FİLMCİLİK Sinemalar Fiyat meselesi Bundan iki hafta evvel, Ankara'da sinemaların yeni film getirmedik- leri hususu AKİS'in bu sayfasında belirtilirken Ankara sinemacıları ile Ankara Belediyesi arasında müzakere cereyan ediyordu. Sinemacılar zam istiyorlar, Beledıye ise bahis mevzuu i kesesi olmadığı için bu zammı vermekte titiz davranıyordu. Beledi- yenın titiz davranmakta yerden gö- ğe kadar hakkı vardı, temenni edile- cek taraf kendi isletmelerinde de zam tekliflerinin bu kadar dikkatle ince- lenmesiydi. Zira sinema orta sınıf halkın tek eğlencesi haline gelmişti ve biletlerin fiyatları zaten, orta sı- nıf için kafi derecede yüksekti. Ama... İşin bir de aması vardı. Evvela bu ama'yı Büyük Sinema- nın sahibi Kâzım Rüştü Güven'in bi- ze gönderdiği mektuptan dinleyelim. Sinemacıların tezi Kazım — Rüştü Güven şöyle diyor: 'Akis Dergisi Yazı İşleri Müdür- lüğüne, Her hafta zevkle okumak için sa- bırsızlıkla beklediğim Derginizin son sayısında Filmcilik sayfasındaki ya- zıyı okudum. Tazıda ismim geçdıgı ve neticede de biraz insaf ve tavsiyesine muhatab tutulanlardan bı— ri olduğum cihetle bu yazıyı yazmak mecburiyetini hissetti Yazarın gözüyle gordugu şeyleri tesbitde hata etmediğini, iyi filme hasret çekilmekte olduğunu, İstanbul' da geçen filmlerin Ankara'ya gelme- diğini, 1955-1956 sezonunun başından- eri (Ankara'da gösterilen filmlerin eski filmler olduğunu ben de kabul ediyorum. Bunlar gözle görülen haki- katlardır Ancak bunun gözle görül- meyen sebepleri maalesef iyi tesbit edilememiş, yanlış yoldan muhakeme yurutmeye başlandığı için de, bize in- saf ve iz'an tavsiyesine varan yanlış bir neticeye vasıl olunmuştu Yazı sahibi ilgililerin, gözle görü- len bu hakikatlara karşı kendilerini, döviz darlığı dolayısile eskisi kadar yeni film gelmediği gerekçesile sa— vunacaklarını ileri sürüyor ve ilk n zarda haklı gibi görülmek ıcabedecek bu savunmanın ne kadar cılız ve çü- rük olduğunun küçük bir inceleme ile meydana çıkacağını kaydettikten son- ra Ankara'h seyircinin, İstanbul si- nemalarındaki filmleri görmek iste- diğini yazarak, bu şekilde yapılacak bir savunmanın çürüklüğünü derhal isbat ediyor. Eğer ilgililer, yani Ankara'daki Sinema İşletmecileri, yazarın zannet- tiği savunma ile vaziyeti izaha çalı- şacak olsalardı, bu ilk nazarda da haklı görülmez ve en küçük bir ince- lemeye lüzum olmadan da çürük bir savunma olarak sırıtırdı. Çünkü evve- la gerek İş Bankası, gerek Büyük Sinema Limited Ortaklığı - Kazım AKİS, 7 OCAK 1956 Rüştü Güven'in şahsı değil - ve ge- rekse Ankara'daki diğer sinemacı- lardan hiç bırısı doğrudan doğruya film ıthalatçısı değildirler. Fitaş gibi, Lale Film gibi İstanbul'daki büyük ithalâtçı firmaların getirttikleri film- leri alıp, Ankaradaki sinemalarında geçen işletmecilerdir. Bu itibar- la döviz darlığı var, yeni film gelmi- yor şeklinde bir savunma yapmak Ankara sinemacılarına düşmez. Kal- dı ki yeni film gelmektedir. İstanbul sınemalarından alınan misaller haki- katt Ankara seyırcısının de bu yeni fîlmlerı görmek ha . Ne çare ki, işin 1ç yüzü başkadır Bu iç yüzü, Büyük Sinema misa- lile ızah ederek anlatmak isterim. Büyük Sinema,1949 senesinin yıl ba- şında açılmıştır. Demek ki yedinci faaliyet senesini bir kaç gün sonra tamamlayacaktır. Bu sinema bu g halâ Belediyenin 7 sene evvel verdiği tarife ile çalışmaktadır. Büyük Sine- manın mevkilerine göre fiyatları: 125, 120, 100 ve 75 kuruştur. Şu halde, fi- yat vasatisi 105 kuruştur. 105 ku- ruşluk bir biletde Belediye hissesi 44, sinemacıya kalan 61 kuruştur. Sine- ma kirası, onarımlar, amortisman, personel ücretlerı vergi ve en nıha— yet film bedelleri hep bu 61 kuruş- tan çıkarılacak ve pek tabiidir ki, büyü bir sermaye baglamış olan teşebbüs sahipleri de yine bu 61 ku- ruşun içinden kendilerine bir kâr his- sesi bekleyeceklerdir. 1949 senesinde verilmiş olan ta- rifedeki fiyatlar o gundenberı donmuş b ha de kalmasına ragmen yedi se- nenin vukuatı herkesce, hele bunlar üzerinde incelemeleri eksik olmayan derginizce pek ala malumdur. 1949 senesindenberi gayri menkul kiraları kanunla artmıştır. Kömür fıyatları artmıştır. Geçim şartlarına göre personel ücretleri yükselmiştir. Film fiyatlarına gelince, bunlar dola- rın iç piyasamızdaki kıymeti ile meb- suten mütenasip bir artış gösterdiği gibi, gumruk tarifelerindeki tâdiller gibi resmi ve kanuni sebeplerle de es- kiye nazaran çok esaslı farklar kay- detmiştir. Öyle ki artık Büyük Sine- ma 61 kuruşluk bilet ücretile bunla- TI karşılayamamaktadır - Diğer si- nemalar da ö Bir senedenberi Ankara Belediye- sine Ankara sinemacıları durumları- nı anlatmaya çalışmaktadırlar. Bele- diye yaptığı tetkiklerde bu şikâyet- lerin haksız bir kazanç hırsile değil, hakiki bir ihtiyaç sevkile yapıldığı- nı ve sinemacıların halkın sırtından büyük menfaatlar sağlamaya çalış— madıklarını anlamıştır. Buna rağmen şu ve bu duşuncelerle tarifelerde en küçük bir "ayarlama" dahi yapmak- tan çekınılmektedır Buna mukabil İstanbul Belediyesi sinema tarifelerini çoktan beri yeni duruma göre ayarlamıştır. İstanbul" da Büyük Sinema ile mukayese edile- bilecek hiç bir sinema olmadığı her- kesce bilinen bir hakikattir. Her tür- lü teknik şartlar düşünülerek yapıl- mış olan Büyük Sinemada, Avrupa'da bile pek ender sinemalarda bulunan soğuk hava tesisatı dahi vardır. Mil- yonlara mal olmuş bulunan bu sine- ma yedi seneden beri 61 kuruş vasati fiyatla çalıştığı halde İstanbul'daki - Buyuk Sinemaya asla emsal olabil- mesi mümkün olmayan - sinemalar 100 kuruş vasati fiyatla çalışmakta- Bir sinemanın vitrini Pahalılığa uymak meselesi 21