MUSİKİ Konserler Gene Temcit Pilâvları Smetana'nın Satılmış Nişanlı üvertü- Tü n bir yıl zarfında üç defa çaldılar Bırıncısı bir Üniversite konse- rinde: en iyi de o gün çalmışlardı. Sa- londa Georges Duhamel vardı. Acaba ondan mı? ikincisi geçen mevsimin son- larına doğru bir Filârmani konserinde; birinciye nisbetle seviye iyice düşmüş- tür. — Nihayet, geçen haftaki konserde; gerilemenin üçüncü merhalesiydi bu. Riyaseticumhur Orkestrası'nın, Tre- asla zengın]eştırmek mesine üzülen olmazsa şöyle bir düşünce ile tesellı bulabilirler: — «Evet; hep aynı eserleri çalıyorlar ama, böylece o eserlerde tam bir tecrübe sa- hibi olurlar ve temiz bir icra çıkara- bilirler». Maalesef orkestranın son za- manlarda verdiği konserler bu görüşü etmiyor. konseri tarafından bir öncekinin reko- runu kırıyor. Geçen Cumartesi günü zevk vermek bir tarafa, rahatsız yürekler acısıydı. Hiç mi pr yapmamışlardı acaba? Şef eseri tanımı- yor muydu? Bırakın bunları bir tara- fa; orkestra Üüyeleri acaba sazlarım akord etmemişler miydi? nserin ikinci kısmında — durum biraz düzeldi. Fakat kornolar o meş- hur ve mahut kornolar gene dinleyici- leri güldürmeğe -yahut hiddetlendirme- ye- devam ediyorlardı. Haydi Eroica senfonisinin üçüncü muvmanındaki üç İlhan Özsoy Dâhi derlerdi AKİS, 16 OCAK 1955 kornolu pasaj bilhassa güçtür diyelim. Pekâlâ bütün eserlerdeki korno parti- lerinin de mi falsosuz olarak çalınması imkânsız şeyler? Dinleyicilerin çoğu o hale geldiler iki kendilerini musikiye kaptırmış rahat rahat dinlerken korno- ya sıra geldi mi yüzleri buruşuyor, leri diken diken oluyor ve «ne olacak şimdi? Nedir bu başımıza gelen?» der gibisinden birbirlerine bakıyorlar Riyaseticuhmur Orkestrası bugun— lerde, her zamandan fazla, sıkı ve ciddi bir çalışmaya ve iyi bir şefe muhtaçtır. Saha henüz boş 29 yaşında, İlhan Özsoy Devlet Kon- servatuarı'nın keman rindendir. Konservatuarda onun için büyük ümitler beslenir, İlhan Özsoy ismi ile «dahi» kelimesi beraber kullanılırdı. ben Liko Amar'la çalışmalarına devam etti. Birçok konserler verdi. manya'ya gitti; Köln Musiki Akademe- si'nin keman kurlarını takip etti. İyi de- receler aldı. İki yıl önce Darmstadt'da yapılan Milletlerarası Oda Musikisi mü- sabakasına bir kuartet kurarak katıldı ve i memlekete döndü t, her- şeye rağmen, memleketimizin birinci sı- nıf bir viyolonist kazanmış olduğunu is- bat edemedi. Geçen haftaki konserde Dvorak'ın keman konçertosunu çalarken umumiyetle güvenilen teknıgı bı]e yer soğuk atmosferinden kurtulup musikiyi yaşıyamıyordu. u konser İlhan Özsoy'un iyi bir öğretmen olabileceğini, fakat vasat bir konser sanatkârı olmaktan henüz ileri gidemediğini bir daha ortaya koydu Plâk Resitali olan herkese soru- «Ne çalarsınız?» «plâk cevabını verir. Muhatabı Şşa- şar. Alay ettiğini zanneder. Fakat Mi- Bu cevabını hem de . Plâk çalmayı baş- lıca meşgalelerinden biri haline getir- miştir. Plâklarını sadece kendi oturup dinlemekle, veya yakın bir iki dostuna dinletmekle kalmaz. Üç senedir Ameri- kan Kütüphanesinde verdiği konserler- de mümkün olduğu kadar fazla insana plâklarla musiki dinletmeğe çalışır. eserler hakkında kısa, fakat özlü M usiki ıle meşgul ramlan, bi serde icracıları muhak- hak surette sahned nlı olarak gör- in şart olmadığına ve maksadın i dinlemek olduğuna inanan musikisever- ler tarafından büyük alâka görmekte- dir. İlhan Mimaroğlu plâk konserlerine 1951 yılında İzmir Amerikan Kütüpha- nesinde başlamıştı. Musiki hayatı çok İlhan Mimaroğlu Plâklarla konferans hareketsiz geçen İzmir'de bu konser- ler büyük rağbet gördü. Ertesi konserler Ankara'da devam etti. programlar ve plâklar muntazaman İz- mir, İstanbul daha sonra Adana ve Es- kişehir- Amerikan Kütüphanelerine gön- deriliyordu. Konserler iki sene daha bu şekilde devam etti. Fakat bu mevsim, aylar geçiyor, plâk konserleri bir türlü başlamıyordu. Sebep, konserlere devam edilmesi kararını verecek olan zatın, Amerikan Haberler Merkezi Müdürle- rinden Mr. Argus Tressider'in Ameri- ka'da bulunmasıydı. Avdetinde bir an önce kararım verdi. Geçen hafta Kızı- lay'daki kütüphanenin arka salonuna musiki meraklıları gene toplandılar; Mi- maroğlu kendilerine, bu sene program- larda bilhassa çağdaş eserlere geniş yel verılecegını ve böylece «umumi arzu- ya uyulmuş olacağını bildirdi ve sonra Gershwin'in Piyano — Konsertosunu ve Brahms'ın Dördüncü Senfonisini dinlet- ti. Bu konserlerde dinleyicileri' bilhassa hususlar, — programdaki ski olsun- eserlerin, çok sınıf orkestraların ve icra- cıların iyi sese alınmış plâklarından din- letilmesidir. Her eser çalınmadan önce verilen kısa izahlar da musikinin daha bir alâka ile dinlenilmesini sağ- Dagıtılan programda da belırtıldı- ği gibi konserler her hafta Pazar leri saat 17.15 te verilmektedir. Bunu - la beraber aynı saatte başka yerde bir konser varsa plâk konserinin saati deği- şecektir. Meselâ bu Pazar günü Milli Kütüphanede verilecek olan Necdet Remzi Atak konseri dolayısiyle, plâk konserinin saati 18.45 olacaktır. 37