13 Ağustos 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

13 Ağustos 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu, onların hakiki fikirlerini Adnan Menderese ispat ediyordu alefetin kararının pek çok Demokrat çevrede bile müsbet kar- şılandığı ortadaydı, zira bu çevreler de gidişten şikâyetlerini Başbakana muhtelif vesilelerle duyurmaya çalış- mışlardı. Adnan Menderes huzursuz- luğun mevcudiyetini, hattâ sebepleri- ni bılıyordu Nitekim Nihad Erime: Ben de üzülüyo orum, ben de memnun degılım her şeyi düzelte- cek, her şeyi istediğiniz gibi yapa- cağım. Ama beni rahat bırakın, be- nim üstüme varmayın. Zaman verin, mesafe verin" dediği Nihad Erim ta- rafından arkadaşlarına bildirilmemiş miydi? Şimdi iktidar bir kararsızlık için- deydi. Gazeteciler Ankarâya davet e- dilmişlerdi, — halbuki Başbakan ko- nuşmak niyetinde değildi. Başbakanın Cumhurbaşkaniyle birlikte 5 Ağus- tosta büyük bir geziye çıkacağı rad- yolarla ilân edilmişti, arkadan tehir olunmuştu. Muhalefetin seçimlere iş- tirak etmeme kararı şiddetli bir kampanyaya yol açmıştı. Sonra bu kararın umursanmaması, tezi galebe çalmıştı.' Bakanların — radyolardan yaptıkları konuşmalara da Pazartesi akşamı ara verilm Basın toplant SI Ankrada toplanan gazetecıler için bir "basın toplantısı iklimi" ha- zırlanması nihayet muvafık bulundu. Memlekete getireceği demokrasi için evvelâ, bir iklimi şart gören iktidarın, başbakanın basın toplantısı için bu- na lüzum görmesi tabiiydi. Pazartesi günü Adnan Menderes heyeti başba- kanlıkta Bakanlar Kurulunun top- landığı odada kabul etti. Yumurta şeklindeki masanın başında başbakan oturuyordu, bir taraftan Bayındırlık akanı Kemal Zeytinoğlu, diğer ta- rafında Tekel Bakanı Emin Kalafat vardı. Toplantıda Fuad Köprülü, Fa- tin Rüştü Zorlu, Mükerrem Sarol, Ce- lâl Yardımcı da hazır bulunuyordu Ankara Valisi Kemal Aygün Başba- kanın sağ gerisinde yer almıştı. Ga- zetecilerin içinde en muteber yer Pe- mi Sefa tarafından işgal ediliyor- du. Peyami Sefa geçen seneden yana iktidar nezdinde prestijini pek yükseltmişe - benziyordu. Geçen yıl başbakanın Yeşilköyde — verdiği ye- mekli bir basın toplantısında üstad davet edilmediği görünmüş, bunun üzerine soğuk bir hava esmiş, o sıralarda gözde mevkii işgal eden Ahmed Emin Yalman tarafından dı- şarıya çıkartılmıştı. Şimdi ise baş- bakan kendisine bakanlardan sonra gelen ilk iskemleyi ikram ediyordu. Adnan Menderes kısa konuştu. Gazetecilere, davetine icabet ettikle- rinden dolayı teşekkür etti, sonra onları kalkınmamızın delillerini gör- meye çağırdı. Doğrusu istenilirse bu davet pek az kimseyi tatmin etti. Pazartesi günü Ankaradaki imar fa- aliyeti görülecek, müteakip iki gün Sarıyar ve Hirfanlıya gidilecekti. Başyazarlar bunun için mi getiril- AKİS, 13 AĞUSTOS 1955 ıklımı mişlerdi? Halbuki başbakana sora- cak bir çok sualleri vardı ve bunla- rın ekserisi hiç kimsenin inkâr etme- diği kalkınmamızdan ziyade herkesin şikâyet ettiği demokratik rejimimi- ze aitti. Fakat Adnan Menderes top- lantıda kendisine sual — sorulmasına müsaade etmedi. Gazetecileri bizzat gezdirecekti. Yolda başbaşa bütün meseleler görüşülebilirdi. — Gezintiler sona erdikten sonra klasik bir basın toplantısı yapılabilirdi. Şimdi gazete- ciler tenkid edildiği bildirilen kalkın- mamızı gözleriyle görmeliler, geldik- leri yerlere döndüklerinde bunu mü- dafaa etmeliydiler. Öyle anlaşılıyor- du ki iktidar cicilerini göstermek is- tıyen sevimli çocuklara benziyordu. "Gördüm yavrum onları gordum bi- liyorum, Sen a: ' diye ağız açıldı- ğında göze ba şka bir cici sokan ço- cuklar'gibi İktidar da kalkınmamızın delili olarak ileri sürülen inşaattan başka bir şey üzerinde durmak iste- miyordu. Nitekim, bu "bize mahsus" basın toplantısının sonunda Ankara Valisi Kemal Aygün başyazarları al- 1 ve bütün Ankarayı dolaştırarak gırışılen inşaat faaliyetini gösterdi. sırada bir çok kimsenin aklından şu sual geçiyordu: — Bunun için Ankarâya gelme- ye Jlüzum var mıydı? Halbuki o şurada "Basın toplantısı iklimi" hin hazırlanmakta olduğunu bilmiyorlardı. Demokrasinin ikli- minden sonra, basın toplantısının ik- Mmi... Hususi hasbıhaller Adnan Menderesin söylediği tahak- kuk etti. İç politika meseleleri hu- susi hasbıhallerde ortaya — döküldü. Başbakan iki gün müddetle parti parti gazetecileri otomobiline, sofra- YURTTA OLUP BİTENLER sına aldı ve onlara Demokrat Par- tinin görüşlerini izah ett bunları bir beyanat olarak Si yor, kendilerine İngilizlerin tabiriyle "background" hazırlıyordu. Yani malumat bir temel olacak, gazetecile- rin görüşlerini aydınlatacak, yazıla- rını o sözlerden ilham alarak yaza- caklardı. İki günlük gezintiler esna- sında gazeteciler arasında ufak kıs- kançlık vakaları oldu. Başbakanın il» lâ yakınında olmak isteyenler o yer- ler başkaları tarafından işgal edilin- ce alınıyorlardı. Fakat nan Men- deres bu gibileri o kendisine has se- vimli tavırlariyle mükemmel şekilde idare etti, herkese mavi boncuğun kendisinde olduğu hissini — vermeye muvaffak oldu. Bir tek büyük tatsız- lık, Çubuk gazinosunda Kemal Ay— günün ziyafetinin ortasında yağm run boşanmasıydı. O yemekte Adnan Menderes iki yanına Peyamı Safa ile Hâili Lütfi Dördüncüyü almıştı, ö- teki başyazarlar yuvarlak — masanın etrafndaydılar. Ziyafette bütün ba- anlar, bir çok milletvekili, yüksek memurlar da hazır bulunuyordu. İktidar görüşü hususi hasbıhaler- de ortaya çıktı. Başbakana göre se- çimler dürüst yapıldığı halde seçim- lere boykot kararı vermek bir tek gaye taşıyordu: memleketi yabancı- lara Jurnal etmek. 1946 dan sonra D. e seçimleri boykot etmişti ama 1946 seçimleri ortadaydı. Şimdi o ne- viden yolsuzluklar oluyor muydu? Sandık mı kırılıyordu? Rey mi çalı- nıyordu? O halde muhalefetin seçim- lere iştirak etmemesinin manası ney-, di ? Kalkınmamız Demokrat Parti- Yarın leşecekti. Muhalefet bunu sabote" et- mek istiyordu. Fakat iktidar, eserini korumak azmindeydi. Bomba tesiri yapan havadis infilâkın ilk neticesi: şaşırrma

Bu sayıdan diğer sayfalar: