DÜNYADA OLUP BİTENLER Efkârı umumiyenin vicdanı müs- terihti, esasen ayni hissi duymıyacak hiç kimse mevcut değildi. Uzak Doğu Kızıl Çin - Birleşik Amerika Girdiğimiz — ayın ilk günü saçlarını yan ğru taramış iriyarı bir Amerikalı ile asık suratlı, ufak - tefek bir Çinlinin Cenevre'deki Milletler sa- rayında karşı karşıya gelmeleri geçen hafta bütün — dünyayı meşgul etti. Gerçi bir Amerikalı ıle bir Çinlinin karşılaşması şimdiye kadar görülme- miş bir olay değildi, fakat çekik göz- lü adamın Kızıl Çinin temsilcisi ol— ması meseleye bambaşka bir öne veriyordu. İkinci Cihan savaşının so- na ermesindenberi ilk defa olarak Amerika Birleşik Devletleri, - Ko- münist Çinle, Büyük Elçiler kademe- sinde de olsa, iki taraflı bir müzake- reye girişmeyi kabul etmiş bulun-' maktadır Çin - Amerikan anlaşmazlığı Hatırlardadır. ki, Amerika Birleşik Devletleri Kızıl Çini ötedenberi U- zakdoğu muvazenesi için bir rakip olarak görmüştür. Bu rekabet İkinci Cihan Savaşı sonrasının en tehlikeli buhranlarına yol açmıştı. Bu buhran- ların ilki Kızıl Çinin Kore harbine müdahalesi sonunda patlak vermiş ve yeni bir dünya harbi ancak Ameri- ka'nın Avrupalı müttefiklerinin tel- kinleri ve Truman'ın Mc. Arthur'tin azline kadar giden temkinli siyaseti ile önlenebilmişti. İkinci tehlikeli buh- ran ise, 1953 yılında Çinlilere esir dü- şen ve casusluk yaptıkları iddia edi- lerek muhtelif ağır hapis cezalarına çarptırılan onbir Amerikan havacı- sının, Pan-Mum-Jon mütarekesi hü- kümlerinin aksine, Amerika Birleşik Devletlerine iade edilmemesi üzerine çıkmıştı. Sonuncu ve en tehlikeli buh- ran ise, bilindiği gibi, Komünist Çi- nin Formoza Hükümeti idaresinde bulunan bazı küçük adalara - Tasc- hen adalarına - karşı taarruza geçme- si üzerine meydana gelmiştir. Kızıl Çin giriştiği bu taarruzla bir taraf- tan Taschen adalarını Milliyetçi kuv- vetlerin elinden kurtarırken, diğer ta- raftan da halâ Pormoza'da gözü oldu- ğunu ve sıranın bir gün de bu adaya geleceğini anlatmak istiyordu. Ame- rika'nın bu taarruza karşı verdiği ce- vap enerjik ve tesirli olmuştur. Baş- kan Eisenhovrer bu sularda bulunan VII. Amerikan filosunu Milliyetçi Çi- ne yardımla görevlendirmiş ve For- moza'ya karşı yapılacak bir taarru- jnın Amerikan kuvvetlerı .tarafından karşılanacağını bildirmiş Bu son nazik durumdan bu yan Formoza boğazında nisbi bir sükünet temin edilmiş, fakat tam bir ateş kes durumu kararlaştırılamamıştır. Muhasamat her dakika yeniden baş- layabilir. Son günlerdeki durum ormoza boğaz'ındaki durumun ger- ginliğine rağmen, son günlerde, Çin - Amerikan münasebetlerinde bir yumuşama müşahade edilmekteydi. öyle anlaşılıyor ki, Kızıl Çinin gaye- erine - Formozaya sahip olmak ve Birleşmiş Milletler Teşkilâtında yer almak bu gayelerin başlıcalarıdır - kuvvet yoluyla ulaşamıyacagına aklı kesmiş bulunuyor. Bu yüzden kendi- si de, Moskova ile beraber bu gün- lerde bir sulh taarruzuna geçmiştir. Birleşik Amerika'ya gelince, bu mem- lekette de Kızıl Çinle mevcut ihti- lâfları anlaşma yoluyla halletme te- mayülleri belırmıştır Halbuki Ameri- ka öteden Kızıl Çini bir devlet olarak tanımamakt ” Çın" konsepsiyonunu kabule — yanaşm maktaydı. Artık Birleşik Devletlerm de tek bir Çin politikasının kendisini ıkmaza götüreceğini takdir ettiği anlaşılıyor. İki devlet arasındaki anlaşmazlık- ların müzakere yoluyla halledilmesini ilk teklif eden Çu-En-Lay olmuştu. Kızıl Çin Başbakanı, geçen Nisan a- yında Bandung'ta toplanan Asya-Af- rika Konferansında, Uzakdogu ger- ginliğini izale için Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmeye ha- Zzır oldugunu bildirmişti. Washington bu teklifi eğer konuşmalar Formoza- nın mukadderatı hakkında olacaksa Milliyetçi Çinin de iştirakini temin etmek şartıyla kabul etmişti. Karşı- lıklı teklifler sonunda bulunan hal tarzı şu olmuştur: Müzakereler - Mil- liyetçi Çinin iştiraki olmaksızın - A- merika Birleşik Devletleri ve Kızıl Çin arasında cereyan edecek, fakat mevzu bakımından olduğu kadar temsilcilerin kademesi bakımından da sınırlı bir mahiyet taşıyacaktı. Komünist Çin ve Amerikan dip- lomatlarının bu hâl tarzına uygun olarak bir masa etrafında toplanma', lan ancak içinde bulunduğumuz ayın ilk günü mümkün olabilmiştir. Top- lantıda Amerika Birleşik Devletlerini Prag Büyükelçisi ve Uzak Doğu işle- ri Mütehassısı Alexis Johnsson, Kazıl çini ise Varşova Büyükelçisi Wang Ping-Nan temsil etmekteydiler. Esirler meselesi Cenevredeki Çin - Amerikan müza- kereleri bütün dünyayı hayrette bırakan bir hadise ile başladı: Pekin radyosu, Elçi Johnsson ile Wang Ping-Nan'ın Milletler Sarayında bu- luşmalarından tam bir saat önce yap- tığı yayınında, Çinde, en Kasım ayında casusluk suçuyla muhtelif a- ğır hapis cezalarına çarptırılmış bu- lunan on bir Amerikan havacısının serbest bırakıldığını bildirmişti. Bu haber bütün dünyada, yarattığı ilk hayretten sonra, derın bir memnu- niyet de uyandırmıştır Zira, yukarı- da da işaret ettiğimiz gibi, b hava- cıların Çinde mevkuf tutularak "ca- sus" oldukları bahanesiyle ve bütün esırlerm mübadelesini derpiş eden n-Jom mütarekesine aykırı olarak iadeye tabi tutulmamaları Çin Amerikan — münâsebetlerindeki ger- ginlik unsurlarından biri ve belki de başlıcasıydı. Mesele geçen senenin sonlarına doğru Birleşik Devletler ta- rafında Birleşmiş Milletler Assamble- sine getirildiği zaman, Birleşmiş Mil- letler Genel Sekreteri Dag Hammar- skjöld Assamble tarafından bu me- seleye bir hâl çaresi bulmakla görev- lendirilmişti. Fakat Genel Sekreterin sene başında Kızıl Çine yaptığı seya- hatten eli boş döndüğü hatırlardadır. Bundan başka bu meselenin Ce- Amerikanın temsilcisi elçi Johnsson Prag'da oturur, uzak doğu sözcüsü AKIS, 13 AĞUSTOS 1955