FEN yükselmiş oldukları biliniyordu. Son- ra daha 1949 da Amerikan Savunma Bakanlığının peykler üzerinde çalış- malara, başlamış olduğu resmen a- çıklanmıştı. Yalnız hepsini Savunma Bakanlığının idare ettiği bu araştır- maların sonuçları gizli kalmıştı. Bu ise milletlerarası — jeofizik ko- misyonunun desteklemesi — sayesinde Amerikalı ilim adamları hükümler- - rini sırf ilmi maksatlarla bir peyk inşasına ikna edebilmişlerdir. Parayı gene hükümet verecek, fakat çalış- maları bağımsız bir teşekkül olan A- merikan Mili! İlimler Akademisi ida- re edecek ve elde edilen sonuçları bü- tün dünyaya bildirecektir. Savunma Bakanlığı sadece peykin roketler va- sıtasiyle göğe fırlatılmasını sağlıya- caktır. Peykin atılması hariç, bütün programın 10 milyon dolar sarfıyla gerçekleştirebileceği tahmin edili- yor. Ruslar da yapacak mı? Amerikanın kararı açıklandıktan sonra Rusyanın bu gelişmeyi na- sıl karşılıyacağı tabii olarak merak ediliyor. Rusya da ikinci dünya har- binin sonundan itibaren roketler ü serinde - kesif bir şekilde — çalışıyor. Sonuçlar gizli tutuluyorsa da Alman roket uzmanlarının yardımiyle Rus- ların büyük gelişmeler kaydettikleri- ni tahmin edenler vardır. Uzay yol- culuğu meselesi de gerek halk ve ge- rek ilim adamları arasında epey za- mandır büyük bir ilgi görüyor. Me- selâ geçen senenin Ocak ayında bu konuda bir beyanat yapan Sovyet İ- limler Akademisi Başkam A. Nesme- yanov "dünya etrafında bir suni peyk yaratmanın ve aya bir uzay gemisi göndermenin bugünkü İlmin imkân- ları arasına girdiğini" — söylemişti. Geçen Mayıs sonunda Moskovada su- ni peyki meydana getirmek gayesiy- le bir ilmi komisyon kurulduğu ilân edildi. Bu heyette meselâ P. Kapitza gibi batının gayet iyi tanıdığı çok değerli bir fizikçi de vardı. Tasarla- dıkları peyke Ruslar "otomatik koz- mik laboratuvar" adını vermişlerdi. Bu laboratuvarda hem hava tahmini gibi dünyaya ait problemlerle hem de uzay yolculuğunun ortaya çıkar- dığı problemlerle uğraşılacaktı. Gö- rülüyor ki Rusların proıesı Amerika- lıların şimdi ilân ettikleri program dan daha iddialı, ve başarılması daha güç, daha uzun zaman istiyen bir pro- jedir. Ne zaman gerçekleştırılecegı soylenmedıgı için "kozmik laboratu- var”" plânı dünya basınında ciddi bir ilgi uyandırmadı. Fakat şimdi Ame- rikalıların daha makul ve mumkun görünen bir peyk plânı ortaya a ları Rusları da bu yola sevkedebılır ve iki devlet arasında ilk suni pey- kin uçurulması işinde yeni bir yarış başlıyabilir. Yarışta favori Amerika- dır ama bir sürpriz olması ihtimalini' bizzat Amerikalılar gözden uzak tut- muyorlar. Peyk nasıl atılaca, Peyki — göğe fırlatmak için' üç kade- meli bir roket sisteminin'Kullanı- lacağı tahmin ediliyor- Bu tertipte ayrı ayrı üç roket peykin altına arka arkaya bağlanır. İlk önce en alttaki roket ateşlenir, bu roket yanıp bi- tinceye kadar bütün sistemi meselâ 50 kilometre yükseğe çıkarır ve ora— da peykten ayrılıp düşer. Bu anda tomatik olarak ikinci roket ateşlenır ve bu da peyk sistemini varacağı son yüksekliğe - meselâ 400, kilometre- ye - çıkardıktan sonra duşer Niha- yet bu yükseklikte üçüncü roket a- teşlenerek peyke dünya etrafında is- tenen hızı verir ve peykten ayrılır. Bundan sonra peyki teşkil eden bas- ketbol topu dünya etrafında kendi kendine yoluna devam eder,. Ameri- kalıların daha 1949 da iki kademeli roketleri 400 kilometreye kadar mu- Vaffakıyetle fırlattıkları bılınıyo Bu akımdan peykin gerçekleştirilmesin- de esas zorluk üçüncü kademededir. ünkü üçüncü roket peyke bir ham- lede yatay doğrultuda saatte 29000 kilometrelik 'bir hız verecektir. Bu hız ne fazla, ne eksik olmamalı, doğ- rultusu da tam yatay bulunmalıdır. Aksi takdirde peyk ya dünya etra- fında devrini tamamlamadan yere düşer, veya dünyadan ebediyen uzak— laşır, uzayda kaybolur gider. Bu lükleri yenmek için muhtelif yollar düşünülebilir. Meselâ ikinci kadem roketi peyke eğik doğrultuda bir hıs verebilir, böylelikle üçüncü kademe roketinin işi kolaylaşmış olur. Yahut başlangıçta bütün sistem yerden de- ğil destratosfere yukselmış bir balon- dan veya bir B - 29 bomba uçağından atılabilir. Bunlar gibi bir çok metot- dan hangisinin en uygun olduğuna ö- nümüzdeki iki sene içinde yâpılacak tecrübe ve hesaplar ' sonunda karar verilecektir. Şu da var ki peykin a- tılmasını Savunma Bakanlıgı üzerine almış olduğu için henüz açığa vurul- mamış gizli buluşlardan da faydala- nılabilecektir. Meselâ Amerika'da kı- talararası roketler inşası üzerinde e- pey zamadır çalışılıyor, — özellikleri hakkında pek bir şey söylenmiyorsa ir kıt'adan başka bir kıt'aya a- tılabılecek böyle bir roketin yapıl- mak ta olduğu ve hattâ isminin de "Atlas" konulduğu biliniyor. Ameri- ka Savunma Bakanlığı için suni pey- kin göğe fırlatılması aşağı yukarı At- las'ın atılmasına benzer bir iş olacak- tır. Suni peykin kendisinin plânları da henüz hazır değildir. Nasıl bir maddeden yapılacağı, tam olarak ve büyüklükte olacağı içine hangi alet- ler konacagı ve dünya etrafında han- gi yörünge üzerinde hareket edeceği önümüzdeki iki sene içinde ka- rarlaştırılacaktır. Peykin atılmasında kullanılacak roket sisteminin tefer- ruatı gizli tutulacaksa da, — peykin kendisine ait plânlar tespit edilir edil- mez tamamen açıklanacaktır. Bilhas- sa peyk dünya etrafında seyrederken bir çok memleketin üzerinden geçe» ceği için yörüngesi hakkında herkese tam bilgi verilecek,peykin otomatik olarak yapacağı telsiz yayınlarını dinliyebilmeleri için de bu yayınla- n dalga uzunluğu her milletin ilim adamlarma söylenecektir. Suni peyk tıpkı ay gibi güneş ışığıyla aydınla- nacağından üzerimizden geçerken O0- nu küçük bir teleskopla veya iyi bir dürbünle kolayca görebileceğiz. Ame- rika'da peykle şiddetle ilgileneceğini tahmin eden bazı firmalar şimdiden küçük ve pratik teleskoplar yapmayı tasarlamıya başlamışlardır. Peyk çok. küçük olacağı İçin göz — görülmesi müşküldür. Fakat iyi bir havada ya güneş doğmak üzere iken veya da- ha iyisi henüz batmışken ufkun üze- rinde hafifçe parlayacak peyki gö- rebilmemiz ihtimali vardır. Aya doğru Suni — peykler yapılacağı haberi et- rafta duyulur duyulmaz bir ço kimsenin ilk düşündüğü şey aya se- yahatin çok yaklaşmış olduğu idi O kadar ki haberin böyle yorumlan- ması New York borsasına tesir etti. Atom motorlarıyla uğraşan firmala- rın hisse senetleri birdenbire yükseldi. Çünkü aya gitmek için derhal atom enerjisiyle işliyen — roketler imaline' başlanacağını sananlar olmuştu. Bu- gün sonra programın mahiyeti anla- şılıp da atom enerjisine burada henüz ihtiyaç görülmediği meydana çıkınca senetler gene eski değerlerine düş- tüler. Halbuki ilk intibaın doğru bir. tarafı vardı. Gerçekten şimdi düşü- nülen şekliyle dahi, içinde insan bu- lunmıyacak bu suni peyklerin uçurul- ması plânı uzay — yolculuğunun ilk merhalesini teşkil etmektedir. Çün- kü bir defa uzayda dolaşmanın baş- lıca vasıtası olan roketler ilk büyük imtihanlarını bir suni peyki uçurmak- la vereceklerdir. Sonra uzay yolculu- ğunun ilk kademesi olan — atmosfer Üzerine çıkma böylece gerçekleşmiş o- lacak, atmosferin dışında dolaşacak gemilerin — karşılaşacakları tehlike- ler - kozmik ışınlar ve meteoritler, gi- bi - ilk defa tecrübe edilecek ve te- sirleri ölçülecektir. Suni peykler sa- yesinde iyonosferin ve daha üstün- deki tabakaların insanların geçmesine müsait olup olmadığı anlaşılabilecek- tir. Ancak bu tecrübeler müsbet so- nuç verirse daha ilerisine gitmek dü- şünülebilir. Beyaz Sarayda gazeteci- lerin sorularına cevap, veren ilim ma- damlarından birinin dediği gibi "u- zayda uçmaya başlamadan Öönce sü- rünmek Zzorundayız"; uzayda sürün- mek de atmosferin hemen üstündeki tabakalarda — dolaşmakla olur. Her- mann, Oberth, Wernher von Braum gibi uzay yolculuğunun Amerika'da- ki en hararetli taraftarlası Eisenho- wer'in tebliğini büyük memnunlukla karşıladılar. 50 seneye kalmadan aya gidileceğine ınandıklarını tekrarladı- on Braun'a göre şimdiki küçük peyklerden sonra sıra insan ve mal- zeme taşıyabilecek büyük peyklerin inşasına gelecek ve böyle büyük bir peykte toplanacak uzay yolcuları Cu- radan aya hareket edeceklerdir. Aya gitmek için başka yollar tavsiye e- denler de vardır. AKİS, D 13 AĞUSTOS 1955