YURTTA OLUP BİTENLER. madiği bir defa daha belirtilecekti. Tabii İnönü, hiç bir isim söylemiye- cekti. Fakat anlayana sivrisinek saz idi.. cak, insan anlamak istemezse veya anlamamış görünürse zurna bile tesirsiz. kalmaya mah- kümdu. Belediyenin lütfu K ongre, büyük bir alâyiş — içinde, Sporve Sergi Sarayında yapılacak- tı. İstanbul Belediyesi bu sefer Muha- lefet partisinin de, tıpkı iktidar parti- si gibi kongresini orada toplamasına müsaade etmişti. Madem ki hava yu- muşamıştı, İstanbul Belediyesi de el- bette ki buna uyacaktı. Fakat mü- saade, Ankaranın mutabakat ve mu- vafakatı alındıktan sonra verılmıştı. et, "küçük politika" nın ken- disine bir fayda sağlamadığını görüp anlamış, başka bir yol tutmuştu. olmamaya imkân yoktu. İs- tanbullu Halkçılar da sevindiler.. Yaramazlık — etmemişlerdi, — iktidar baba onları sevindirmişti. Hava öylesine yumuşaktı ki, bazı gazeteler Başvekil Adnan Menderes - in de kongreye davet edildiğini yaz- ilar. Bunun aslı yoktu. Adapazarın- da bır bucak böyle bir davet telgrafı- nı - hem de el öperek - çekmiş, fa- kat Genel Merkez bütün teşkilâtına derhal bir tamim yayınlıyarak Ad- nan Menderesin sadece Hükümet re- isi değil, aynı zamanda Demokrat Partinin de Genel Başkam olduğunu bildirmiş, eğer kendisile bir temas yapılacaksa bunun merkez tarafın- dan yapılacagını haber vermiş ve cak, bucak, ilçe veya illerin kendı- lıklerınden her hangi bir harekete gi- rişmemelerini ehemmiyetle tebliğ et- mişti. Bu tamim karşısında bir da- vet bahis mevzuu olamazdı. Hem fi- ilen İlhami Sancarın liderliğinde bu- lunan İstanbul teşkilâtı, iktidarın e- , eteğini öpme pahasına elde edi- lecek yumuşamanın şiddetle aleyhin- deydi ve Sancar Parti Meclisinde Ni- had Erimi en ziyade şiddetle tenkit edenlerin başında yer almıştı. Sade- ce Nihad Erimi değil, Parti içinde hizipler kurma gayretinde olanları... dan, şu satırlar intişar et- tıgı zaman başlamış olacak kongre- nin "enerjik" bir hava içinde cere- yan etmesi bekleniyordu. Başkanlık meselesi K ongrenın halletmesi gereken bir baş mesele daha vardı: İl başkanlığı! Şimdiki başkan Tacet- tin özgüder herkesi memnun etmış- ti. Fakat başkanlıktan ayrılmak ni- yetindeydi. Yerine kim gelecekti? Bir namzetten bahsediliyordu: Fehmi Atanç. Fakat Fehmi Atanç, Prof. Gökay'a olan yakınlığı yüzünden kâ- fi derecede emniyet vermiyordu. Bu- na mukabil ondan başka göz doldu- ran talip de yoktu, İlhami Sancar gurubu, Fehmi Atançı istemiyordu. Fakat, kim İl başkam olabilirdi? Halk Partisi kongresi, bu defa da bir iç meselenin halli için zamanının 10 buyuk bir kısmım ayırmak orun- aydı. Zaten kongreden evvel çok hararetlı kulis faaliyeti olmuştu üyük bir kısmı- Erim meselesi" ne ayrı- lacağı ise zaten belliydi. Halkçı'nın politikası şu anda devam eden bütün kongrelerde olduğu gibi İstanbul kongresinde de Tred edilecekti. Hem İhtimal ki, öteki kongrelerden de şiddetli şekilde.. Üstad, 100 bin liralık cezasını affettirmek için el- bette istediğini yapabilirdi. Buna hiç kimsenin karışmaya hakkı yoktu. Fakat meramına ermek için partiyi ortaya sürmesi, bir hızıp yaratma gayreti tasvip edilemez Halk Partisinin Erım takip et- mediği, bir defa daha belli oluyordu. Bi tun bu işlerden partinin kazancı ise, "1950-54 arasındaki Erim usulü menü muhalefet ten kurtulmasıydı. a bunun şerefi de partiye değil, bızzat Menderese aitti. Havayolları Yeni imkânlar B ütün havayolları ileri gelenleri, Bakanlık temsilcileri hava mey- danında bulunuyordu. Platin şurasın- da burasında yenı ve pırıl pırıl u- r vardı, İngiltere'den yeni gel- mişlerdi, fabrika isimleri "Heron" idi. Uçakların servise çıkmadan önce gazetecilere gösterilmesi arzedilmiş- ti. Gazeteciler uçaklar ile bir "Anka- raüstü turu" yaptılar ve döndüler, in- tibaları mükemmeldi Devlet Havolları bır buçuk sene- den beri "gençleşme ve yenileşme" nin faaliyeti içindeydi. Bir buçuk se- neden beri elde mevcut uçaklara ye- nilerinin katılması maksadı ile büt- çeden tahsisat koparılması için mü- cadele edılmıştı Daha sonra bizim memleketin iç naklıy tına uygun dü- şecek uçak dipleri bulunmasıyla uğ- raşılmıştı ve Ingıltereyle yapılan te- maslar müsbet neticeye bağlanmıştı. HÜKÜMET KAPISI Yeni gelen Heron uçakları - tür- lü isimler aldılar - dört motorlu idi. Uçuş kabılıyetlerı, hızları ve teknik bakımdi oldukları evsaf diğer- lerine nazaran çok üstün idi. İngilte- re, yedi Heron uçağını bu sene tes- lim etmişti. Uçakları derhal servise çıkarmak, fakat resmi servise koymadan önce bazı servislerde hususi uçuşlardan geçirmek kararı alındı. Nitekim, Heron uçakları yaz servisine geçilin- ceye kadar, İstanbul - Bursa - Balı- kesir - Bandırma - Çanakkale - İz- mir ve Ankara arasında çalışacak- lardır. Yaz servisi de 21 martta baş- hyacaktır. Heron uçakları yolcu adedi bakı- mından küçüktür; on beş kişiliktir. Fakat makine bakımından, surat ba- konfor bakım ü bir tanesi vardır ki bundan susi surette kendi basma seyahat et- mek istiyenler için "mükemmel" vas- fim haizdir. Çünkü bu dört motorlu yedi kişilik Heron uçağını Devlet Hava Yolları "hususi taleplere karsı" kullanmak kararındadır. u hususi uçak ile İstanbul'a gitmek, iki oto- mobil tutmak kadar ucuzdur, yedi yüz veya sekiz yüz liraya Ankara dan İstanbul'a bu hususi uçak ile se- yahat imkânı bu gun herkesin elin- d - parası peşin! Şimdi Devlet Hava Yollarının e- lınde 21 uçak bulunuyor. kla- rın yedisi. Heron, dıgerlerı Duglas tipi uçaklardır. Duglas tıpı uçakların büyük kıs- mı Hollanda'da revizyon görmüştür; en iyi şekle sokulmasına çalışılmış- tır. Dört motorlu uçaklar bizim için bir adımdır mdilik sadece Yakın Doğunun bazı memleketlerıne yapı- lan dış seferler, bir zaman sonra da- ha da genişlemek istidadını bulacak- tır. Bu da zaman işidir, faaliyet isi- dir, nihayet para işidir. Uçak bizim için pahalı bir nakliyat vasıtasıdır, fakat vatandaşın zamandan kazanç bakımından gösterdiği hassasiyet, uçak sistemimizin gelişmesine yol açmıştır Bütün bu masraflı işlere rağmen, Devlet Hava Yolları idaresi, fiyat- larda bir ayarlamayı duşunmemekte— dir. Eski fiyatlarla Heron uçaklarına binebilmek imkânı mevcuttur. Gali- a zam, bir ona yoktur! Devlet Hava' Yolları meseleleri ehemmıyetle ele alıp, daha fazla ve geniş bir itibar ile hareket etmeğe başladığı anda, Türk havacılıgının bütün dünyaya yayılmaması için hiç bir sebep yoktur. Nitekim, eldeki u- çakların dört motorlu olması, Devlet Hava Yolları için bir dönüm nokta- sıdır. Bu dönüm noktasının ilerisi ıse, yarı tepkili uçaklara gidiştir. Bu gi- dişteyiz, ayni hızla devam etmeliyiz. AKİS, 19 MART1955