7 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

7 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR KAN Curzio — MALAPARTE, Çeviren: Tahsin Yücel, Varlık Yayın- 154, 109 (Yazan: ları Cep Kitapları Serisi: sayfa, 106 kuruş). edebiyatının büyük şöhret- lerinden olan Curzio Malaparte, Türk —okuyucusunun hiç bilmediği bir sanatçı değildir 1950 yılında ge- ne Varlık yınları arasında çıkan (Can Pazarı) adlı kitabiyle, bu soylu sanatçıyı tanımıştık. En hareketli, en büyük olayların içinde yaşamış, gör- müş, keskin bir hiciv kudreti olan Malaparte'nin ilk kitabı, okuyanları gerçekten kendine hayran bırakmış- tı. (Can Pazarı) "La Pele" adlı beş- yüz sayfalık' bir' kitaptan — seçilmiş parçalardı. Yani, Malaparte, bize "bir tadımlık" olarak sunulmuştu. Beş yıl sonra çıkan ikinci eseri "Kan" da tadımlık bir çevirme. Bu da, Malaparte'nin dünyaca bilinen, sanatçıya mılletlerarası bir şöhret sağlayan "Kaputt" adlı eserinden se- çılmış altı parçadan İbaret bir kitap- İtalyan Doğrusunu söylemek gerekirse, bu derece dıkkate deger bır eserlerının yük bir eksiklik oluyor. Gerçı Mala- parte nin kitapları, l)ırbırıyle yakın il- gisi bulunmayan, sız parçalar- dan meydana gelmış ama, Türk oku- yucusunun, bu par: çaların hepsini oku- ması, herhalde faydalıdır. Şu var ki, elımızdekı iki küçük kitap "hiç yok- dan iyi" dir. Varlık Yayınevi, Büyük Cep Kitapları serisiyle daha hacimli eserleri de verebildiğine göre, Mala- parte'nin bu seriye girecek daha ge- AKİS, 7 OCAK 1956 niş bir tercümesini beklemek okuyu- cunun hakkı, yayınevinin de vazife- si oluyor. Malaparte'nin şu sözü, onun dav- ranışı hakkında topluca bir fikir ve- rebilecek — mahiyettedir. Diyor ki: "Bütün çağdaş yazarlar arasında fa- şistlerin en çok nefret ettiği ve hür- riyetsiz memleketlerde en çok yasak edilmiş bir yazar olmakla övünürüm. Malaparte faşizm aleyhtarlığı ile tanınmış, demokrasi ve hürriyet da- vasının en hararetli bir taraftarı o- larak çalışmış bir sanatçıdır. "Ka- putt" İkinci Dünya Savaşına ait rö- portajlardan meydana gelmiş bir eser- dir. İkinci Dünya Savaşının devamın- ca en büyük şahsiyetlerle bir arada bulunmuş, Dağ Kıtaları Yüzbaşısı ve Corriera Della Sera gazetesinin mu- habiri olarak Almanya'da Rusyaya kargı savaşan Italyan kıtalarıyla bir- likte cephede bulunmuş, gazetesine yazdığı mak leler yiizünden, Gesta- po tarafında Ukraynadan koğulmuş, bundan onra Fınlandıya ya ve İs- veç'e git mış, faşizmin — yıkılışından sonra tekrar İtalya'ya dönerek, müt- tefiklerle birliktte Almanyaya karşı dövüşen İtalyan kıtalarında vazife al- mış, yani İkinci Dünya Savaşının bü- tun girdisini çıktısını yalandan gör- olmanın verdiği muşahedeye, kudretli, keskin bir sanatçı gücünü de katarsanız, Malaparte'nin bu ese- rindeki başlıca özelliğin nereden gel- diğini anlamak kolaylaşacaktır. Ya- zarın gorduklerını anlatmadakı kud- reti adını "büyük sanatçı" yapmaya yetecek derecededır Renklı, hareket- l, yer yer alaycı, yer yer duygulu ama daima çekçi ve açık sözlü bir kalem! Insanın içine işleyen bir anlatma gücü var. "Kan" da, Malaparte'nin bu ese- rinden seçılmış altı parça A Yurdu, Buz Olmuş Atlar, Yaş Şelırın Fareleri, Deli Tüfek, Soroka Kızları, arçalardan yalnız birini o0- kumak bıle, sanatçıyı sevmenize ye- tecektir. İkinci Dünya Savaşının ha- zin hikâyelerinden, hiç olmazsa bir kaçını, tadına doyulmaz bir kalem- den okumak fırsatını bulmuş olacak- sınız. Hem şu da var: Bu parçalarda, röportajın, usta bir kalemde nasıl bir sanat eseri haline geldığını görmek ümkün. Bizim röportaj muharrirle- mizin ne derece silik olduklarını bu kıtabı okuduktan sonra, insan daha iyi anlıyor. Eseri Tahsin Yücel, her zamanki gibi başarılı, temız bir Türk- çeyle çevirmiş. "Kan" her bakımdan okunması gereken bir kitaptır. EŞREF SAAT (Şevket Rado'nun radyo konuşma- ı-r ları, Doğan kardeş Yayınları, 127 say- Ja. 190 kuruş). S evket Rado'nun İstanbul radyosun da yapmakta olduğu "hayatı sev- meyı, çalışmayı, iyiliğe ve doğruluğa kıymet vermeği telkin eden konuş- malar" 1ı, "Eşref Saat" adı altında Doğan Kardeş Yayınları tarafından bir kitapta toplanmış. İçinde yirmi altı konuşma var. Bu konuşmaların hepsi de, insanı karamsarlıktan kur- tarmaya, iyimser yapmaya, hayatı, yaşamayı, insanları sevmeyi, gunluk hayatın binbir derdi, uğraşmaları i- çinde mesut olma imkânlarını ara- mayı öğütleyen yazılar. Bu öğütler düpedüz, çatık bir e- da ile yapılmamış. Şevket Rado'nun rahat okunan, yumuşak, sevimli, gü- ler yüzlü bir davranışı var. Ün şilerden fıkralar, seçme sözler, hikâyeler anlatmak yoluyla, okuya- na bir takım iyi duyguları vermeğe çalışmış. Kitabına yazdığı önsözde de: mıza vazife duygusunu, daha çok ça- hşarak refahım arttırmayı, kendisi- ne olduğu kadar etrafına da faydalı olmayı, güçlüklerden yılmamayı ve bunların dışında aılesıne bağlı olma- sını, şefkati, doğruluğu, adaletı, iyi- lik etmeyi, insan olarak vi de- ğerler kazanmayı, kısaca iyi ve fazi— letli bir insan olmayı telkin eden ki- taplarımız ne kadar azdır!" diyor. Şevket Rado'nun çıkış noktası bu duşuncelerıdır Kitabını bu azlığı gi- dermek için hazırlamış. İyi de tmış Gerçekten de, "Eşref Saat" bize bil- medıklernnızı, ya da düşünmedikleri- mizi soylemıyor belkı ama bazı bil- diklerim düşü ündüklerimizi çok rahat bır anlatış içinde bize tekrar ediyor. Unuttuğumuz, düşünemez ol- duğumuz bazı konulara parmak ba- sıyor. Bizi dostçaikaz ediyor. Kitabı okurken sıkılmıyorsunuz. Bir parça- an öbürüne rahatça geçebiliyorsu- nuz. Şevket Rado, — bir çeşit, "Dale Carnegie durumunda. Bu işi pek âlâ da başarıyor. Eşref Saat" in, yazarın sözünü ettiği boşluğu tamamen doldurdu. gu söylenemez. Ne var ki, bu alanda iyi ve başarılı bir başlangıçtır Bu çeşit çalışmalarının devam etmesini dile- mek bizden, bu dılegı yerıne getir- mek, başladığı ıyı bir işi yürütmek de kendısınde 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: