AKIS Haftalık Aktüalite Mecmuası Denizciler Caddesi Yeni Matbaa - Ankara P. K. 582 — Tel: 18992 Fiatı: 60 Kuruş * İmtiyaz Sahibi Metin TOKER * Yazı İşterini fiilen idare eden: Cüneyt ARCAYÜREK * Ressam: İzzet ÇETİN - Karikatür: TURHAN Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS — HÜSEYİN EZER * Klişe : Doğan TORUNOĞLU * Abone — Şartları 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 11 lira 1 senelik (2 nüsha) : 24 lira İlân — Şartları: 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 lira * Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz Sir Anthony Eden Inflüenza'ya yakalanan Vekil Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları D emokrasimize hâs garip siya- si âdetlerimizin arasına - Cum- hurbaşkanını alkışlayıp ayağa kalkmamak, ayağa kalkıp alkışla- mamak v.s., v.s.... - son senelerde bir yenisi ve gülüncü daha katıl- mışa benziyor. Devlet adamları- mızdan biri, beynelmilel temaslar asrı olan yirminci asrın ikinci ya- rısında, ayağını hudutlarımızın bir karış ötesine atmaya görsün. Ge- liş ve dönüş günü hemen bütün emniyet teşkilâtı seferber oluyor, bahis mevzua zatın geçeceği yol- ların üzerindeki dükkânlara polis- ler sıkı emirler verip bunların sa- hiplerini bayrak asmaya — mecbur ediyor, civardaki apartmanların kiracılarına konfetiler, serpantinler dağıtılıyor, okullar ta- til edilip derslerinden alıkonan ço- cuklar, başlarında hocaları ile caddelere dökülüyor, mesleki te- şekküllerden azalarına gelen mek- tuplarda kendilerine yolun nere- sinde yer ayrıldığı bildiriliyor, va- liler seferber olup zafer takları ku- ruluyor - hangi zaferi kutlamak için? - itfaiye merdivenlerine itfa iye neferleri sıralanıyor, fabri lar işçilerini "karşılama törenine iştirak" e zorlanıyor, zaten o sıra- da da elektrikler ne hikmetse ke- silip makineler çalışmaz hale geli- yor, küçük ların eline sepetler içinde çiçekler veriliyor, kira ile tutulmuş adamlar dövizler yükle- niyı e ertesi gün iktidar ga- zeteleri filân veya falan şehrin, fi- lân veya falan zatı "bağrına bas- tığını" 72 puntoluk harflerle ilân ediyor Evet, ortada övünülecek bir şey vardır. a o, gayretkeşlerin gös- terdikleri gayretten ibarettir. * D evlet adamlarımızın, u ter- tipli gösterileri halkın kendi- lerine sevgi tezahürü zannedecek kadar saf olduklarını iddia etmek onları tanımamak olur. Nitekim Başvekil Adnan Menderes bir ve- sileyle Ahmed Emin Yalmana bun- ların samimiyetine inanmadığını açıkca söylemiş ve üstad bunu ga- zetesine yazmıştır. Türkiyemizde, merak saikası hariç, hiç kimse bir yağmurlu günde bildiği, tanıdığı bir devlet adamını alkışlamak için, bırakınız saatlerit* bir kaç dakika bile yol üstünde beklemez. Zaten devlet adamlarımız da pek âlâ bil- mektedirler ki rastladıkları kala- balık, mekteplilerden veya işçiler- den muteşekkıldır Bir de gelip ge- çenlerden Radyonun spikeri - tarafından bır yazılı kagıt uzeı'ınden okunan “sevgili", "sevimli", "eşsiz" gibi tâbirlerin veya onların anlattıkla- rı hikâyelerin devlet adamlarımızı aramızda ikna edebileceğini de zannetmiyo- ruz. Fakat, inanmadığımız bir şey daha vardır: gayretkeşlerin, bu tertibatı, alâkalı zevatın imi rızası hilâfına aldıkları. Bunu id- dia etmek de onları tanımamak olur. Hattâ sadece hoşa gitmek, göze girmek için bunların yapıldı- gı hususunda da mütereddit bulun- duğumuzu ifade etmek isteriz. Böyle bir şey iki defa yapılır, uç defa yapılır, bılemezsınız dört fa yapılır... Ama, âdet haline gır— di mi, siyasi temayullerımız arazı- na katıldı mı başka bir sebep ara- mak icap eder... D aha eski Yunan veya eski Ro- manında halkın bu gibi gosterılere meraklı olduğu bilinir- di. Kumandanlar, — imparatorlar prestijlerini böylece ayakta tutar- lardı. Bayrak, davul, boru, tram- pet ve alkış şahısların manevi kudretlerini perçinler. Almanyada Hitler, iktidarı aldıktan sonra Meclisteki ekseriyeti de ele geçir- mek için tertiplediği seçimlerin a- refe gecesi dağlarda ateşler yaktır- l ekoru yarat- mıştı. Mussolini'ye gelince süslü üniformalardan, kaz adımların dan, muhteşem törenlerden bekle- dıgı başka şey değildi. Nihayet İn- gilterede, kral ailesine karşı dev- letin gayretiyle ve sık sık renkli filmlere has çerçeve içinde belirti- len sevgi ve alâka da Büyük Bri- tanya camiasını ayakta tutan mü- esseselerin yıkılmaması içindir. Bizansta büyük yarışlar, Roma- da gladiyatör döğüşleri tertipleni- yorsa bunlar hep bir takım şeyle- ri unutturmak, nazarları başka yerlere çekmek içindi. Almanyada ve İtalyada diktatörler şahsi nü- tuzlarını hep şaşaalı törenlerle kuvvetlendirmeye çalışmışlar, simlerini ve resimlerini halka bel- letmişleri hakikî demokrasilerde, hakikt demokrat devlet adamları- a bu gibi suni ve şatafatlı mera- sımler tertiplenmez. İngilterede urchill, en mühim seyahatlerin- den dönüşte bile, hattâ memleketi- ne sahici zafer dahi getirirken şu son günlerde bizde görülen şekil- de karşılanmamıştır. Adenauer'e zafer takları yapamamış, Başkan Eisenhower bunların altından geç- memiştir. Nihayet Fransada Möendes - France "Her Fransız bir Napolyon olabilir" levhalariyle karşılanma- mıştır. Halbuki bizde, şımdı sık sık ele verilen levha şudur: er Türk. bir Atatürk olabilir" Saygılarımızla. AKİS