YURTTA OLUP BİTENLER İstanbul Bir eylül gecesi hikayesi Sarı — saçları uzamış, ince yüzlü, za- yıf, genç adam piposundan bir ne- fes çekti; sonra yanındaki topluca esmer, arkadaşına döndü ve gülümsi- yere Şımdı hikaye gibi geliyor, de- gıl mı"" Sarışın olanın adı Hikmet Bildi. Hikmet Bil meşhur "Kıbrıs Türktür" Cemiyetinin Genel Başkanıydı. Arka- daşı ise, aynı zamanda dert ortağı sıfatını kazanan Orhan Birgitti. Or- han Birgit aynı cemiyetin idare he- yeti azasıydı. İkisi beraber 6 eylülü 7 eylüle bağlayan gece "Valinin kendi- lerini istediği" bahanesiyle evlerinden alınmışlar ve evlerine 4 ay sonra dö- nebilmişlerdi. Hikmet Bil 116, Orhan Birgit ise 106 gün Haı'bıyede Örfi i- are hücrelerinde mevkuf tutulmuş- lardı. Şimdi her şey onlara hikâye gi- bi geliyordu. Ama çok acı, çok ıstı- raplı bır hikâye... ahbap için her şey bu yaz ba- şında başlamıştı O gün Türkiye Ta- lebe Federasyonundan İstanbuldaki gazetelerin sahip ve başmuharrirleri- ne telefon edilmiş ve kendileri bir top- lantıya davet edilmişti. Toplantının mevzuu Kıbrıs tı. O sırada Yunanlı- lar gittikçe azıtmışlar ve nihayet bu gürültücü dostlarımıza anladıkları li- sanla cevap vermek zarureti hâsıl ol- muştu. Hükümet hâlâ açıkça vaziyet almaktan çekiniyordu. Bunun üzerine gençlik harekete geçmeye karar ver- mişti ve hareketin nasıl Ur hareket olması gerektiği hususu bu toplantı- da tesbit edilecekti. Hürriyet Gazete- si sahibi Haldun Simavi kendisini bu toplantıda temsile Hikmet Bili, Teni Sabah Gazetesi sahibi Sefa Kılıçlıog— lu da Orhan Birgiti memur ettiler. Toplantıda bir cemiyetin kurulması ve mücadelenin cemiyet vasıtasıyla yapılması kararlaştırıldı, idare heye- ti seçimlerinde de Hürriyet Gazetesi adına orada bulunan Hikmet BU, Yeni Sabah Gazetesini temsilen gelen Or- han Birgit, Vatan Gazetesi Başmu- harriri Ahmed Emin Yalman ve sair bazı kimselerle birlikte azalıklara ge- tirildiler. Müteakiben yapılan iş tak- siminde Hikmet BU cemiyetin baş- kanlığına seçıldı Böylece Kıbrıs üze- rindeki Yunan iddialarına cevap ve- recek, Türk tezini, belirtecek ve mil- letimizin bu mevzuda ne kadar has sas olduğunu gösterecek bir teşkılat kurulmuş oluyordu. Cemiyet derhal faaliyete geçti, gelişti, şubeler açtı, temaslar temin etti. met, cemi- yetin | numaralı yardımcısıydı Biz- zat Adnan Menderes çalışmalarla ya- kından alâkadar oluyor ve Başbakan ile cemiyet arasında irtibatı Ahmed Emin Yalman yapıyordu. Hikmet Bil Türk görüşünün propagandasını yap- mak üzere evvela Kıbrısa, oradan da Londra'ya gönderildi. İngiliz gaze- telerinde beyanatları çıktı, bunları 4 Hikmet Bil 116 Türk basını en geniş şekilde yayınla- dı. Hükümet, bilhassa dış politika meseleleri bakımından Kıbrıs müca- delesinin böyle hususi bir teşekkül ta- rafından yapılmasını tercih ediyordu. Cemiyet tamamen milli ve vatanse- ver bir cemiyetti. Muhtelif müessese- ler, muhtelif şahıslar yardımlar yap- tılar. Bunların arasında bizzat Ad- nan Menderes de vardı; cemiyete İş Bankası vasıtasıyla beş bin lira gön- derdi. Bu beş bin lira "Kıbrıs Türk- tür" Un Türkiye Kredi Bankasındaki hesabına geçti. Gençlerin faaliyetin- Orhan Birgit 106 den herkes son derece memnundu. Türkiyenin ne derece hassas bulundu- ğu onların tertipledikleri toplantılar, y:lıptıkları demeçler sayesinde belli olu İşte bu günlerdedir ki - Ağusto- sun sonu - Başbakan Adnan Mende- res İstanbulda Liman Lokantasında meşhur nutkunu verdi. Florya yolunda konuşulanlar 5 eylül sabahı ise, saat sekizde Hik- met Bilin evinin telefonu çaldı. A- rayan Başbakanın Hususi Kalem Mü- dürü Muzaffer Ersü idi. Muzaffer Ersü Başbakanın Hikmet Bili gör- mek istediğini ve kendisini o gün ya— pılacak olan Adalet Sarayı temel a ma merasimine davet ettiğini bıldır— di. Hikmet Bil davete icabet etti. Bir ara Adnan Menderes ile göz göze gel- di, selamlaştılar. Merasimin sonunda Başbakanın 0002 numaralı Cadillac'ı yanaştı, Başbakan içine girdi, yanma da o zamanki Adalet Bakam Osman Şevki Çiçekdağ geliyordu ki Mende- res eliyle onu tuttu, kulağına bir şey- ler söyledi. Bu sırada Muzaffer Ersü Hikmet Bilin yanma geldi ve Başba- kanın kendisini rica ettiğini bildirdi. Hikmet BU Menderesin yanına bindi, pencereleri açık olan araba hareket etti. Bu sırada pencereden dertli va- tandaşlar istidalar atıyorlar ve bu is- tidalar iki yolcunun ayakları dibine düşüyordu. Hikmet Bil bunları yer- den almak istedi, Menderes Trahatsız olmamasnıı söyledi. Hâdiseye alışıktı. Floryaya doğru yola çıkıldı. Başba- kan kendi oturduğu yerle şoför ara- sındaki camı kapattı ve Hikmet Bile dönerek konuşmaya başladı. Bahis mevzuu olan Kıbrıs meseleleriydi. "Kıbrıs Türktür” cemiyetinin başka- nı seyahatinden yeni dönmüştü. ırada da Fatih Rüştü Zorlunun baş- kanlığındaki heyetimiz Londrada bu- lunuyordu Adnan Menderes Hikmet Bilden evvelâ seyahat intibalarıni sordu. Genç gazeteci bunların müsbet oldu- ğunu söyledi ve izahat verdi. Kıbrıs- ta ve İngiterede yapılacak işler var- dı; onları anlattı. Buna mukabil Baş- bakan da Kıbrıs meselesinin o zaman- ki durumunun bir izahını yaptı ve fi- kirlerini söyledi. Adnan Menderesin sözlerinden zihninde bir tereddüt ol- duğu anlaşılıyordu. Mevzu etraflı bir şekilde deşildi. Bu arada Başbakan Kıbrıs Türktür" cemiyetinin faaliye- tinden duyduğu memnunluğu ifade etti, çalışmaları etrafında — direktif sarfetmeleri Bunlara karşılık Hikmet bakana yaptığı beş bın liralık yar- dımdan dolayı teşekkür etti. Muhave- reden anlaşıldı ki yardımlar orada kalmayacaktır ve hükümet cemiyete sında Londradan Başbakana gelen haberler de vardı. Konferansın seyri AKİS, 7 OCAK 1956