28 Temmuz 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

28 Temmuz 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nunluk verici şekilde halledilemez. rak barış ve müzakere yoluyla halle— dilmdlidir. Mısır Dimyata pirince giderken Albay Nasır, Brioni adasında Tito ve Nehru ile birlikte tarafsız blo- kun kurulmasına — çalıştığı — sırada Washington'da yayınlanan bir liğ Mısırın yeni Cumhurbaşkanını ha- yâl kırıklığına uğratıyordu. Amerika, Assuan Barajının finansmanından sarfınazar ediyordu. Bilindiği gıbı Assuan Barajı Albay Nasırın Mısır lılara vaadettiği müreffeh ıstıkbalın bir merhalesi sayılıyor ve Mısırın ye- ni idarecilerinin en tesirli propaganda silâhlarından birini teşkil ediyordu. Yapılan hesaplara göre 1 milyar 300 milyon liraya mal olacağı anlaşılan bu barajın inşası, Mısırın mali ta- katinin kat kat üstündeydi. Bu se- beple barajın inşası, dış yardımlar te- min etmesine bağlı kalıyordu. Mısı- rın bu. büyük teşebbüsüne yardım et- mekle Orta Doğuda büyük bir nüfu- za namzet olan Nasırı kendi taraf— larına çekmeyi düşünen D. İngiltere, Assuan Barajının Fnans— manını deruhte etmeye hazır olduk- larını açıkladılar. Mısır Batılıların bu teklifi karşısında memnuniyetini be- lirtmiş ve bu işi başaracak mali kud- retten mahrum olduğu halde teklif- leri kabule yanaşmamıştı Bundan bir ay kadar önce Mısırı Zziyaret eden Şepilofun da Assuan Barajının fi- nansmanının Rusya tarafından yanıl- ması teklifi de Nasır tarafından ne müspet, ne de menfi bir cevap veril- meden savuşturulmuştu. Bu arada Nasırın şantaj politikası büsbütün ge- Şepilof "Sayım suyum yok!.” AKİS, 28 TEMMUZ 1956 Kapaktaki hayalperest Pandit Nehru Esrarlar ülkesi Hindistan'ın Başbakanı Nehru, milletler- arası siyasi sahnede kendisin- den sık sık bahsettiren, nev'i şahsına münhasır fîkırlerıyle daima alâka uyandıran bir şah- sıyettır Geçen hafta Yugoslav- ya'nın Brioni adasında Mareşal Tito ve Albay Nâsır'la yaptığı görüşmelerde dünyanın bir de- fa daha alâkasını -bu sefer bi- raz da endişesini- celbeden Neh- ru, Hindistan'ın istiklââ müca- delesindeki faalıyetıyle tema- yüz etmiş bir "milli kahraman" dır. Memleketinde büyük bir sevgi kazanan bu "milli kahra- man", Hindistan'a karşı olan Vazifelerini tamamlamış olma- nın iç huzuruyla insanlığa olan borcunu ödemeye koyulmuştur. Nehru, dünyayı sulh ve sükun kavuşturma yolundaki faaliye- tine bir peygamber samimiye- tiyle girişmiş ve bu mevzuda sabırla çalışmıştır. — Yalnız ne var ki, ilk adım yanlış atılmış ve bunu diğerleri takip etmış tir. Sovyetlerın yaldızlı "co- existance" propagandasının ışı- ğına vurulan Nehru, dünya sul- hunun ancak silâhsızlanma ve tarafsızlık sayesinde tahakkuk edeceğine inanmıştır. Brioni a- dacığındaki üçlü toplantıda da bu fikirlerin — şampiyonluğunu kimseye kaptırmayan Hindis- tan Başbakanının ve ideal yol- daşlarının unuttukları bir kü- nokta vardır: Şikâyet et- tıklerı Batılılar şayet atom si- lâhlarında karşı tarafa nazaran üstün olmasalardı, Batının as- keri gücü Sovyetlerınkmden az olsaydı bugün dünya haritasın- da meselâ bir Hindistan veya bir Yugoslavyayı yahut ta bir Mısır'ı bulmak acaba mümkün olacak mıydı? Nehru'nun dünyanın bugün- kü halinden şikâyetçi olmasını icap ettiren bir çok sebeplerin mevcudiyeti münakaşasız ka- bul edilebilir. Hindistan Başba- kanının yanıldığı nokta bu hâ- diselerin âmilleri ve çarelerin- deki görüşüdür. Gecen hafta Tarafsız Blokun teşkili hakkında teşebbüslerde bulunmak için — Yugoslavya'ya gelen Nehru, daha önce uğradı- ği başkentlerde Londra, Paris, Bonn- yaptığı konuşmalarla Ba— tılıların başına örülecek çorabı. bütün açıklığıyla ortaya koy- du. Fakat canların asıl kimin için çaldığını yaşayan görecek- DÜNYADA OLUP BİTENLER J. Foster Dulles Sırtında yumurta küfesi yok ya.. lişmiş, dış politikadaki Batı aleyhtarı faaliyeti Orta Doğu sımrlarından ta- şarak Güney Doğu paya ve As- yaya uzanmıştı. Nasırın bu cüretli politikasını bu kadar korkusuzca yü- rütüp geliştirmesinde, şüphe yok ki Amerikanın Orta Doğudaki karar- sız politikası en büyük âmil olmuş- tur. Amerikan Hariciyesi Mısıra kar- şı takip ettiği politikada o kadar garip ve anlaşılmaz bir yol tutmuş- tur ki neticede prestijini kaybetme tehlikesiyle burun buruna kalmıştır. asırın gözle gorulebılecek kadar açık politikasına rağmen Amerikan Hariciyesi, Arap-İsrail mücadelesinde sırf Arapları gücendirmemek için bir çok tâvizlerde bulunmuş, Mısıra yar- dım ederken İsraile silâh satmamış- tır. Araçlarla Fransa arasındaki ih- tilâfta, İngilterenin ÜUrdün, Suudi A- rabistan ve Yemenle çatışmasında hattâ Kıbrıs meselesınde Amerika ayni tarafsız politikayı gütmekte an- laşılmaz bir inat göstermiştir. Fa- at bu sırada koprulerın altından epeyce su geçmiş ve Nasırın son ha- reketleri ve Rusya ile âdeta flört et- mesi, Amerikan Kongresini' sinirlen- dırmıştır Bu suretle Mısırın Ameri- kadaki kozları Nasırın farketmediği bir şekilde yavaş yavaş kırılmaya başlamıştır. Nitekim uzun düşünce- lerden sonra Amerikanın Assuan Ba- rajına yapacağı yardımı lütfen ka- ul eden Mısırlılar, Washington Bü- yükelçileri Ahmet Hüseyin vasıtasıy- la kararlarını Amerikaya bildirdikle- ri zaman şımarıklıklarının hakkı o- lan ilk Amerikan tokadım yemişler- dir. Büyükelçi Ahmet Hüseyin yar- dımı kabule hazır olduklarım bildir- dıgı sırada Senato Tahsisat Komite- , Dışişleri Bakam Dulles'a karşılık- lı güvenlik fonlarının Komitenin tas- vibinden geçmeden önce Assuan Ba- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: