile beşeriyetin manevi kıymetlerinin ağır surette tehdide maruz bulunduğu bir dünyada Ame- rika, bu tehdidi ika eden ve milletle- rimiz ve müesseselerimizin gelenekle- rinden uzaklaşmış bulunan totaliter kuvvetlere karşı, tarihinin yüksek fu- arına sadık kalmakta devam edecek* i 1lar insan hürriyetinin — ve milletlerin istiklâlinin bekçısı olmak ve kalesini teşkil etmektedir 5 — Birleşmiş, kuvvetli ve âlice- nap bir Amerikalı devletler toplulu- ğu, kıtamızın refahım sağlayacak bir kudret teşkil ettikten başka, bütün dünya içinde adalet ve — hürriyete müstenid bir barışın nimetlerini is- tihsalde büyük rol oynayabilir." 15