7 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

7 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Selhattin Toker Doğru — söyleyeni... parti tartışmasından çıktığını tahmin ediyorlardı. Lâf lafı açtı ve lokantalı vagon kapanıncaya kadar hemen her- kes D.P. nin aleyhinde bulundu, icra- atı tenkid etti, dertleri ortaya attı. Fakat Seyhan Milletvekilini destekle- yen bir tek fert çıkmadı. Bilâkis her- kes, onu kabahatli bulur tarzda mü- talâa beyan etti. Tabii bu mütalâala- rın Sedat Barının şahsiyle zerrece a- lakası yoktu. Onu tanımıyorlardı bi- le.. Tanısalardı ne kadar kibar bir zat olduğunu bilirlerdi. Hayır! hâdisede, onun şahsında tenkid edilen iktidar partısıydı Beş yıllık icraatının sonun- a, bir zamanların sevgili partisi D.P. Ankaradan İstanbula giden trenin lo- kantalı vagonunda bir tek müdafi bu- lamadı. Levha, hakikaten ibret veri- ciydi ve bu bir tek misal hâlâ D.P. saflarında kalanları derin derin dü- Zira aynı vaziyetteydi. Her yerde herkes onun ve liderlerinin aleyhinde konu- şur, bu gibi münakaşalarda hemen D. P. lehinde vaziyet alırdı. Bugün ise bütün hücum okları, D.P. ye müte- veccihti. Buna mukabil Vatan gibi bir gazetemn okuyucuları bile yılın adamı" olarak İsmet inönüyü seçi- yorlardı. Keramet elbette ki İsmet İnönüden ziyade D.P. nin yüksek sevk ve idaresini deruhte edenlerin takip ettikleri politikadaydı Onlar bu elim neticeyi hazırlamışlardı ve onlar D. P. nin düştüğü akıbetin mesulüydü- ler. Simdi parti, kendi kendisini onla- ra rağmen toplamak gibi son derece müşkül bir mecburiyet yüklenmişti, 8 Başbakanın gayretleri Geçen hafta içinde ta Adnan Menderes olduğu halde partinin i- lerl gelenleri son derece faaldiler. Başbakan İstanbula gitti, orada par- ti teşkilatıyla temas etti, dargınları barıştırdı. Maksadı Hürriyet Partisi- ne akını durdurmaktı, zira yeni parti daha kurulmadan o tarafa nı zamanda teşkilâtçılık meziyetleri- ni de ispat etmiş kimselerdi. Sonrala- rı, bilhassa 1950 yi takıp eden yıllar- da bir çok "mideci" P. saflarını doldurmuş, idareyi ellerine — almıştı. Bunun üzerine eskilerden ekserisi ke- narda kalmayı tercih etmişti. İşte Hürriyet Partisinin İstanbuldaki teş- kilâtı bu gibi kimselerin üzerine ku- rulacaktı ve onlara dayanacaktı. Bu- D.P. için nasıl bir tehlike teşkil ettiğini ise Adnan Menderesten daha iyi hiç kimse bilemezdi. D.P. merkezinde yapılan toplantı- larda en çok bu husus üstünde durul- du. Parti bir canlılık göstermeli, ha- rekete geçmeliydi. Yeniden saflara a- teş dağıtılmalı, vatandaşlar cezbedil- meliydi. 7 Ocak D. P. nin kuruluş yıl- dönümüydü. O fırsattan istifade edi- lerek Spor ve Sergi Sarayında büyük bir gösterinin tertiplenmesi kararlaş- tırıldı. O kadar ki D.P, merkezinden gazetecilere bızzat Adnan Menderesin konuşacağı bildirildi. Halbukı Başba- kan rahatsızdı. Konuşup konuşmamak hususunda da henüz kati bir karara varmış değildi. Hem Adnan Mende- resin kati kararları yoktu, daha zi- yade günün ilhamlarıyla hareket e- derdi. Belki de bu, onun ideal arka- dasının tabiriyle cezbe halinde" bu- lunmasının bir neticesiydi. Nitekim haftanın sonunda, bir sabah demok- ratlar baktılar ki Genel Başkan kim- seden habersiz Ankaranın yolunu tut- muştur. Bunda, Cumhurbaşkanının da D.P. nin pek sarsıldığı Erzuruma git- mek üzere başkentten ayrılmasının rolü vardı. Halbuki haftanın başın- da bir çok bakan ve D.P. Genel İdare Kurulu üyesi yılbaşını İstanbulda ge- çirmek niyet ve azmindeydi. Adnan Menderes ani olarak Ankaraya gelin- ce, projeler suya düştü. Hattâ iş bu- nunla da kalmadı ve yılbaşı gecesi Bakanlar Kurulu bir toplantı yaptı. Her şey D.P. li liderlerin kararsız- lık içinde bulunduğunu gösteriyordu. Bu kararsızlık ise onları hatalara sü- rüklüyordu Hedef : D.P. Gurubu D. P. li liderler için şikayet mev- zuu olan Meclis Gurubuydu. Mec- lis Gurubuna hâkim olunamıyordu, o devir geçmişti. Bilâkis, gurup liderle- rin hiç hoşuna gitmiyecek kararlar a- lıyordu. Bilhassa Meclis tahkikatı meselesinde Adnan Menderesin hak- l1i gibi görünen sözlerinin bile kaale alınmayışı dikkat nazarından kaçm, mıştı. Milletvekilleri - başlanılan işi tamamlamak istiyorlardı. Halbuki mesuliyetler bahsi açıkça ortaya dö- külünce Menderes hükümetlerini top- yekun ilzam edecek hususların orta- ya çıkması kuvvetle muhtemeldi. Ha- kikaten haklarında tahkikat açılıp a Yüce Divana sevkleri kararlaştı- rılan bakanlar kendilerini orada mü- dafaa ederken bir takım hakikatleri meğe hazırlanıyorlardı ve bu, pek ala biliniyordu. Hazırlananla- rın başında Sıtkı Yırcalı vardı.Sıtkı Yırcalı şeref ve haysiyetinin "kelle" diye verildiğini - geç de olsa - anla- mıştı. Bunları müdafaa azmindeydi. Meselenin ört bas edilecek tarafı da kalmamıştı. Her şey açıkça konuşul- madığı takdirde Balıkesirin bu bir zamanlar parlak istikbal vaad eden milletvekili siyasi bir mevta haline gelecekti. Bu bakımdan geçen hafta- nın sonunda Balıkesirde cereyan eden bir hadise son derece alâka uyandırı- cıydı. Bir karşılanışın hikayesi Geçen haftanın sonunda Sıtkı Yır- calı Balıkesire gitmişti. Ertesi gün gazeteler eski Ekonomi ve Ticaret Bakanının istasyonda kalabalık bir kütle tarafından hararetle karşılan- dığını, kendisinin omuzlara alındığını ve âdeta bir kahraman muamelesi gördüğünü yazdılar. işin bir de aslı vardı. Yırcalı ailesi eski Ekonomi ve Ticaret Bakanının karşılanma merasimini bir baştan ö- tekine tertiplemişti. Karşılayıcıların mecmuu da iki bin kişi kadardı. Vak- tiyle "Sıtkı Yırcalı geliyor" diye bir haber dolaştı mı Balıkesirde dükkan- ü evde olan da olan dükkanını kapar, Osman Kavrakoğlu İhraç mütehassısı AKİS, 7OCAK 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: