YURTTA OLUP BİTENLER. canlı bir yerinde, Fenerbahçeliler a- rasında oturan, Galatasarayı tutan, aslında Beşiktaşlı Mehmed Girlay a- dında 18 yaşında bir tesviyeci, 19 ya- şındaki seyyar kemancı Kuzgun isimli Fenerbahçelıden ye- diği yumrukla sancılanmış, az son- ra da ölmüştü. Polisler kazaen katil olan delıkanlıyı yakalamışlar, İbra- kkında ölüme sebebiyet ver- me su! çundan tahkikata girişilmişti. Zabıta elbette ki böyle bir hadiseyi önliyemez, olsa olsa vak'adan sonra suçluyu yakalardı. Nitekim, vazife- sini yapmıştı. Fakat taraftarların maçtan evvel- ki hazırlıklarından pek ala haberdar olabilirdi. Hakikaten Galatasaraylı- lar Fener renkleriyle süslü, Fener- bahçeliler Galatasaray renkleriyle süslü tabutlar hazırlamışlar, bunları şehir içinde dolaştırmak için kam- yonlar tutmuşlar, yahut peylemiş- ler, guruplar, kafileler kurmuşlardı. Yenen takımın taraftarları, galibi- yetin tadını tam mânasile çıkaracak- lardı. Talih kuşu, Fenerbahçenin 0- muzuna konm Vali Gokay, maçta hazır bulunıı- yordu. Vali Gökay ne sporcudur, spordan anlar, ne de futboldan zevk alır. Fakat mühim maçlarda kendini alkışlatmak için stadyoma mutlaka gelir ve numaralı tribündeki yerini unu gene ihmal etmemiş, fa- kat biraz sonra vukua gelecek hadi- seleri önlemeyi ihmal etmişti. Halbu- ki Istanbulun enerjik valisi şehir i- inde nümayişler yapılmasına karşı ne kadar titiz olduğunu Hüseyin Ca- hidin 80 yaşma bastığı gün caddele- ri makineli tüfeklerle mücehhez as- kerlere tutturmak suretiyle ispat et- mişti! Üstelik o gün yapılacak ola- nın ne olduğu da tedbirlerin alınması sırasında malüm değildi. Fakat vali Gökay kehanet sahibiydi. mış ve muhtemel müessif hadiseleri önlemişti. Belki de kehaneti, Anka- ra seması yıldızlarına bakmış olma- sından ileri geliyordu. Bu defa bak- mamıştı. Dolmabahçeden hareket S tada çok sayıda emniyet kuvveti getirilmişti. Ama bunlar, kalaba- lığı dağıtmaya çalışıyorlardı. Futbol- cuları selâmetle uğurlamışlar, öteki seyircilerin de çıkıp gitmesini bekli- yorlardı. Halbuki aynı sırada bir ka- üle Dolmabahçeden hareket etmişti ümüşsuyu yoluyla Taksime çı- kıyordu Kafileye davullar, zurnalar refakat ediyordu. Bir taksinin üze- rinde sarı-kırmızı renklerle süslü ta- but vardı. Taraftarlar tabutu ve nü- mayişi çoktan hazırlamışlardı. Şimdi yaptıkları, plânın — tatbikinden iba- Eğer emniyet kuvvetleri basiret gösterip kalabalığı hemen orada da: ğıtsalardı sonraki müessif hadisele- rin hiç biri olmazdı. Fakat Gökay'ın basireti, sanki bağlanmıştı. Kafileye müdahale edilmedi ve Taksime ka- dar, gittikçe kalabalıklaşarak çık- masına müsaade edildi. 8 Aynı anda şehrin muhtelif taraf- larında başka Fenerbahçeliler başka nümayişler yapıyorl ardı. Eller bayraklar, dövizler almış- lar, kamyonlara dolmuşl r bahçeden Bebeğe, Bebekten Rumelı- hisarına, Rumelihisarından — Rumeli kavağına dolaşıyorlardı. Vapur se- ferleri tamamile altüst olmuş vazi- yetteydi. Kadıköy vapurları adam almıyordu. Numayışler orada da de- vam ediyordu. Kafileler, kamyonlar, otobüsler birbirini takip — ediyordu. ir zafer kazanılmış veya bütün antidemokratik kanunlar bir anda ortadan kaldırılmıştı. Her yer- de Fenerbahçeliler bir bayram hava- ifade veren katil Spor sı yaratıyorlardı. Buna mukabil Ga- latasaraylılar sessiz ve sakindi. Lâf söyliyecek ne halleri kalmışta, doğ- rusu ıstenırse ne de yüzleri.. Yenil- mişler Asıl kafile - yani tabutlusu - sa- at tam 18.05 te Parmakkapıya, Ga- latasaray kulübünün önüne geldi. O- rada da hiç bir tertibat alınmış de- ğildi. Polis ve jandarmalar hâlâ Dol- mabahçe stadında bekleşiyorlardı. Alakalılardan hiç biri, muazzam filenin Galatasaray kulııbu önünde nümayiş yapacagını kestirememiş iniydi? Tam on a orada taraf- lar birbirine gırdı Allahtan ki ku- lübün kapı ve pencereleri demir par- maklıklıydı. Galatasaraylılar azgın kalabalıga karşı o suretle kendileri- ni müdafaa ettiler. Bu sırada kafile- nin elebaşıları bıçaklarını da çek- mişlerdi, öyle hücum ediyorlardı. Ne olmuştu, bu azgınlığa sebep neydi Maç, son derece guzel ve nezih ol- muştu.. Ama kafilenin önüne Dolma- bahçeden itibaren hiç kimsenin çık- maması elebaşıları azdırmıştı. Can- ları yakıp yıkmak istiyordu Yaralananlar oldu. Dövülenler da- ha çoktu. Bu sırada Galatasaray ku- lübünden zabıta haberdar edilmişti. Stadyumdaki kuvvetler ve inzibatlar süratle geldiler. Fakat olan olmuştu. Bazı Fenerbahçeliler yakalandılar. İddiaya göre bunların başında millt boksörlerden Tayyar vardı. Tayyar nezaret altına alındı. Bizzat emniyet müdürü gecikmiş harekatı idare e- diyordu. Bu sırada a kuvvetler de şehrin diğer taraflarındaki nüma- yişçileri dağıtmaya çalışıyorlardı. İs- tanbul, tek kelimeyle altüst olmuş- Sokaklardan geçme tehlikeli bir hal almıştı. Nümayişçiler polis ge- lince, ellerindeki tabutla beraber Be- yoğlundan aşağı inmişler, Galatasa- ray Lisesine gelmişlerdi. Tabutu, ora- ya sokmak istiyorlardı. Fakat mek- tebin hademeleri ve talebelerinden bazıları tabutu aldıkları gibi tahta- larını Fenerlilerin başına geçirdiler. Orada da kapıların demir parmaklık- l olması işe yaramış, içerdekiler mu- hasaraya mukavemet etmişlerdi. Galatasaray kulübünün Bebekte de bir şubesi vardı. Kamyonlu nü- mayişçiler oraya hücum edebilirler- di. Tertibat alındı. Sanki şehirde Ör- fi idare ilân edilmişti. Boyle bir ka- rışıklık görülmüş şey değildi. Hava tamamiyle kararmış, saat 20 yi geçmişti. Emniyet kuvvetleri vaziyete hâkim olmuştu ama, biraz geç kalmıştı. Beyoğlundaki arbede yatıştırılmıştı. Buna mukabil şehrin bir çok yerinde sokaklar Fenerlilerin ve o bahaneyle onlara karışanların naralariyle çınlıyordu. Bilhassa Ka- dıköyün pek çok yerinde, âdeta uyu- manın imkânı kalmamıştı. Bu hal, gece yarışma kadar devam etti. Sa- at 18 sularında durum valiye haber verilmiş, o da "gerekli sert tedbir- in alınmasını emretmişti. Gala- tasaray kulübüne tecavüz edenlerle bir kaç kamyonun sahibi tevkif edil- diler. Hem gürültü çıkarmışlar, hem de yolları işgal etmişlerdi. Aslına ba- kı ırsa bunun adı, düpedüz nümayiş- Böylece Galatasaray ile Fenerbah- çe arasındaki 150 nci maç iki gol, bir ölü, dört yaralı ile sona eriyordu Gollerin mesulü kaleci Turgay ölü- nünkü kader, yaralılarınki ise İstan- bulda asayişi teminle mükellef olan- lardı. D.P. Egede karışıklık T amim, Fuad Köprülünün imzasını taşıyordu. Ama, yabancı devlet- lerden bırıne verilmiş bir nota değil- isadaki D.P. teşkilâtına gön- derılmıştı Dışışlerı bakanı aynı za- manda Demokrat Partinin tayinle iş basma gelmiş Genel Başkan vekili- dir. Tamimde, parti — kongrelerinin AKİS, 19 MART 1955