SPOR Maçtan sonra Yorgunluk böyle çıkar mensubu olduğu için, aynı zamanda Beden terbiyesi bölge başkanı olan valinin emri ile Ankara bölgesinin bulduğu kombinezonla Roma'ya yol- lanmıştır. Milk Takım kadrosu tesbit edildi 3 Nisanda Fransa ve 15 Nisanda Mısır milli takımiyle karşılaşacak olan Milli takımımızın 35 kadrosu perşembe gunu ve soğuk bir havada üçüncü antre- manını Mithatpaşa stadında Elektrik takımına karşı yaptı. Cumartesi ve Pazar günü mühim maçları olan Fe- nerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaşlı oyuncular antremanda sadece kültür fizik hareketleri yaptılar. Diğerleri yani İzmir, Ankara, Adana bölgesi ve İstanbul'un dıger kulüplerinin o- yuncuları seleksiyoner Necdet Er- demin ve antrenörün, hattâ diğer fe- derasyon üyelerinin karşılaşmayı ba- şından sonuna kadar takip etmeleri idi! Nihai kadro pazar günü yapılan Fener - Galatasaray maçından son- ra Mithatpaşa stadında toplanan fe- derasyon üyeleri tarafından — tesbit ve ilan edildi. Ufak tefek hataların mevcut oluşu ilerde bu hataların te- lâfi edilmesine imkân veriyordu. Tes- pit edilmiş olan elemanlar şunlardır: Galatasaray: Turgay, Ergun, Su- ât. eşıktaş Bülent, Ercan, Nazmi, Coşkun, Recep. ğ Rahmi Fenerbahçe: Selâhattin, Basri, Naci, M. Ali, Fikret, Lefter tamirden: Bayram, Metin. Federasyon, tebliğinde, Romada yapılacak olan Ordu Milli maçına iştirak edecek olan futbolcuların kadroya sonradan alınacağını bıldır— miştir. Bu sebeple Kadri, Rıdvan Mustafa, Nedim gibi kıymetler mılh takım kadrosunda yer — almamıştır. Milli takım çalışmaları sonunda tas- 34 pit edilecek olan nihai kadro 28 Mart pazar günü kampa alınacak ve kamp 3 Nisan tarihine kadar devam ede- cektir. Kulüpler Fenerbahçede karışıklık O sman Kavrakoğlu hem Avukat, hem Rize Milletvekili ve hem de son aldığı rütbe ile Fenerbahçe ku- lübü Umumi kaptan vekili ve Baş- kanıdır. Kavrakoğlu son defa uğranılan muvaffakiyetsizliklerden — sonra — İs- tanbul'a geleri pazartesı ek 7 Mart günü Park Otelde idarecilerle, 8 Mar sah günü Kulüp lokalinde futbolcu— larla ve 9 mart çarşamba günü de gene Park Otelde basın mensupları— na verilen bir ziyafette tam üç g üst üste uzun uzun nutuklar soyle— di. AKİS bundan evvelki yazıların- da Fenerbahçe kulübünde bir iç kri- zin mevcut olduğuna temas etmişti. Krizin muayyen sebepleri vardı. İda- re heyeti ile başkan Kavrakoğlu a- rasında bir anlaşmamazlık mevcut- tu. Durumu kurtarmak ve Fenerbah- çeye iyi bir istikamet verebilmek için evvela 1darecılerle başkanın anlaşma- sı icap ediyordu. İşte 7 Mart pazarte- si günü Park Otelde işe bu taraftan başlandı. Kavrakoğlu Ankarada ba- sına verdiği bir beyanatta uğranılan mağlübiyetlerde kendisinin — hissesi ulunmadığım izaha çalışmıştı. Bu hal idare heyetinin canını fazlası ile sıktı. İdareciler kazanılan muvaffa- kiyet veya uğranılan hezimetten bir bütün olarak hepimiz ayni derecede mesulüz demişlerdi. Dört saat süren ilk toplantıda mühim kararlar alın- mıştı. Evvelâ oyuncuların lâkaydisi- ne bir son verilecekti. Hattâ icap e- derse bir tasfiye dahi düsünülüyordu. Bu işleri yapabilmek işin Umumi kaptanlığa sert mizaçlı birinin getı— rilmesi lâzımdı. Nitekim Kavrakoğ- lu. Havrullah Güvenir'in arzusu üze- rine muvakkat kaydı ile Umumi kap- tanlığı da uhdesine aldı. Böylece aile toplantısı adı verilen toplantıda, ida- reciler birbirleriyle tam olarak mu- tabakata vardılar. Futbolcularla konuşma E rtesi gün Fenerbahçe kulübünün lokalinde bütün futbolcuları kar- şısına alan Kavrakoğlu bazan sert, bazan da yumuşak bir eda ile tam kırk beş dakıka konuştu. Kavrakoglu : — "“Büyük sermaye ve emek ya- tırmış olmamıza rağmen bu sene ta- kımımız arzulanan neticeyi alamadı. Sizler spor dunyamızın en kıymetli elemanlarısınız. En iyi tesislere ve çalışma imkânlarına sahipsiniz. Bu- na rağmen neden muvaffak olamadı- nız? — Kulağımıza — arkadaşlarınızla geçınemedıgınız sözleri geliyor. Bu doğru mudur? Eğer varsa söyleyin. bız bir ağabey olarak aranıza gire- lim ve bu geçimsizliği ortadan kaldı- ralım" dedi. Oyuncular söylenenleri — sessizce dinliyorlardı. Başkan bir iki defa da- ha ihtar etti. Fakat hiç bir cevap a- lamadı. Kavrakoğlu devamla: — "Emniyet mağlübiyetinin ak- şamı idi. Ankarada Adıyamanlılar a- dına verilen bir ziyafette bulunuyor- um. Reisicumhur vekili Refik Koral- tan, Meclis Reis Vekili Tevfik Deri ve bazı mebuslar da toplantıdaydılar. Emin olun, salonda bir ölü sükütu vardı. Kimse gülmüyor ve eğlenmi- yordu. Bunun üzerine Tevfik İleri, bir kulüp yener veya yenilir, bunu i- zam "etmemeli, dedi. Görüyorsunuz ki çocuklar, sizlerin spor sahasında başarısızlığa ugramanız ne derece şümullü oluyor." "Kavrakoğlu'nun bu sözleri ne- den söylediği pek iyi anlaşılmadı. Ünvan itibariyle kendisinin İstanbul Valısı kadar zengin olduğu bilinmek- . Devlet Radyoları ve gazeteler isminden bahsediyordu. O hald u lâflar övünmek mânasını taşımıyordu. Daha ziyade çocuklara, kendilerine karşı devlet büyüklerinin dahi alâka duyduğu izah ediliyordu. Kavrakoğlu konuşmasında "siz yeni- liyorsunuz, bizi muarızlarımız şu ve- ya bu sebeple tefe alıyorlar" demişti. İşte bu söz hakikaten doğru idi. Futbolcuların lâkaydisine kimse ses çıkartamıyor, buna rağmen idareci- ler gerek basının ve gerek taraftar- larının ağır hücumlarına maruz kalı- yorlardı. Bütün İş pazar günü yapı- lacak olan Galatasaray maçının ne- ticesine bağlı idi. İdareciler bu ma- çın mesuliyetini tamamen futbolcu- ların sırtına yüklemişlerdi. Basın Toplantısı Kavrakoğlunun iki günlük hum- malı çalışması sona ermişti. Sıra alman kararları efkârı umumiyeye aksettirmeye gelmişti. İşte 9 Mart çarşamba günü Park Otelde İstanbul gazetecilerine bir öğle yemeği veren Fenerbahçe kulübü bu işi de böylece nihayete erdirdi. Gazetecilere teşek- kürle söze başlayan başkan, alınan mühim kararları anlattı. Dedi M: "— Mali cephesi sağlam, tesisle- ri sağlam ve huzur içerisinde bulunan bir kulüp üç beş maç kaybettı diye yıkılmalı mıdır? Bu doğru yo dur ve memleket sporuna faydalı o- lur mu? Elbette olmaz. Buna yazık- tır. Buna sizler de müsaade etmeme- lisiniz. Gazeteci arkadaşlarımdan ri- cam, bu şekilde hareket edenlere kar- şı mücadele etmeleridir. Bizler zorla idare hey'etine gelmiş insanlar de- ğiliz. Umumi hey'et, ekseriyetle bize teveccüh göstermiştir. Bu teveccüh devam ettiği müddetçe biz de vazi- femize devam edeceğiz. Biz kuru gü- rültüye pabuç bırakacak insanlar da değiliz." Kavrakoğlu bu sözlerle muarızla- rına sert cevaplar vermiş oluyordu. Tıpı böylece bir dereceye kadar din- miş ve beraberlik temin edılmıştı İş pazar günkü maca kalmıştı. AKİS, 19 MART 1955