Bir Yılın Bilançosu Geride bıraktıgımız yılın sportıf âdiselerine şöyle bir göz a- tanlar geçmiş senelere nisbetle a- caba ne fevkalâdelik bulacaklar- dır? Bu suale verilecek cevap sa- dece bir - HİÇ - olacaktır. Bey- lik bir program ve onun tatbikin- den doğan bazı aksaklıklar... Mu- ayyen şahısların, muayyen spor kollarında gösterdikleri muayyen başarılar.. Evvelki senelere kıyasen ileriye gitmemiş olduğumuza göre 1955 yılının sporumuz için başarı- h Ur yıl lmadıgını soyleyebılırız Yalnız 1955'i diğerlerinden ayıran bir hususiyet vardır O da spor ışle— rinin mahkemeye düşmüş olması- dır. Mesela: Hususi organızasyon yolsuzluğu, bazı atletlerle ajan ara- sındaki ihtilaf, kulüplerde patlak veren iç — buhranlar.,v.s Bütün bunlar pek çok spor severin zihin- lerini bulandırmaktan başka hiç bir işe yaramamıştır. Bu ihtilaflar sa- man zaman teşkilâtı da sarmış ve gazete sütunlarında . en ince te- ferruatına kadar - yer almıştır O- kuyucu ilk defa hâdiseleri hayretle karşılamış, daha sonra bu hayret; yerini alışkanlığa bırakmış ve en sonunda da dedıkodusuz geçen za- manlar yadırganmaya başlanmış- lar. Bu bakımdan 1955 yılının hıç te hayırlı olmadığı söylenebilir. Geçen sene bu zamanlar vazife başına gelmiş olan Umum Müdür ve ida- recilerin vaadlerinin ve verdikleri demeçlerin bütün yaldızlan dökül- müştür. Davaların halline yaraya- cak müsbet bir adım 955 senesinde atılmış değildir. Bu bakımdan 1955 yılının muhasebesini, kendi vicdan- larında yapanlardan acaba kaç kişi "Ben vazifemi yaptım" diyebilme- huzura içindedir ? Teşkilat kanunu değişiyor Yalnız bugüne kadar yapılmayan pek çok işin mes'uliyetini sade- ce bir kaç idarecinin sırtına yükle- mek te hatalı olur. Aksak ve çürük işlerin bir hal yoluna sokulmaması karşısında vazifelilerin vıcdanı hu- zura kavuşamamaları, onların ih- malinden dogmuş bir iş degıldır Bunun en az yirmi sene evveline gelip dayanan bir mazisi vardır. kan Osman Kavrakoğlu ise, milletve- kili ve Demokrat Partı Haysıy t Di- vanı üyesi idi. Bu günlerde vazifesi, çok kesif faaliyeti icab ettiriyordu. Oradan kurtulup çok sevdiği kulübü- nün toplantılarına gelemiyordu. Bu itibarla yukarıda bahsedilen pürüz- leri ortadan kaldırmak imkânsızdı. Murakıpların istifası Tam —bu sırada Fenerbahçe kulübü- nün murakıplığını yapan Faruk Ilgaz ve Tarık Ererin istif a ettikleri haberi duyuldu Möezkur şahısların basına açıkladıkları istifa sebepleri AKİS, 7 OCAK 1956 Spor mevzuunda diğer milletlerin hızla ilerleyişini gıpta ile seyreden bizler maalesef halâ "Mukellefiyet kanununu söküp atmak için bir ha- reket gösterememekteyiz. Bu dar çerçeveli, inhisarcı ve şeflik sis- teminden miras kalan kanuna göre hareket etmek elbette kolay bir- şey değildir. Bana değiştirmek spor davamızın bir kalemde yarısından fazlasını halle kâfi gelecektir. Esas zorluk daha ziyade zihni- yetin değişmesindedir. Umum Müdürün gayreti Geçen hafta içersinde Beden Ter- biyesi Umum Müdür Vekili Fa- ik Binal'ı makamında arıyanlara verilen cevap : "Vekil Beyin yanın- da." olmuştur Umum Müdürü üç dört gün üst üste, ısrarla arayan- lar hep bu sözlerle karşılaşmışlar- dır. Evvelâ işin mahiyeti anlaşıl- madı. Fakat sonradan yakın çevre- lerden sızan haberler bu sırrı çöz- müştür. Umum Müdür ve Milli E- ğitim Bakanı iki sene evvel ko- misyondan dönen teşkilât kanunu- na yeniden meclise sevketmek için çalışmaktadırlar. Bilindiği gibi bu tasarı daha evvel Danyal Akbel, Salt Birol ve Mümtaz Tarhan gi- bi sporla alâkalı milletvekilleri ta- rafından Meclise getirilmiş ve ba- zı aksak tarafların bulunduğu id- diası ile gerı çevrılmıştı O tarihten bu tarafa - Cel: ardımcı bu makamda oturuyordu - hiç bir ha- reket olmamış ve teşkilâta istik- lâlini kazandıracak olan kanun ta- sarısı bir köşeye itilip bırakılmış- tı. Herhalde Bakanın halletmeye mecbur olduğu daha mühim dava- ları olmalıydı! Bu bekleyişin se- bebi ihmal ve unutkanlıktan ziyade bir şıra meselesi de olabilirdi. Akis'- in haber aldığına göre kanun çok yakında Meclise sevk edilecektir. Dogrusu gerek Bakan, gerek U- um Müdür bu mevzuu halledecek olurlarsa yirmi seneden beri spo- rumuzun başında "Demokrasinin kılı- cı" gibi sallanıp duran, köhne ka- nun 1956 da tarihe karışmış ola- caktır. Bunu başaranları Türk spo- ra ileride minnetle anacaktır. gayet enteresandı. Onlar klübün he- saplarını kontrol etmek istemişler ve buna karşı ıdarecıler anca hey'etin toplanm: ev vel kulüp defterlerinin kendilerine ve- rilebileceği cevabını vermişlerdi. Hat- ildiren bir yazının altına im- zasını koymuştu. Murakıp tahdit altında bız vazife göremeyiz. Kontrol etmek hakkımızdır.İstifa e- dişimiz bizi bu haktan mahrum et- mek isteyenlere karşı bir nevi pro- SPOR testodur. Arkadaşları biç bir zaman suızan altında bırakmıyoruz. Umu- Heyetın teveccühü ile bu mevkie l . Gene Umumi Heyetin onunde, ayrılışımızın sebebini izaha hazı Bu vaziyette ortada iki zıt fikir çar— pışmaktadır Murakıplara < göre kulü- bün umumi kongreye gitmesi lâzım- dır - Cemiyetler Kanunu da bunu a- mirdir . İdarecilere göre ise "her iki murakıbın istifası maksatlıdır. Karşı hizibi idare heyetine getirebilmek i- çm Umumi Heyetın toplanmasını te- min eden bir nevi aya oyunudur." Hangi tarafın haklı olduğunu göster- mek elbette ki bize düşmez. Yalnız bilinen bir şey varsa Fenerbahçe ku- lübünde esaslı bir temizlik yapma- nın zaruri olduğudur. Bu işi yapacak tek bir adam vardır: Osman Kavrak- oğlu... Haysıyet Divan u kikaten ehliyet sahıbı oldugunu gös- termıştır Bu hâdiseler Umumi; Heye- adam seçmekte hata etmiş oldu- gunu gösteriyor. Kavrakoğlu ikinci, başkan degıl haysıyet divanı başka- nı seçilmeli i Yılın son yüzme müsabakası Yılın son yüzme müsabakasını ge- ride bıraktığımız cumartesi günü üzme İhtisas Kulübünden Ayla Şer- man yapmıştır. Ayla Şerman tek ba- şına yaptığı bu yarışta birinci gel- miş, paltolarına sarılı olan hakem he- yeti ve meraklı bir gurup tarafından Lidonun merdivenlerini — tırmanırken alkışlanmıştır. Ayla Şerman Alkıştan utanılır mı ? 33